KISA NOTLAR
– Pamir’in işi akıl vermek olmalıymış. Kendine pek işlemiyor ama dışarıyı analiz etmesi saniye almıyor. Ömer’le anlaşmaları da mükemmel oldu. “Satıcaz işte sizin ayakkabıları,” deyip konuyu kapattılar. Kardeş bu ayakkabılar için şirket batıyor ama yine de siz bilirsiniz. Hali de hal değil; yüzyılın çapkını, güzelim kızı elinin tersiyle itiyor. İyi değil bu çocuk, hiç iyi değil.
-Aytekin’e bayıldığımı daha önce kaç milyon kere söylemiştim? Gül, gül bitmedi. Serkan Dağlı’nın müthiş oyunculuğuna şapka çıkartıyorum gerçekten. Sen bu zamana kadar nerelerdeydin?
-Biri gezi, safari, atv falan mı dedi? Ne demek “istemiyorum” Ömer, ne demek?!! Biz istiyoruz, sık sık yapın.
-Neriman’ı şirkete getirmek tıpkı Titanic’deki gibi gemi batarken keman çalmak yani. Üstüne bir de o şirkette Koray varsa hadi şimdiden geçmiş olsun.
-Günlerce şarkılarının çıkmasını beklediğim hatta tüm şarkılarını istinasız ezbere bildiğim Emre Aydın’ın Sen Beni Unutamazsın şarkısını duymamla duygu durumum altüst oldu. Kim yaptıysa, kim düşündüyse aklına, ellerine sağlık gerçekten.Seda ve Sinan’ın çalkantılı ilişkisine de cuk diye oturmuş. Pamir’in son hamlesi güzeldi yalnız. İkisi de bunu bekliyorlarmış resmen.
-Ayşegül’e ciddi üzüldüm bu bölüm. Ruh gibiydi. Az kalsın İso ve Ayşegül’ü de Serdar anlayacaktı, Nihan karıştırmasaydı.
-Nihan’ın Ömer’le konuşacağını duyar duymaz çanta-torba ne var ne yok fırlatıp güzel bir fon yapmaya çalışırken çiçeğin Nihan’dan çok görünmesine aşırı güldüm.
Döne döne izlemelere doyamadığım şu bölüm için emeği geçenlere şükranlarımı sunuyorum. Tek sorun Defne’nin aslında özette söylendiği gibi Ömer’in sırrının üstüne o kadar da gitmemesiydi onu da laf olsun, merak ediyoruz ya çabuktan öğrenelim diye diyorum. Bölüm harikaydı gerçekten. Haftaya görüşmek üzere. Aşkla kalın.
* Cahit Zarifoğlu.
Ekranella