Ana sayfa Foto Galeri Türk dizilerinden sonra filmlerimiz de Arjantin’i sallayacak!

Türk dizilerinden sonra filmlerimiz de Arjantin’i sallayacak!

tarafından ker_def

Fuocoammare

‘Deniz’de Ateş’in yarışmanın en iyisi olduğuna herkes hemfikirdi

66. Berlin Film Festivali’nin büyük ödülü Altın Ayı’yı İtalyan yönetmen Gianfranco Rosi’nin ‘Fuocoammare’ (Denizde Ateş) adlı belgeseli kazandı. Bir anlamda Berlin Film Festivali yine politik yüzünü gösterdi, çünkü festivalin açılış töreninden başlayarak sürekli ön planda olan konu sığınmacılar sorunuydu. Yarışmadaki 18 filmin en iyisinin, İtalya’nın en güney noktası olan, 20 kilometre karelik Lampedusa adasında bir buçuk yılda çekilen bu belgesel olduğu konusunda herkes hemfikirdi. ‘Denizde Ateş’, çok akıllıca kotarılmış bir belgesel. Filmin başında Lampedusa adasına son 30 yılda 300.000 sığınmacınnın geldiğini, bu sığınmacılardan 15 bininin daha adaya ulaşamadan ya da karaya çıktıktan sonra hastanelerde hayatını kaybettiğini öğreniyoruz. Yönetmen de ödülü aldıktan sonra yaptığı konuşmada ada halkına teşekkür etti. “Hepsi balıkçıdır, denizden gelen her şeyi kabullenirler, 30 yıldır gelen tüm mültecilere kucak açtılar” dedi. Film adadaki günlük hayatı çoğunlukla bir çocuğun gözünden anlatıyor. Yönetmenin en büyük başarısı da burada. Bu küçük kahraman çok kendine özgü ve komik bir çocuk. Bir balıkçı ailesinin çocuğu ama denize çıkınca midesi bulanıyor, kürek çekmeyi beceremiyor, bir gözünün tembel olduğu ve iyi görmediği ortaya çıkınca tedaviye başlanıyor. Gece ormanda küçük bir kuş ile karşılıklı ötüşmeleri, doktora kendi kafasında kurduğu şikayetlerini anlatması ve makarna yediği sahne değme komedileri aratmıyor. Öte yandan yıllardır adada çalışan doktorun, mültecilerin çektiği sıkıntıları, tanık olduğu ölümleri, yaptığı otopsileri anlattığı sahne ise insanın kanını donduracak kadar korkunç. Mültecileri taşıyan çürük, eski teknelere çıkıp onlara yardım etmeye çalışan ekipler, beyaz tulumları ve maskeleriyle bir bilim kurgu filminde uzay gemisinden inmiş yaratıklara benziyorlar. Sanki başka bir dünyadan gelmiş gibiler, gerçekten de onların dünyası, mültecilerinkinden çok farklı bir dünya. Oysa Afrika ile Lampedusa adası birbirlerinden sadece 70 mil uzakta.