Ana sayfa Dizi Haberleri Ali ile Selin olmasa Güneşin Kızları’nın işi zor!

Ali ile Selin olmasa Güneşin Kızları’nın işi zor!

tarafından ker_def
güneşin-kızları-8
7- Biz birbirimize mecburuz, görmüyor musun?
Bu sahil sahnesinde Ali’nin soğukluğu çok tartışıldı. Bu Ali Mertoğlu değil hissini yaratan da o soğukluktu zaten. Bilmediğimiz daha önce görmediğimiz bir Ali değildi esasında o. “Bugün her şeyin bittiği gün”, “Emre’ye geri dön”, bunlar hep o Ali’den çıkan sözlerdi. Sadece itiraflardan sonra artık görmeyeceğimizi düşündüğümüz bir Ali’ydi. Çünkü alışmıştık Selin daha düştüğünü fark etmeden Ali’nin onu tutmasına. Selin de dememiş miydi o hep oradaydı. Peki, ne değişti iki haftada? Bütün bir hafta kendimize sorduğumuz sorunun cevabına geldi sıra. Bu Ali için çok zor geçen iki haftaydı belli ki; annesi her akşam içmişti, Ali kendini bir tarafa bırakıp yine ona bakmak zorundaydı. Yalnızlaşmıştı, Emre, Tuğçe yoktu artık bir şey paylaşmasa da kafa dağıtabileceği. Selin için de zordu belki ama onun annesinin dönüşü büyük teselliydi.
Annesi ve kardeşleriyle sarmalanmıştı. Neden gelmedin diye Ali’ye sitem ederken, sana ihtiyacı olan tek annen değil derken biraz bencildi. Hadi bencil demeyelim, alışageldiği, her arkasını dönüp baktığında gördüğü Ali’yi arıyordu gözleri. Ali iki hafta boyunca hesap kitap yapmıştı sanki kendince hesaplanmış bir risk aldı. Her ne kadar acı gelse de sözleri şimdiye kadar ki en sessiz çığlığıydı. İki hafta dayanabilmişti Selinsizliğe, iki hafta kalabilmişti Selinsiz. Daha uzun süre kalamayacağını düşünememiş olacak ki soğuk gözlerinin arkasına saklayarak içinde yanan ateşi, ikna kabiliyetini sınadı Selin’de.
O kadar çaresizce ihtiyacı vardı ki uzattığı elin tutulmasına, her şey yalan olsa da Selin gerçek demeye, kırdı döktü bilinçli olarak. Belki biraz Selin’in Emre ile ilk hallerine gitti aklı. O değil miydi ilk günden Emre’yi aşkım diye telefonuna kaydeden, “Ya birlikteyizdir ya değilizdir” ültimatomunu veren. Kulaklarında çınlıyordu belki “Anlayışlı sevgilim benim!” lafı. Annesi babası tarafından bile sevilmeyen Ali Mertoğlu Selin tarafından seviliyordu ve bunu herkesin bilmesini istiyordu. Onu her istediği zaman o terastaki gibi öpebilme hakkını istiyordu. Her yaralandığında yaralarını sarmak için orada olsun istiyordu. Kendisinin Selinsiz olmayı tecrübe ettiği gibi Selin’e de Alisiz kalmayı tecrübe ettirtmekti amacı.
Sonuca gelirsek… Evet, bu Ali bizim tanıdığımız Ali’ydi, ta ki annesinin evinden çıkıp bir şekilde Elif’in evinde uyku haline geçinceye kadar. Psikolojik üstünlük sağlayıp Selin’i kendi yanına çekmeye çalışırken daha uzağa itmesiyle sonuçlanacak bir sondu gördüğümüz. “Aşk böyle bir şey değil” gibi büyük laflarla küçümserken Selin’in gözlerindeki derinliği şunu bilsin ki aşk yeni tanıştığın kızın evinde uyuyakalmak da değil. Çünkü uyumak çok AlSel’e özel, çok AlSel’e ait. Aşk belki de Selin gibi gururunu hiçe sayıp o arabaya binmek, belki de sevgiline göz değdiren kızı makarnaya bulayacak kadar gözü dönmek. Umalım da Ali kıskançlık ateşini körüklerken Selin’den gelecek karşı hamlelere hazırlamış olsun o iki haftada kendini.