Kerem Çatay ne kadar ileri görüşlüymüş öyle?
DM: Evet, öyleydi ama biz önce fikri saçma bulduk. Sex & City mi çekeceğiz sanki, bize ne yararı olacak ki diye düşündük.
BD: “Sex & City değil ama Aşk-ı Memnu diye bir dizi, oyuncular da çok size göre aslında” dedi.
Peki, üşenmediniz mi böyle bir işe? Sürekli kendinize proje yaparken bir anda uzun saatlerinizi alacak bir iş gelmiş?
BD: Üşenmez olur muyuz? İlk başta zaten oyuncuları saydı, onları bile tanımadık. Ne gerek var, yapılmaz, çok zor bir iş dedik başta. Sonra Kerem çok iddialı konuşunca denemek istedik. Sistemi biliyorduk sonuçta, markalar sponsor olmak istemiyor, kıyafetlerini vermiyordu.
DM: O zamanlar Merter’den toplanıyordu kıyafetler, markalar asla bu işi onaylamıyordu. O sırada Deniz’le Bilsar’da çalıştığımız için oradan bir şeyler alabildik. Ralph Lauren’in Türkiye şubesini, Burberry ailesini tanıyorduk, onlara rica ettik. Onlardan ürün alınca ekranda orijinal tasarımları görenler tarafından hararetle karşılandı tabii. Marka ürünler, tasarım çantalar, gerçek mücevherler kullanmaya başladık.