Ana sayfa Oyuncu Biyografileri Deniz Tansel Öngel Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

Deniz Tansel Öngel Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

tarafından ker_def

Deniz Tansel Öngel, 24 Eylül 1976 tarihinde Gaziantep Kilis’te doğmuştur. Türk dizi, sinema, tiyatro oyuncusu ve oyun yazarı.

Adı: Deniz Tansel Öngel
Doğum Tarihi: 24 Eylül 1976
Doğum Yeri: Gaziantep/ Kilis
Boyu: 1.78 m.
Kilosu: 73 kilo
Burcu: Terazi
Göz Rengi: Kahverengi
Saç Rengi: Siyah
Kardeşleri: Ablası var
Instagram: https://www.instagram.com/deniztanselongel/
Evcil Hayvanları: Köpeği Ares.

Deniz Tansel Öngel Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi 9

Ailesi: Öğretmen olan anne ve babasının görev yeri olan Gaziantep Kilis’te dünyaya geldi. Anne ve babası daha sonraları Ankara’ya yerleşti ve çocukluğunu Ankara’da geçirdi. Öğretmen olan bir ablası var. Gerçek ismi, Deniz Ulaş’ tı ancak 80 döneminde, ismi yüzünden sıkıntı yaşamasın diye babası ismini Tansel olarak değiştirdi.  Sonra kendisi mahkeme kararıyla ismini Deniz Ulaş Tansel olarak tekrar değiştirdi. “İnsanlar ismimin hikayesini duyunca şaşırıyorlar, kanıt olmadan inanmak istemiyorlar. Kafadan attığımı filan düşünüyorlar. Ama gerçek bu.  Annem ve babam, Siirt’in bir köyünde iki gencecik köy öğretmeni. Babam, anneme deli gibi aşık oluyor.  Annem de boş değil tabi. 1968’ler zaten masal gibi. Bu arada, annemin başka talipleri de var. Ne doktorlar ne mühendisler istemiş.  Ha bir de kaymakam.  Ama annem de, babama aşık.  Mektuplar, şiirler, paylaşılan idealler ve sonuç: Ablamla ben! Bence final de iyi. Babaannem, Selanik’ten, Anneannem ise Mısır üstünden Şam’a, oradan Siirt’e geldiklerini anlatırdı hep. Dedemin de Beyrut’tan geldiğine ilişkin şeyler var. Fakat bizim ailede, nereden geldiğin değil, iyi insan olup olmadığın önemli. Anne ve babamdan öğrendiğim en önemli şey; paylaşmak, korkusuzca soru sorabilmek ve fedakârlık. Babamı 2015 yılında kaybettim, O’nu çok özlüyorum.”

Çocukluk yılları: Oyun oynamayı çok seven bir çocuktu, hayali kahramanları, sevimli çocukça yalanları vardı. Her hafta, bazen her gün, bazen de aynı günün içinde kendisine oyun amaçlı yeni bir meslek seçiyordu. “Pilot, itfaiyeci, aşçı, hakim, veteriner, operatör doktor, çöpçü, bilim insanı vs. liste böyle uzar gider.  Aşçı mı oldum, enfes yemekler yapıyordum (tahmin edeceğiniz gibi mutfaktan alınan tabağa jülyen doğranmış kağıtlar üstüne, oyun çamurundan özenle doğranmış fasulyeli, kırılmış başka plastik oyuncaklardan karışık bir sote, akvaryumdan çaktırmadan koparılan bitkiyle süslenmiş enfes bir öğün) sadece müşterilere değil, evsizlere, sokak hayvanlarına, yoksul mahallelere gidip kamyon arkasında yemek dağıtıyordum. İtfaiyeci miyim? Evde yangında mahsur kalan hem güzel kızı, hem de köpeği cesaretle kurtarıp, yangına sebep olan nedeni bulup çıkartıp, hop hemen dedektif olup, uzun araştırmalardan sonra sabotaj yapan yan mahallenin (yaşı benden büyük) çete başını tutuklayıp, hop polis oldum, hemen yargılayıp hop hakim olarak içeri atıyordum hop gardiyana dönüşüp ona babacan bir tavırla hayatı ve özellikle bizim mahalleye bulaşmaması gerektiğini anlatıyordum. Oyunlar böyle olunca ortaokul sondan itibaren tiyatro merakı giderek içimi zorlayan bir rüyaya dönüştü. Lise yıllarımda ilk kez sahneye çıktım ve başka bir meslek yapmanın benim için çok anlamsız olacağını anladım.”

Eğitim hayatı: : Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı’ndan mezun oldu. 2000 yılında Trabzon Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’nde göreve başladı. Hâlen İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda sanatçı olarak görevini sürdürmektedir.

Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, ‘Uy Başuma Gelenler’ dizisinde canlandırdığı ‘Volkan’ karakteriyle başladı.

Hangi proje ile parladı? ‘Geniş Aile’ dizisinde canlandırdığı ‘Cihangir’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.

Kişilik özellikleri: Sıcak, cana yakın, dürüst, haraketli, enerjik. “Hiperaktifim sanırım, tam da emin değilim. Bir yerde çok duramam, hatta yerimde çok duramam. Dışa dönüğüm, paylaştıkça neşelenirim.”

Kişisel gelişim: Mesleğinde daha iyi olabilmek için hala oyunculuk dersleri alıyor. “ Ders almalara doyamayan bir insanım.  Craft Tiyatro’dan oyunculuk dersi alıyorum. Çağ Çalışkur harika bir hoca. Kendimi yenilemem gerek diye düşünüp, yeniden öğrenci oldum.”

Sosyal: Boş vakitlerinde sevdikleri ve köpeği ile birlikte zaman geçirmeyi seviyor. “Ben öy­le İs­tin­ye Par­k’­a gi­dip ye­mek ye­mem. Hiç­bir ma­ga­zin­ci be­ni ha­ber yap­maz. Çün­kü za­ten öy­le bir du­ru­mum ol­maz. Ben da­ğa gi­de­rim, kamp ya­pa­rım. Ada­ya gi­de­rim, de­ni­ze gi­re­rim. Kö­pe­ğim var, kö­pe­ğim­le do­la­şı­rım. Be­nim şöh­ret­lik bir ha­ya­tım yok. Va­pu­ra bi­ne­rim. Met­ro­büs kul­la­nı­rım ora­da bir­bi­ri­ni ezen in­san­la­rı iz­le­rim. İki tür var Tür­ki­ye­’de bu alan­da. Ün­lü olan­lar ve oyun­cu olan­lar. Ben ün­lü olup oyun­cu ol­mak­tan­sa, oyun­cu­luk ya­pıp eğer ün­le­nir­sem ün­len­me­yi ter­cih ede­rim. Ol­ma­ya­ca­ğı­mı da bi­li­yo­rum. Ben pa­za­ra gi­di­yo­rum ve bu be­ni çok zen­gin­leş­ti­ri­yor.”

Düşünce yapısı: Kibrin çok tehlikeli bir şey olduğunu düşünüyor. “Böyle bir hayatın içinde yalan söylemek zorunda kalıyoruz maalesef. Yalan söylediğim zaman af dilerim hep. Kibrin kibir olduğunu fark ederseniz onunla mücadele edebilirsiniz. Ama bunun bedeli ne olur? Çok göz önünde olmazsınız, herkes sizi tanımaz, fiyatınız biraz düşük olur, ama kafayı yastığa koyduğun zamanda rahat uyursun yani. Benim tek düsturum var: Hamım, pişiyorum ve inşallah ölmeden önce olurum. Duam budur, bundan gayrısı hikaye.”

Deniz Tansel Öngel Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi 10

Mutluluk kaynağı: Uzun yıllardır beraber olduğu köpeği Ares en büyük mutluluk kaynaklarından biri. “Ares uzun zamandır be­nim­le. Al­man si­yah kur­du. O ba­na çok şey öğ­re­ti­yor. Çok şey öğ­re­ni­yor ay­nı za­man­da. Her­ke­sin ya­nın­da dos­tu ona iyi ge­lir. Hay­van de­mek is­te­mi­yo­rum, iki ayak­lı çok hay­van gör­düm ben. Dört ayak­lı ol­sun ama biz ona hay­van de­me­ye­lim is­ti­yo­rum. Ares oy­na­ma gü­dü­sü­nü ve he­ye­ca­nı­nı hiç kay­bet­mi­yor.

İlk sinema filmi: Aydın Bulut- Barış Pirhasan- Ezel Akay- Grup Yorum- Hüseyin Karabey- Mehmet İlker Altınay- Reis Çelik- Sırrı Süreyya Önder Vedat Özdemir /  F Tipi Film

Aşka bakışı: “Aşk tanımı olur mu? O tanımlanamadığı için edebiyattan, sinemaya, tiyatrodan, dansa, operadan, pop müziğe varıncaya kadar, tek bir alanda bile araştırmaya, bilmeye ömürler yetmeyecek bir birikim var. Aşkın tanımı olmaz, sadece en yakın tarifleri olur. Kelimelerle anlatılamayacak bir akıştır o. İlahidir ve senin o ilahi olanı keşfetmen için insan suretinde sana görünür. Her yerdedir, baktığın her yerde. Bu aşkın duygusu, öğrenilmez ama bilinir. Biri aşık olmayı öğrenemez sadece aşkı görmezden gelmeye alışabilir. Eğer kendimi tutmazsam saatlerce anlatabilirim. o yüzden anlayan anlar deyip keseyim.”

Hayata bakışı: Yaşamında ona güç veren en değerli şey; Aşk. “Beni güçlü hissettiren şey önce aşk. Baktığım her yerde gördüğüm, içinde olduğumu her an hissettiğim, mucizelerine şahit olduğum aşk en büyük güç, kudrettir. Özgürlük hissim, ait olduğum ve bunu seçtiğim ailem. Hakikati arama cesaretim, yargılamadan, uzaklaşmadan, beklentisiz olma hali, tanrısal ümidi ruhumun bir organı gibi geliştirme yolum. Yolum benim gücümdür.”

İş hayatına bakışı: Oyunculuktan başka bir meslek yapabileceğini düşünmüyor, oynadığı her rolde kendinden bir şeyler buluyor. “Oyunculuk sonuçta bir meslek ama aynı zamanda her an hazır olmanız gereken bir ‘olma’ biçimi. Oyunculukta, bir role, saat 09.00-17.00 arası bir mesai ile hazırlanmazsınız. Nasıl yaşar, hikayesi nedir, alışkanlıkları nelerdir, gündelik hayatta nerede durmaktadır, ne düşünmektedir, zekası, yeterlilikleri, hoşlandıkları hoşlanmadıkları. Tüm bunları oluşturmak için mesleki tanımlardan çok daha fazlası gerekir. Oyunculuk meslekten fazlası. Bu yüzden oyunculuğu meslek olarak seçtim. Bu işin eğitimini almak bana çok şey kattı. Bir kere çok özgür bir sosyal hayatımız oldu konservatuvardayken. Sahne sanatlarına ilişkin kolay kolay yapılamayacak şeyler öğrendik, deneyebildik. Klasik müzikten baleye, modern danstan tüm tiyatro literatürü konusunda önemli bir birikim elde ettik. Disiplini ve oyun oynama zevkini bir arada yaşamayı öğrendik. Daha beş milyon artı! İnsanın içinde her duygu var. Bazı duyguları törpüleyip, kontrol altına alıp bazılarını cilalayıp parlatıyor ve böylece görünen bizi yaratıyoruz. Oynadığım her rolde kendimden bir şey buluyorum ve bu da bir oyun gibi. Hangi özelliklerimiz birbirine yakın, hangisi uzak, nerede hangi konularda uzlaşıyoruz, nerelerde ayrılıyoruz. Ama bu rolü çıkartmaya çalışırken ilk aşamada düşündüğüm şeyler. Bir süre sonra bana benzeyen ya da benzemeyen yönleriyle o rol olmayı ve rolde akmayı istiyorum. Bu yüzden rolle benzerlik bir süre sonra geçerliğini yitiriyor ya da yitirmeli diye düşünüyorum. Varsa yoksa tiyatrocu değilim, yaratıcı olabildiğimi hissettiğim her yer kabulümdür.  Set, sahne, sinema perdesi, senaryo ekibi, oyun yazma, müzik grubu vs. Farkları sadece teknik. Onun dışında, hepsi çok heyecanlı oyun alanları benim için. Önemli olan, iyi bir hikâyenin içinde olmak, o zaman oyun oynamak çok zevkli!”

Kariyer planı: Yaşadığı sürece, sinema tiyatro ve televizyonda var olmayı istiyor. “Hepsi ayrı keyifli. Yazar, hikâye, rol, çalıştığın yönetmen ve bir arada olduğun meslektaşların çok önemli. Televizyonda da, sinema perdesinde de, sahnede de olmaya bayılıyorum. Birisi olmazsa diğeriyle oyun oynama açlığımı gidermeye çalışıyorum. Biri diğerinden daha kıymetli ya da daha az kıymetli değil. İnsanlığa zulüm yapanları olumlayan, temize çıkartan, zalimliği yücelten, hakikati çarpıtan hikayelerdeki en şaşaalı rolleri bile oynamak istemem, sanırım oynayamam da. Onun dışında asla oynamam dediğim bir rol hiç olmadı.”

Gelecek Hayali: Plan yapmıyor, anda kalmaya ve anın hakkını vermeye çalışıyor. “Hedefim anda kalmaya devam etmek, sadeleşebilmek ve en sade halimde olabilmek. Kadere inanıyorsan plan yapamazsın. Kariyer planı diyorlar ya, hayatımda duyduğum en komik laf bu. Dünyada tek kariyer vardır, sen insansın. Güzellik yapacaksın, kariyer o.”

En büyük tutkusu: Müzik en büyük tutkularından bir tanesi. Bağlama, yan flüt, melodika, gitar, klarnet ve ney çalıyor. “Bağlamayı babam çalardı, evde vardı. Biraz, ona bakıp, ona özenip, evdekilerin kulaklarına eziyet ederek, öğrendim. Yan flüt de çalıyorum, onu da kendim öğrendim, sanırım çalanları izleyerek. Udu uzun yıllardır elime almadım, ama çalarım, melodika şahane bir enstrümandır. Gitarı da ilerletiyorum. Klarnet, ‘Masumlar Apartmanı’ dizisi ile girdi hayatıma, devam edeceğim. Ney, şu sıra demleniyor.”

Deniz Tansel Öngel Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi 11

Hobisi: 9 yıldır boks yapıyor aynı zamanda eski yüzücü, kılıç kullanıyor. “ Bir oyunda boksör oynayacaktım, ders almaya başladım. Sonra iş, lisans çıkartmaya kadar geldi. Oyun, iki sezon oynadı. Ben dokuz yıldır bokssuz kalamadım! Şu sıra biraz seyrek ama boksa devam. Eski yüzücüyüm, Trabzon Yüzme İhtisas monopalet yüzücüsüydüm. Monopalet benim stilim, çok özledim monopaletle yüzmeyi. Kılıç ve tarihi silahların da hemen hemen hepsini kullanabiliyorum. Eskrim, konservatuvarda, yardımcı meslek dersimizdi, ben de eskrimde iyiydim. Zamanla, diğer silahlarla da tanıştım ve çok sevdim. Özel merak işte.”

Kadında çekicilik kriteri: Güçlü kadınları çekici buluyor. “Tıpkı güçlü olan her insan gibi hırs değil azim, kıskançlık değil imrenme, başarma değil yapma prensipleriyle hareket eden güçlü kadın çekicidir. Onlardan çok tanıyorum ama içlerinden biriyle birlikteyim. Her an bunu hissetmek ve yaşamak çok güzel. Çünkü potansiyelini bilip kendini iyiye yönlendirmek günün koşullarında tebrik edilesi bir şey. Bu yüzden tabiri caizse “dark side” da olmadan gücünü yaşayan kadın en ideal olanı.”

Doğa ile ilişkisi: İşten vakit buldukça doğaya kaçıyor, kamp yapmayı çok seviyor. “Doğa, benim için her şey! Lise yıllarımda başladı bu tutku, daha doğrusu modern hayattan doğaya kaçma isteği.  O yıllardan bugüne kadar da hiç değişmedi. Çadırla başlayan macera, karavanla devam ediyor. Modern hayatın ritminden uzakta, doğadayken, içimle ve evrenle daha derin bir ilişki kurabildiğimi fark ettiğimden beri, ‘kamp yapmak’ vazgeçilmezim. Daha yeni kamp yapmaya başladığım dönemde, 15-16 yaşlarında, dere yatağı yanı bir vadiye, acemice kamp kurduk. Vadinin ortasında bir düzlük var, çadır kurmak daha kolay oraya tabii, bu yüzden oradayız. Bedeli ağır oluyordu az kalsın! Sadece belgesellerden ve fotoğraflardan bildiğimiz birkaç yaban domuzu, oldukça hızlı şekilde kampımızı ziyaret ettiler! Üç beş saniye içinde çıktığım çam ağacının tepesinde, o domuzların pek de ziyaret maksadında olmadıklarını anladım! Arkalarında avcılar vardı ve onlardan kaçıyorlardı. Onlar da canlarını kurtarmaya çalışıyordu. Hayatımda en korktuğum anlardan biridir! Ağaca tırmanma hızıma da şaşırdığım anlarımdan biri aynı zamanda.”

Evde ne yapar?  Mutfakla arası çok iyi. Yemek yapmayı ve yaptığı yemekleri sevdiklerine yedirmeyi seviyor. “Kendi yemeğini kendi yapan ve sevdikleriyle paylaşan biriyim. Sofra çok önemli, paylaşmak, anlaşmak, neşelenmek için. Bir yaptığımı tekrar yapmam için, ısrar ve daha önemlisi yiyen kişinin yüzünde oluşan ifadenin mutluluk dolu olması gerekiyor. Yemek mutlu etmiyorsa sadece doymak içindir. Sadece doymak da çok önemli ama yine de buna minik dokunuşlar her koşulda mümkün. Ben yaptığım yemekleri tatmayı, ama daha önemlisi başkasının bu yemekleri zevkle yemesini seviyorum. Birisiyle paylaşmayacaksak yemek yapmak da pek anlamlı gelmiyor yani.”

Modayla arası nasıl? Modayı yeni yeni takip etmeye başladı. “Moda benim için çok bir yere koyamadığım ciddi, saygın bir alan. Ama trendler neye göre belirlenir, nasıl olur da, dünyanın çoğunun giysi fabrikalarından, merdiven altı tezgâhlarına, o yıl ve birkaç yıllar dar paça pantolon hararetle yapılıp tüm dünya mağazalarından, semt pazarlarına dağıtılır, işte bu acayip bir gerçek. Uzun yıllar ‘İstediğimi giyerim! Moda budur!’ kafasında takıldım. Şükürler olsun ki değişime ve daha önemlisi gelişime kapalı değilim. Hayatıma giren çok zevkli bir kadın sayesinde moda ile olmayan bağım kurulmaya başladı. Bu çok şey öğrendiğim kadın Neşe. Neyse Neşe beni bir giysinin, ben dışarıdan sevmesem de üzerimde duruşunun, kendi seçtiğim tarzdaki giysilerden daha iyi olabileceğini, giydirip bana ve üstümdekine aynada baktırıp, dışarıdaki başka insanların giydiklerime verdikleri tepkileri bana gösterip, bilimsel olarak beni ikna etti. Ben de tüm dolabımı onunla değiştirdim ve sürekli yeniliyoruz.”

TELEVİZYON DİZİLERİ

2020/2021- Masumlar Apartmanı /  Naci

2020- Kırmızı Oda / Tarık

2017/2020- Payitaht Abdülhamit/ Namık Paşa

2018- Kalbimin Sultanı/ Namık Paşa

2016- Kanıt: Ateş Üstünde /  Kaan

2015- Yaz’ın Öyküsü / Mert

2012- Benim İçin Üzülme / Niyazi

2011- Muhteşem Yüzyıl / Alvise Gritti

2010- Geniş Aile / Cihangir (Konuk oyuncu)

2010- Kılıç Günü / Kılıç Ali

2009- Bu Kalp Seni Unutur Mu? / Yalçın

2007/2008- Elveda Derken / Kerim

2006- Adak / Zeynel

2005- Güz Yangını / Kerem

2006- Kaybolan Yıllar (Konuk oyuncu)

2005- Avrupa Yakası /  Demir

2004- Uy Başuma Gelenler / Volkan

SİNEMA FİLMLERİ

2021- Kafes

2020- Hayalet: 3 Yaşam / Nevzat

2019- Kader Postası

2018- Bizim Köyün Şarkısı / Mehmet

2016- Babamın Kanatları / Resul

2015- Son Mektup / Tayyareci Salih Ekrem Yüzbaşı

2015- Mucize / Cemilo

2012- F Tipi Film/ Şerif

2011-Dekupe / Serkan (Kısa Film)

2004- Kısmet / Kadir (Kısa Film)

TİYATRO OYUNLARI

2020- Dönence

2017- Arzu Tramvayı  / Oyun Atölyesi

2016- Coroilanus /  İstanbul Devlet Tiyatrosu

2016- Ceza Külliyesi

2015- Muhteşem Gatsby / İstanbul Devlet Tiyatrosu

2011- Yanık / İstanbul Devlet Tiyatrosu

2009- Doğal Zehir / Trabzon Devlet Tiyatrosu

2007- Git Gel Dolap / Trabzon Devlet Tiyatrosu

2005- Benerci Kendini Niçin Öldürdü /  İstanbul Devlet Tiyatrosu

2004- Hepsi Oğlumdu / Trabzon Devlet Tiyatrosu

2003- Küçük Korku Dükkanı/ Trabzon Devlet Tiyatrosu

2003- On ikinci Gece / Trabzon Devlet Tiyatrosu –

2002- Karar Kimin / Trabzon Devlet Tiyatrosu

2001- Bahar Noktası /  Trabzon Devlet Tiyatrosu

2000-  Kurban / Trabzon Devlet Tiyatrosu

1999- Zengin Mutfağı / Trabzon Devlet Tiyatrosu

1999- Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz / Trabzon Devlet Tiyatrosu

1999- Birimiz Hep İçin / Trabzon Devlet Tiyatrosu