Sky Films ve Yakamoz International imzalı, yapımcılığını Emre Oskay ve Bahadır Atay’ın üstlendiği, yönetmen koltuğunda Hande Türkel’in oturduğu, senaristliğini ise Cem Özüduru ve Ozan Ağaç’ın kaleme aldığı ‘BARDA’ cuma günü vizyona giriyor. Türk sinemasının en sert ve gerilim dolu filmlerinden biri olan ‘BARDA’yı 17 yıl sonra günümüz gerçekleriyle yeniden yorumlayan filmin yönetmeni Hande Türkel görüşlerini paylaştı.
Kült hale gelmiş bir filmi yeniden yorumlayan Türkel, Barda hakkında ‘Şiddet hayatın içinde olduğu sürece sinemada da var olacak. Spesifik tek bir olay değil ne yazık ki yaşadığımız dünyada sürekli olan olaylar örgüsünü anlatıyoruz. İçeriği gerçek hayatı yansıttığı için de sert’ şeklinde açıklamada bulundu.
‘İLK KEZ BİR SETTE ‘KESTİK’ DEDİKTEN SONRA KİMSENİN KIPIRDAMADAN KAYITTAN ÇIKTIĞINI GÖRDÜM’
Çekim ortamı ve atmosferi hakkında detaylar paylaşan Türkel, ‘En önemlisi izleyiciye izlediğinin gerçek olduğunu hissettirmekti. Bu yüzden çekim ortamını oyuncular için içine kapatıldıkları ve çıkamayacakları bir yer haline getirdik. Oyuncuları kurduğumuz dünyaya inandırdık ve onlarda bana teslim oldular. Bundan sonrası akışa güvenmek oldu’ dedi. Ekip olarak oyunculara ve onların içinde oldukları duygulara saygı duyduklarının altını çizen Türkel ‘İlk kez bir sette kestik dedikten sonra kimsenin kıpırdamadan konuşmadan sadece kayıttan çıktığını gördüm . O duygu hiç kesilmedi hiç bozmadan ikinci plana geçtik’ dedi.
‘FİLMİ BEĞENMEYEBİLİRSİNİZ AMA SADECE OYUNCULUK PERFORMANSLARI İÇİN BİLE İZLEMELİSİNİZ’
Oyuncuların müthiş bir sinerji yakaladığından bahseden Hande Türkel, ‘Filmi beğenmeye bilirsiniz ama sadece oyunculuk performanslarını izlemek için izlemelisiniz’ şeklinde konuştu.
Filmin oyuncu kadrosunda İdris Nebi Taşkan, Melisa Berberoğlu, Cem Söküt, Burak Can Doğan, Alperen Aldanmaz, Melissa Değer, Yalım Danışman, Alperen Çavdar, Doğa Yiğit, Ender Hacımustafaoğlu, Hilmi Ahıska, Kıvanç Baran Arslan, Berkan Şal, Ertan Saban, Fatih Al, İlker Kızmaz, Ejder Özkarslıgil yer alıyor.
Geçmişin günümüze kıyasla masum kaldığı, eskisinden daha vahşi, daha karanlık, daha acımasız sosyal çevremizde, dokunsak patlayacak gibi duran toplumsal kutuplaşmaların tam ortasında, şehrin bambaşka bir yerinde bambaşka bir barda, tüm kabuslarınızın ötesinde bir gece adım adım ilerliyor.