Ana sayfa Dizi Haberleri Koca Koca Yalanlar dizisini batıran asıl sebep kabak gibi ortada!

Koca Koca Yalanlar dizisini batıran asıl sebep kabak gibi ortada!

tarafından ker_def

Kanal D ekranlarında Pazartesi akşamları izleyicilerle buluşmaya devam eden Koca Koca Yalanlar dizisi, aldatmayı ballandıra ballandıra anlatmayı tercih edince ilk bölümlerde hemen tepki görmüştü. Bu antipatinin geçmesi biraz zaman aldı ve dizi yaz boşluğunda iyi de performans göstermeye başlamıştı. Ancak Çukur, Söz ve Yasak Elma dizilerinin ekrana gelmesiyle birlikte 3’lü reytinglerin bile altına gerileyen dizi için final sesleri gelmeye başladı.

Kanal D’nin uzun süre Koca Koca Yalanlar’ı taşıması zor gözüküyor. Peki neden bu noktaya gelindi. Kanal D’nin bu noktaya gelinmesinde hataları var mıydı? Milliyet Blog yazarlarından Anibal Güleroğlu, “Koca Koca Yalanlar’ın Gerçekleri” başlıklı yazısında detaylı şekilde diziyi analiz etti.

İşte Anibal Güleroğlu’nun Koca Koca Yalanlar dizisiyle ilgili farklı tespitler de yaptığı o yazısı:

“Sezonun açılmasıyla birlikte eskilerini döndüren ve yeni yapımlarını ekrana süren kanallar, yaz döneminde başlattıkları işlerin rekabet güçlerini de gözden geçirir oldular. ‘Kocaman Ailem’, ‘Darısı Başımıza’ gibi yapımları yaz sonunu beklemeden yollayan televizyon dünyasında, gün değişiminden etkilenmeyip zirvedeki yerini koruyan ‘Erkenci Kuş’un başarısına karşın diğer yaz diziler aynı oranda ilgi göremedi.

Nasıl ki Show TV, yaz dizisi olarak ilgi çeken ‘Meleklerin Aşkı’nı da yeni sezona sarkıtmak yerine 11’inci bölümde noktalayıverdi. Bu doğrultuda, Star’ın ‘Nefes Nefese’si ve FOX’taki ‘4N1K İlk Aşk’ için de reyting bahanesiyle final söylentileri çıkartılmakta. Maalesef aynı durum Kanal D’nin ‘Koca Koca Yalanlar’ı için de geçerli.

Hakan Yılmaz, Evrim Alasya, Selen Uçer, Pelin Öztekin, Ferdi Sancar, Rüzgâr Aksoy ve Tuğçe Karabacak’ın başrolde yer aldığı dizi esasında ekrandaki komedi eksiğini gidermek için birebirdi. Gerek oyunculuk gerekse içerik açısından potansiyele sahip olan ve yayına giriş zamanlaması açısından yaz dizisi handikabını da aşan yapımın yeni sezon umudu rahatlıkla vardı. Lakin ihaneti ballandırarak ilk adımı atmasıyla yaratılan tepkisel bakış açısı ve yaz boşluğuna göre ayarlanan yayın gününün sezon doluluğu bu umudu kıran baş engeller oldu.

Nitekim ‘Çukur’ ve ‘Söz’ün varlığında, dizi, jet hızıyla totalde 10’unculuğa gerileyiverdi. Derken, ‘Yasak Elma’nın devreye girmesi tüyü dikti, birinciliğe yükselen ‘Koca Koca Yalanlar’ın varlığını yalan ederek 14’üncülüğe düşmesine neden oldu.

Şimdi 3’ün altında gelen reytinglerin kanalı tatmin etmeyeceği gerçeğinde, dizinin uzun ömürlü olma hevesinin kursağında kalacağı muhakkak. Öte yandan ‘Koca Koca Yalanlar’ın hemen harcanmaması gerektiğini; sadece komedi mantığı taşımayıp bize bazı hayati gerçekleri işaret ettiğini de görmemiz lazım. Bunlar nedir peki? Bakalım.

KOCA KOCA YALANLAR’DAN AÇIĞA ÇIKANLAR

Aşk ve yalan… Birlikte olmaması gereken ama bir o kadar da iç içe bulunan kavramlar. ‘İnsanların aşktan öldüğü yalandır’ demiş ya, ünlü yazar W.Shakespeare… Buna karşılık aşk için pek çok yalan söylendiği ve bu yalanların tehlikeli sonuçlar doğurduğu da bir gerçek. Nasıl ki ‘Koca Koca Yalanlar’ın öyküsü tam da bu gerçeğin üstüne kurulmuş. Hem de en iticisinden. Diziden yaptığımız çıkarımları hemen sıralayalım…

-Bu doğrultuda ‘Koca Koca Yalanlar’dan çıkan ilk ders, erkek karakteri üstüne oluyor haliyle. Şöyle ki; dizinin baştan itibaren bize anlattığı şey, erkeklerin çoğu için aşk kavramı bir kalbe birden fazla kadının sığabileceği ve erkeklere yüzde yüz güvenilemeyeceği yönünde…

Buradaki hassas dengeyse, cesaret ve yalan becerisi olmakta! Kimileri aşk bahanesini pervasızca uygulamaya dökerken, kimileri eline yüzüne bulaştırıp evliliğini sonlandırmakta… Ki, Ahmet ikinci kategorinin başarılı örneği.

-Dizinin ikinci gerçeği, erkek aldatmasında arkadaş teşvikinin aslında koca bir yalan olduğu. Yani aldatma olayının özü erkeğin kafasında gizli, arkadaş motivasyonu da düşünceyi eyleme dökme cesareti veren bir bahaneden ibaret. Nasıl ki, Ahmet de Şahin’in ihanetlerini kendi için bir basamak olarak kullanma ve arkadaşını bahane etme kurnazlığında çıktı karşımıza.

-‘Koca Koca Yalanlar’dan yapılacak bir başka çıkarım, kadının kocasını elinde tutabilmek için çaba harcaması gerektiği mesajının pompalanması! Erkek aldatıyorsa bunun sorumlusu kadın denilmekte açıkça. Yani kadının ev işlerine dalması, çocuklarla uğraşması sonucu erkeğin uzaklaştığı ve dışarıdaki koca avcısı kadınların gösterişli hallerine kapıldığı mesajı verilmekte. Böylece evli erkeğin aldatması ‘hak’ gösterilmekte.

-Evli erkeklerin genç kadınların peşinden koşturmalarının, aldatmalarının toplumda doğal karşılandığı gerçeğini, Sude’nin varlığı ve diğer kadınların konuşmalarıyla dillendiren dizide ihanete uğrayan eşlerin, kocalarının ilişki kurduğu kadınlarla muhabbete koyulması da gayet doğal gösterilmiş.

Tabii bunun için de sudan bahaneler yaratılmış. Misal, Canan’ın kayıp kocasının metresini ve çocuğunu eve alması, birlikte yaşaması. Böylece kadınlara ‘Kocanızın kırıklarıyla kanka olun’ denmek istenmiş adeta.

-Dizinin ihanet-aile dengesi de ibretlik yönlerinden. Ahmet’in ablasının ve babasının rahat rahat Müjgan’la aynı evi paylaşması, erkeğin yaptıklarını normalleştirmek adına dayatılan bir öğreti gibi durmakta. Müjgan da hiç yüksünmeden bu ortamda yaşamakta.

-Tüm bunların ötesinde Sude’nin evli erkek kafesleme peşinde olan kadınların oyunbazlığını örneklemesi de kayda değer bir detay. Tabii genç kadınla kırıştırma hevesine kapılan erkeklerin bu oyunları fark etmemesi ve gözlerine sokulan yanlışları geçiştirme saflığı da öyle.

-Ayrıca aldatılan ve boşanmayı seçen kadınlara ‘tok gözlü’ olmaları ve erkekten maddi yardım talep etmek yerine çalışarak kendilerinin, çocuklarının geçimini sağlamaları şeklinde bir dikte de mevcut ‘Koca Koca Yalanlar’ın felsefesinde.

-Nihayetinde Ahmet ile Müjgan’ın birlikte sabahlamasıyla kadın gururunu sıfırlayıp ‘Boşansak da dost kalalım’ kafasını işleyip erkeklerin, boşansa dahi eski karısının üstünde söz hakkı olduğunu düşünmelerini normalleştiren dizide evliliğin ilişkileri öldürdüğü, aşkın yalanlarla örülü fedakârlıktan ibaret kaldığı, kadın-erkek ilişkilerinin evlilik sorumluluğu olmadan daha eğlenceli yürüdüğü mantığının işlendiği de aşikâr.

SONUÇTA;

İlk bölümleriyle erkek ihanetini yüksek dozda teşvik eden ve bu hususta yol gösterici biçimde ilerleyerek tepki çekici hale gelen ‘Koca Koca Yalanlar’ın gerçeği, abartılı dizi yansımalarından ziyade toplumda geçer akçe olan durumları işliyor olması! Tüm iticiliğine ve özendiriciliğine rağmen içerik söylemi hayatın ta kendisi maalesef. Oyuncuların bu olumsuzlukları eğlenceli performanslarıyla olumlu biçime dönüştürmeleri de cabası.

Dolayısıyla aldığı reytinglere bakılmaksızın değerlendirilmesi gereken, her bölümüyle ilişkiler ve aile kavramı üstüne düşündüren, toplumdaki erkek algısına yönelik ince mesajlar veren bir iş olarak ekranda kalmayı hak etmekte.

En azından reyting bahanesiyle apar topar yollanmak yerine izleyiciye saygı adına, erkeklerin aldatmalarının mutluluk getirmediğini ve kendini ailesine adayan kadınların, ihanetten sorumlu olmadığını ortaya koyan doğru dürüst işlenmiş bir finalle yolcu edilmeli derim.

Anibal GÜLEROĞLU – Milliyet Blog