– Son 10 yılda fenomen olan dizilerde ekrana geldiniz. Senaryo seçimini nasıl yapıyorsunuz?
Bu konuda ne desem boş. Evet, senaryoya, cast’a, yapım şirketine göre değerlendiriyorum kendimce ama galiba en önemli faktör şans. Parçası olduğum işler hep çok başarılı ve uzun süren projeler oldu. Hiç yayından kalkan bir dizim olmadı mesela… İkinci adım Uğur benim, uğurlu muyum neyim…
– Sosyal medyada çok güzel olduğunuz yazılıyor. Siz kendinizi güzel buluyor musunuz?
Güzellik göreceli. Duygularıyla hareket eden biriyim. Dolayısıyla ruh halime göre değişiyor kendimle ilgili düşüncelerim.
Saçımın dibi çıktıysa veya gözlerimin altı çöktüyse uykusuzluktan, ya da sevdiğim sevdiğini hissettirmiyorsa güzel değilim. İçim güzel ama, kin tutamam. Kızdığım, bir daha yüzüne bakmam dediğim biriyle oturmuş kahve içerken bulurum kendimi. Pembe yalan söylerim, üç gün sonra kaçırıveririm ağzımdan. Adalet ve empati duygum gerçekten kuvvetlidir. Bir haksızlık varsa, beni hiç ilgilendirmeyen hatta dahil olmamın aleyhime olacağı konulara balıklama atlarım. Huy işte. Güzel gözümden, dudağımdan daha güzel bunlar yani… Onlar geçer, bunlar geçmesin yeter ki.