Ana sayfa Foto Galeri Okan Bayülgen, televizyon dizilerine isyan etti!

Okan Bayülgen, televizyon dizilerine isyan etti!

tarafından ker_def

Okan Bayülgen, televizyon dizilerine isyan etti! 7

-Ayrıca “gay friendly” bir mekan…

Kesinlikle öyle. Benim işlettiğim bir mekanın “gay friendly” olduğunun altını çiziyor olmamı bile abes buluyorum ancak bir olay yüzünden bir açıklama yapmam gerekiyor. Kapıda duran ve içeriyle alınan insanları seçmekle görevli olan kibar ve yakışıklı arkadaşımız, bizim orada olmadığımız bir zamanda gelen 6 tane gay arkadaşımıza “damsız içeriye alınamayacaklarını” söylemiş, bunun üzerine ben tekrar altını çizmek istiyorum gay friendly olduğumuzun. 6 tane gay adamın bir bara girmek için 6 tane kadın bulmaya çalışması ağır bir durum. Dünyada hiçbir yerde olmamıştır herhalde (Gülüyor)

“Hetero çiftlerin gay barlara sirke gider gibi gitmesi çok lüzumsuz bir hareket”

-Kabare fikrine geri dönersek, drag queenler büyük bir kabare kültürüdür biliyorsunuz, sizin kabarenizde de drag queen olacak mı?

Hem onlar hem de Burlesque de bir kabare kültürüdür ancak tabi ben bu konuları tartışma dışı tutuyorum. “Bir dükkan açalım ve orada sadece drag queenler olsun” diye düşünmem, elbette olurlar zaten.

Mesela, pole dance (direk dansı) dediğimiz olay striptiz değildir. Ben dükkanın ortasına bir direk koysam herkes kıkırdamaya başlar. Halbuki açıp YouTube’dan pole dance müsabakalarını izleseler ağızları açık kalır. Tam olarak anlayamadığımız şeyler var.

Gay barlar da yıllardır heterolar tarafından yanlış anlaşılmıştır. Kızlar rahat rahat oraya giderler ve eğlenirler, oralarda pek hanzo herif göremezsiniz ama kocalarını götürdükleri zaman da “bak şimdi sana çok ilginç birilerini göstericem” diye götürürler. Kocaları da bu gay barlardaki insanlara bilinçsiz hetero erkeklerin verdiği tuhaf tepkileri verir. Sanki sirke gelmiş gibi davranırlar. Bana sorarsan çok lüzumsuz bir harekettir bu.

Ben Paris’te L’Marais’te bir gay bara arkadaşlarımla gittiğim zaman yanımdaki erkek arkadaşım bana ısrarla “vitrinin arkasındaki duşun içindeki adam bana bakıyor ve pipisini gösteriyor” diye tutturdu. “Hayır” dedim “O adam şov yapıyor, mayosu var ve sana pipisini gösterdiği yok” Daha da ısrar edince “O zaman dedim sen bizim tarafımıza geç. Biz o adama hiç bakmıyoruz” dedim. Arkadaşım daha da sinirlenince “Bak burada o kadar gay var, bu adama senden başka kimse bu kadar dikkatli bakmıyor” (Gülüyor) Anlatabildim mi? Bakış açısı bu!

-Peki Kabarett Dada’da eşcinsel temalı bir gösteri görecek miyiz?

Tabii ki göreceksiniz çünkü dünyadaki tüm oyunlar aynı zamanda gay temalıdır, gay temasız bir şey olabilir mi? Bu kadar bin yıllık kültür sanat hazinesinde mutlaka bu içerik var. Ama ben bir “gay club” yapmayacağım bir kabare yapacağım.

Shakespeare’in tüm oyunlarında eşcinseller var zaten. Doğu’ya doğru geldikçe sansür yese de bu eserler, aslında sansürlenmediği zaman toplum daha sağlıklı olur. Toplumun ruh sağlığı için yasakları yasaklamak lazım. Toplumun ruh sağlığı bozuk olursa cinayetle sonuçlanan cinsel sapkınlıklar, çocuklara yönelik iğrenç davranışlar ortaya çıkar. Beraber huzurla yaşamamız için sansüre son vermeliyiz.

“Politikanın bu gidişatına göre iki hareket çok yükselecek bence; biri LGBT hareketi bir diğeri de çevreci (yeşil) hareket”

– Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek’e sorduğunuz meşhur soruya gelmek istiyoruz. “Bizim ne zaman gay belediye başkanımız olacak?” diye sormuştunuz…

Ben eşcinsellerden yana bir adam olarak sormadım o soruyu aslında. Tarihsel olarak denk geldi. Sokaklarda güzel bir mimari olması, şehrin en güzel şekilde tasarlanması gibi konularda vakıf olabilecek, moda ve sanat gibi alanlarda da önde gelen isimler eşcinsel olduğundan, ben de bu soruyu sordum. O da “inşallah biz yaşadıkça böyle bir şey görmeyiz” gibi bir cümle etti. O da Melih Gökçek’in ne güzel(!) bir dilediğidir ama bilmiyorum olur mu olmaz mı? (Gülüyor)