Ben çözdüm olayı valla bak. Poyraz’ı Poyraz’dan başka ben anlarım en iyi. Bizi hep bu Poyrazlama’lar mahvetti gülüm, bizi bu delirmekler yedi. “Cahiller her şeyi bilirler, aptallar her şeye inanırlar, akıllılar her şeyden şüphe ederler,” dedin ya Baba peki ya deliler, delirtilmişler? Aklını çıldırmış bunlar deyip, dört duvar arasına sokmakla bitti mi bu iş yani? Yüzlere vuran pencere parmaklığının gölgesi hiç mi önemli değil? Eczanelerde antideprasan bulunamıyorsa, karaborsadaysa sakinleştiriciler, herkes biraz uçmuşsa yani, koca Dünya’yı mı kapatacaksınız dört duvara? Yoksa etrafına parmaklıklar mı inşa edeceksiniz? Gerçek deliler bir gün itibar görecek mi Poyraz? Herkes bunca delirmişken, ama aslında -birkaç küçük topluluk dışında- gerçek delirmenin kıyısına yanaşamamışken kimse, hala inanıyor musun, görecek miyiz itibar? Zamanın olmadığı, mekanın çiçekten olduğu bir yerde, bir gün, duyarsan o yüce itibarın varlığını, ya beni de götür ya sen de gitme Poyraz! Bu kadar delilik manyaklık varken içerikte, girizgahı böyle yapmazsam hatırı kalır dediydim ben, yoksa ne yani, gayet yerinde benim beynim, üzülmesin delilikle manyaklık diyeydi.
Poyraz Karayel dizisinde herkes delirdi!
610
Önceki gönderi