Efeniim, dil sürçmesi diyorsun, yade dinni, aman şey, dedin yani! Yanma diyorum, Zülfikar diyorum, cayır cayır alev aldı diyorum. Sen yaza düğün diyorsun ya Sefer’ciğim, ben çoktan kurdum o düğün yerini, gökkuşağının bittiği yerde, gökkuşağı renkleriyle süsledim dört yanı, bir siyahla bir beyaz kaldı, onları da bekliyorum işte: O gemi illa bir gün gelecek!
Çıldıracağım, o kuzu nereden geldi, nasıl geldi? Lütfen bakın merak pis bir şey, başa çıkılmıyor! 180 derece dönüşle vejeteryan olmaya karar veren Taşkafa’mız, o şekerpare göbüşüne kurban senin. Pamuk’la kurduğun duygusal bağa kurban. Yalnız bak yaklaş, bir sır vereyim sana o vejeteryanlığın sonu veganlığa gidiyor son yıllarda, İsveçli ya da İsviçreli de olabilir, o kısımdan pek emin değilim, bilim adamları pek sağlıklı bulmamışlar o işi, ben öyle duydum, bilemicem. Sen gel dön o yolları, ekosistemin kurbanlarıyız n’apalım! Bir küçük dip not: VejetEryan mı vejetAryan mı, TDK ile anlaşamadık efendim, ikisine de eyvallah bakış açıma dönüp, ağızdan nasıl çıkıyorsa öyle yazmaya karar verdim ben de. Saygılar.