569
Sefer’in Mete-Sema sarılmasını yanlış anlaması ise şaşırtmadı beni. Muhtemelen gerçeklerin öğrenilmesine yardımcı olan bir yol açıldı. Beni orada asıl cız ettiren durum Sefer’in yine yine yeniden adını bile anmak istemediği Sema’ya koşmasıydı. Mete’yi görmeseydi ne yapacaklardı ne konuşacaklardı merak ediyorum. Çünkü malumunuz kamuya açık alanda, Bahri Baba’nın moderatörlüğünde konuştular. Sema iyi mi oldun şimdi, fedakarlık yaptın, huzur içinde mi öleceksin? Yahu zaten hatırlamayacaksın bile, bari sevdiğin ve seni seven adamı mutlu et. Ne gerek var ölmeden mezara sokmaya? Paşalar gibi beş yılını yaşa en azından güzel anılar bırak sevdiklerine.