Halbuki bu hafta istediğimiz kıvamda SefSe sahneleri görebilmiştik nihayet. Zülfikâr’a düğüne kadar alkol yok diyen Sefer’in gömdüğü biraları görmezden gelip bölüm içinde Sema-Ümran sahneleri kadar bile yer tutmayan sahnelerle yetinmesini bilmiştik. Sema’nın yetimhane hikâyesine üzüldüğünü gören Sefer’in hemen “Ben böyle sakallı falan doğdum herhalde.” diye espri yapıp ortamı yumuşatmasındaki inceliği görüp alkışlamış, Sema’nın güzel bakışlarını da takdir etmiştik. Düğünü erteleme lafı geçti ama o kısımda sorun yok sanırım. Zaten düğünü erteleseniz bile nikahı kıyın canlar ne olacak yani. Düğün dediğin kapitalist küresel sermayenin aşağılık bir oyunu zaten. Lakin asıl mühim olan bundan sonra Sema’nın nasıl davranacağı. Kimselere belli etmemeye çalışacak gibi duruyor şu an için. Ama Sefer’e nikâh masasında hayır deme klişesine düşülmemeli en azından, gözünüzü seveyim.
Poyraz Karayel’de en sinir bozucu karakter!
443
Önceki gönderi