Seda Demir, 8 Mart 1983 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Türk dizi, sinema ve tiyatro oyuncusu.
Adı: Seda Demir
Doğum Tarihi: 8 Mart 1983
Doğum Yeri: İstanbul
Boyu: 1.65 m.
Kilosu: 53 kilo
Burcu: Balık
Göz Rengi: Açık Kahverengi
Saç Rengi: Kahverengi
Instagram: https://www.instagram.com/1sedademir/
Çocukluk yılları: Okul yıllarında çalışkan, sorumluluk sahibi bir öğrenciydi. Çocukluğunda büyüyünce ne olacaksın sorularına ‘masa başında değil, insanların arasında olayım’ cevabını veriyordu. “Değişik biriyim ben. Çünkü ilkokul, lise, üniversite bütün eğitim hayatım boyunca hep çok çalıştım. Üstelik çok zor bir lisede okudum. Sorumluluklarımın farkındaydım. Ayrı eve çıkmak istediğimde annem ‘Eyvah ne olacak bu kız!’ demedi. ‘Seda eve çıkmak istiyorsa kötü bir şey olmaz. Vardır bir bildiği’ diye düşünmüştü. O yüzden sorun olmadı. Ortaokul ve lisede hep okul birincisiydim. Psikoloji okumak istiyordum. Birinci tercihim, Fransızca Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi’ni kazandım. Hiç düşünmemiştim bile. Annem istedi diye yazmıştım üstelik puanı da çok yüksekti. ‘Nasılsa puanım yetmez’ demiştim ama bölüm 5 puan birden düşünce şansıma oraya girdim. Annem de ben de çok mutlu olduk çünkü bayağı yüksek bir bölüm kazanmıştım. Ağır inektim.”
Eğitim hayatı: Marmara Üniversitesi Fransızca Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü’nden mezun oldu.
Hayatının dönüm noktası: Öğrencilik yıllarında, fuarlarda hosteslik yaptı, arkadaşlarının teşvikiyle ajansa kayıt oldu. Birçok kez deneme çekimlerine çağrıldı, bir süre çekimlere gitmeyi reddetse de çekimlere katıldı. İlk işi Türkiye İş Bankası reklamında oynamak oldu. Sonrasında çeşitli reklamlarda rol aldı. Yaprak Dökümü dizisi kariyerinin dönüm noktası oldu. “Harçlığımı çıkarmak için fuarda hosteslik yaparken, ‘O kadar güzel ve eğitimli kız arasından beni mi seçecekler’ der ve bir cast ajansına yazılmaya cesaret edemezdim. Bir gün kendimi arkadaşlarımla bir ajansta buldum ve ‘bir kenarda kalsın’ diye bir başvuru formu doldurdum. Sonra bir gün beni deneme çekimine çağırdılar. ‘Nasıl olsa olmaz’ diye gitmedim birçok görüşmeye. Sonra bir gün ‘Tamam’ dedim. Birçok çekime gittim. İlk işim de İş Bankası reklamları oldu. Benim için oyunculuk yapmayı seçmek büyük bir karardı. Dizide de başarı grafiğim aşağı düşmeyince bunun bir tesadüf olmadığını anladım.”
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, ‘Yaprak Dökümü’ dizisinde canlandırdığı ‘Sedef’ karakteriyle başladı.
Hangi proje ile parladı? ‘İntikam’ dizisinde canlandırdığı ‘Selen Durmaz’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Kişilik özellikleri: Ne yaparsa yapsın iyi olmasını istiyor, sempatik, samimi. “Karşımdakine dost olarak bakmıyorsam herkesle arkadaşlık ederim. Herkesle konuşacağım bir konu mutlaka vardır, uyumluyumdur. Ama iş dostluk kurmaya gelince o çok zor. Az sayıda dostum vardır. Erkek dostum da var. Bence erkeklerden çok da güzel dost oluyor. Mesela liseden beri dostum diyeceğim bir arkadaşım var, Onur. O benim için candır, kardeşim kadar severim.”
Düşünce yapısı: Alaylı oyuncu olmanın Türkiye’de daha iyi olduğunu düşünüyor. “Çünkü alaylı olup bir yere gelebiliyorsanız gerçekten oyuncu olduğunuz ortaya çıkıyor. Kendinizi kanıtlamış oluyorsunuz. İkincisi benim çok arkadaşım var konservatuardan mezun olan; siyasetle ilgili hiçbir şey bilmiyorlar. Ezbere dayalı bir sistem olduğu için vizyon sahibi olamıyorlar gibi geliyor bana.”
Mutluluk kaynağı: Hayranlarının ilgisinden mutluluk duyuyor. “Yaprak Dökümü’ dizisinden sonra, insanlar yolda beni gördüklerinde arkamdan ‘Sedef’ diye sesleniyorlar. Bu beni çok mutlu ediyor. Güler yüzlü teyzeler yolda beni durdurup önce beni baştan aşağıya süzüyor, sonra da ‘Çok zayıfsın Sedef. Biraz şişmanla’ diyorlar. Bir de dizinin web sitesinde benimle ilgi bölüme, ‘İleride yurtdışında oynayabilir’ diye yazmışlar. Ben de ileride bir gün bu olacakmış gibi hissediyorum.”
İlk sinema filmi: Ahmet Küçükkayalı/ Bensiz
Hayata bakışı: Hayattaki en büyük amacı, ‘iyi bir insan olmak’. “Hayat felsefem; erdemli yaşa, erdemli öl. Hayata karşı çok katı kurallarım var. Ben bir insanın kalbini gereksiz yere kırmam, kapris yapmam. Bugün sokakta elmas aramak ve trilyonlar değerinde bir şey bulmakla eşdeğer iyi insan olmak. Ben bu hayatta iyi bir insan olmak için emek harcıyorum. Bu gerçekten çok zor bir şey.”
İş hayatına bakışı: Ekranda fark yaratmak için öncelikli olarak kısa sürede kar elde etme amacının güdülmemesi gerektiğini düşünüyor. “Bir iş tutunca onun reyting payından yararlanabilmek için benzer ama daha renklendirilmiş türevlerini görüyoruz mecburen. Bu da yeni projelerin üretiminin önünü kesiyor. Bana göre yeni fikirlerin ortaya çıkması için güven ortamının sağlanması gerekiyor sadece. Bir dizinin tutması için, en yüksekte çalışan ile en alt kısımda çalışan arkadaşlarla birlikte herkesin benimsediği bir proje olması gerekiyor. Çalışan herkesin işi sevmesi ve görevini içten gelerek yapması lazım bence. Bunun da yolu o setteki insanlara ayrım yapılmaksızın değer veriliyor olmasından geçiyor çünkü işin sıcaklığı ekrana mutlaka yansır ve izleyiciyi içine çeker. Ben aslında oyunculukla birlikte kendimi anlamaya başladım. Zaten hep ünlüymüşüm gibi yaşıyormuşum. Davranışlarıma dikkat ediyormuşum. Eskiden evden üstümde bir şort, ayağımda terlikle çıkıp bakkala giderdim. Şimdi bakkala giderken pantolon giyip saçımı tarıyorum. Tek başıma yürürdüm birkaç ay öncesine kadar. Şimdi ev ortamı dışında yalnızlığımı pek yaşayamıyorum.”
Kariyer planı: Sosyal içerikli projelerde daha çok yer almak istiyor, dünyaya açılmak da hedefleri arasında. “Eskiden romantik komedilerde rol almak isterdim ama şimdi sosyal içerikli projelerde yer almak istiyorum. Siyasi bir filmde oynayabilirim. Ama asıl hedefim dünyaya açılmak. Fransızca, İngilizce biliyorum. İtalyanca çalışıyorum. Kanada’da eğitim alıp yurtdışı işlerinde oynamak isterim. Ben siyaset eğitimi aldım. Şu anda öyle bir hedefim yok ama ileride siyasete atılabilirim. Çocukken cumhurbaşkanı olmak isterdim. Neden olmasın? Belki ileride olurum.”
Survivor macerası: İçindeki adrenalin tutkusu onu yarışmaya katılmaya teşvik etti ancak Survivor macerası kısa sürdü. “Bana teklif gelmedi; ben teklife gittim. Aslında ben göründüğüm gibi biri değilim; adrenalin bağımlısıyım. Survivor bu anlamda bana çok hitap ediyor. Doğaya ayrı bir tutkum var. Bu nedenle internetten başvurdum herkes gibi. Sonra elemelere çağırdılar. Adada sadece iki hafta kalabildim. Ekiple anlaştığım zaman üç hafta eleme olmayacaktı. Otomatikman bir ay sonra elenecektim. Adaya gider gitmez 10 yıldır değişmeyen kural değişti ve üçüncü günden itibaren eleme olmaya başladı. Üç kişi elendi ve ben üçüncü elenen kişiydim. Çok enterasan bir kısmetsizlik oldu. Benim ismim aslında ‘bahtsız bedevi’.”
Hobisi: Balık tutmayı çok seviyor. “İlk gün 7 saat beklemiştim hiçbir şey gelmemişti. Sonraları tuttum tabii. O oltaya bir balık gelmesi yeterli. Eğer denizi ve sessizliği seviyorsanız balık tutmayı da seversiniz. Kavacık’ta iskorpit, Caddebostan’da zargana, Tarabya’da da istavrit tutmaya giderim. Bir gece iskorpit tutmaya gittim. Bu arada epey hayalperest biriyim. Çok iyi yüzmeme rağmen derine gitmem. Çünkü canavar çıkacağını düşünürüm. Neyse gece karanlık, oltayı attım bekliyorum. Bir baktım karanlığın içinden bir şey geliyor. Balık gibi de değil. ‘Hayal görüyorum. Hayır olamaz. Hayal!’ derken bir baktım karşımda su samuru, hop diye atlamaz mı! Oltanın ucundaki balığı takip ediyormuş.”
TELEVİZYON DİZİLERİ
2006/2010 – Yaprak Dökümü / Sedef
2011 – Yıldız Masalı/ Sude
2013- İntikam / Selen Durmaz
2014 – Beyaz Karanfil/ Elif
2017- Çember
SİNEMA FİLMLERİ
2014- Bensiz
2015 – Evlenmeden Olmaz / Ayşe
TİYATRO OYUNLARI
2017- Evlilik Curcunası / Mine
2009- 72. Koğuş
YARIŞMA
2017 – Survivor