TelevizyonGazetesi.com / Analiz -Özel – Can Yaman Malatya’da katıldığı film festivalinde öyle dikkat çeken bir söz söyledi ki, aslında geleceğin gelmiş olduğunu da anlatır gibiydi.
Sizi biraz geçmişe götürelim. 90’lı yıllarda popüler olan Tarkan Tevetoğlu, sıradan birisi olmadığını sesi ile göstermiş, ama onu megastar yapan sadece sesi değil, imajıydı…
Tarkan ulaşılmaz birisiydi…Tarkan, görünmezdi.. Tarkan’a kimse yaklaşamazdı.. Tarkan öyle herkes ile aynı yerde yemek yemek, aynı ortamda bulunmazdı. Tarkan, her televizyon programına katılmazdı ki, bu noktada Beyazıt Öztürk’ün sitemleri hala akıllarda.
Sonuç olarak Tarkan’ı 90’lı yılların erişilmez ünlüsünden megastarlığa geçişinde bu imajı da önemli bir etkendi…
Şimdilerde ise starlık kavramı değişti. Artık erişilmez olan değil, hemen yanı başında olan değerli… Artık, konuşamadığın değil, birlikte bir an paylaşabildiğin star daha değerli…
Artık yolda görme ihtimalinin milyonda bir olduğu değil, her an her yerde karşına çıkabilecek bir profil daha değerli. Çünkü hayat hızlı tüketilen bir dijital dönüşüm yaşıyor. Bu dijital dönüşümde de erişilmez olan megastar olmayı bırakın, artık hatırlanmıyor bile.
Halbuki halkın içinde olan, halk ile yaşayan,onlardan birisi gibi konuşup, öyle davranabilenler daha da el üstünde tutulur oldu.
Örnek mi; işte Can Yaman… Samimi, sempatik, yakışıklı, güçlü, fizik güzelliği yerinde v.b. Ancak Can Yaman’ı bu noktaya taşıyan şey bunlardan hiç birisi değil.
Onun samimiyeti, içtenliği, kafasının arkasında başka bir hesap kitap olmayan hali, doğallığı ve her an karşılaşıp sanki sarılacakmışsın gibi hayranlarına enerji veren yaklaşımı.
Yaman, starlık algısını sadece ülkemizde değil yurt dışındaki hayranlarının gözünde de bu tavırlarıyla değiştiriyor.
İşte Malatya’da kameralara konuşan Can Yaman’ın bugünün starlarına veya star kalmak isteyenlere ders olacak o sözleri:
“Çok dışardasın, çok görünme diyenler var. Ne yapalım, eve mi kapanalım. Artık herkesin elinde akıllı telefon var. Herkes paparazzi ve bundan kaçış olmuyor. Çağ dijital bir çağ. Her şey dinamik. Buna adapte olmak, ayak uydurup bu akış ile yaşamak lazım. Eskiden daha farklıydı.Sosyal medya yoktu, çağ daha değişikti. Bundan kaçmak olur mu? Fotoğraftan kaçmak olmaz, yaşamamak da olmaz. Biz oyuncuyuz insanların içinde olmamız gerekiyor. Gözlemlememiz gerekiyor.Ortamlara girmemiz gerekiyor. Farklı insanlar tanımamız gerekiyor. Her yere ben girip, çıkarım, buna çok dikkat ederim. Çok ünlü değilmiş gibi de yaşarım, bunun da bir bedeli oluyor.İnsanlar da çok mutlu oluyor. İnsanlar mutlu olunca ben de mutlu oluyorum.”