“Yeni bir ben, yeni bir dönem” deyip eklemiş Şebnem:
“Hâlâ dalga dalga gelmekte olan bu ‘yeni ben’i onurlandırmak ve onu en güzel şekilde ağırlamak istedim. Böyle baktığımda saçlarını kazıtmak özellikle bir kadın için çok büyük bir hamle…”
Bugünlerde saçlarının gerçek rengini tekrar hatırladığını söylüyor Şebnem.
Önden beyazların çıkıyor olmasına da seviniyormuş.
Bir an düşündüm.
Etrafımdaki kadınlar dazlak olsa nasıl görünürlerdi diye.
Doğrusu şaşırtıcı bir deneyim olurdu.
Çünkü saç, özellikle de uzun saç çoğu kadının vazgeçilmezi. Hatta neredeyse kimliği gibi…
Peki Şebnem gibi her spiritüel yolculuğa çıkan, kendini yeniden keşfeden, yani moda deyişle başka bir ‘farkındalığa’yelken açan saçlarını illa kökünden kazıtmalı mı?
Elbette hayır.