Nicedir Köyceğiz cennetinin bir sakiniyim ve her gün toprağa basıyorum sakin sakin. Sığla ağaçlarının gölgesinde ve şehir değmemiş nehirlerde yüzüyorum.
Bir şehir kaosundan ayrılma cesaretini gösteren herkes için yurdumun her yeri müminini bekleyen cennet. Şöyle bir adam hayal ediyorum:
İstanbul trafiğinin bir yerinde yani cehennemin bir köşesinde bekliyor… Bekliyor… Bekliyor… Sonra soruyor kendine… Neredeyim, ne yapıyorum ben? Ne yapıyorum bu şehirde? Ne “yaşıyorum” bu şehirde?
Aslında sadece yapıyorum, yaşamıyorum. Zaten gürültüden kafa kalmadı arkadaş. Bu şehir kulağımın dibinde avaz avaz bağırıyor durmadan, yirmi dört saat!
Ve karar vermiyor. Bu cinnetten çıkmalı bir cennete ulaşmalı!
Önce kravatını çıkarıyor, atıyor arabanın arka koltuğuna ve ilk bulduğu sapaktan sapıyor. Ayrılıyor “ana yol”dan.
Ve hesapsızca sürüyor arabasını…