Ana sayfa Kadın Haberleri Zeynep Tuğçe Bayat, gözünü dizilere dikti

Zeynep Tuğçe Bayat, gözünü dizilere dikti

tarafından ker_def

25 Ağustos’ta seyirciyle buluşan TAAF yapımı, iddialı komedi filmi ‘Şansımı Seveyim’de Yaprak karakterine hayat veren güzel oyuncu Zeynep Tuğçe Bayat, filmle ilgili ve bilinmeyen yönlerini anlattı.

Zeynep Tuğçe Bayat’ın Akşam’da yayınlanan röportajı…

– Filmdeki karakterinizden bahseder misiniz?

Yaprak kendi halinde, ailesiyle birlikte kurduğu düzende yaşamaya devam eden bir kız. Derken Sebahattin giriyor hayatına ve Sebahattin’in şanssızlığı ona da sirayet ediyor. Doğal olarak uzak durmaya çalışıyor Yaprak.

– Bu projeyi kabul etmenizdeki etken nedir?

Komedi filmi olması, güçlü oyuncu kadrosu, yapımcılarımızdan Caner Özyurtlu’ya ve yönetmenimiz Ender Mıhlar’a olan güvenim.

AŞK OLMASAYDI FİLMLERDE OLMAZDI

– Sizin hiç şanssızlıklarınız oldu mu?

Kimin olmadı ki? Ama bugüne kadar başında şanssızlık sandığım bir sürü şeyin aslında büyük bir şans olduğunu gördüm. Panik yapmıyorum artık, bir bildiği vardır diyorum evrenin.

– Daha önce etrafınızda bu kadar şanssız bir insanla karşılaştınız mı?

Bu kadar şanssız bir adamla karşılaşmadım, hayır. Ama kendini en az Sebahattin kadar şanssız sanan bir sürü insanla karşılaştım. Başımıza gelenleri abartmayı seviyoruz galiba (gülüyor).

– Peki hayatınızda Sebahattin gibi şansız bir adama âşık olur muydunuz?

Aşk bu sorulur mu hiç? Aşk istediğimiz zaman seçip istediğimiz zaman vazgeçebileceğimiz bir şey olsaydı ne bu filmler, romanlar, ne de şarkılar olurdu bana göre…

SİNEMA OYUNCULUĞU DİRİ TUTUYOR

– Çekim sürecinde başınıza gelen komik, bu filmle ilgili unutmayacağınız bir anınız var mı?

İlk sahnemi unutamıyorum. Ama çok komik bir an olduğu için değil, benim için o ilk anlar çok önemli olduğu için. O şaşkınlığım, heyecanım ve garip bir şekilde hiç yabancılık çekmeyişim, sanki üç sezondur dizi çekiyormuş gibi bu ekibe dahil oluşum çok güzeldi bence.

– Yakın dönemde seyirciler sizi bir dizi projesinde izleyebilecek mi?

Dizi ayrı bir disiplin. Ama ben çalışmaktan, disiplinden kaçan biri olmadım hiç. O yüzden dizi temposuna alışkın ve hazırım. En yakın zamanda içime en çok sinen projeyle ekranlara dönmeyi istiyorum.

– Bir oyuncu için sinema filmi ve dizi anlamındaki farklılıklar neler? Sizin için hangisi daha cazip geliyor?

Sinema filminde başı sonu belli bir karakter geliyor elinize. Hikaye için de aynı şey geçerli. Karakteri yoğururken daha güvende hissettiriyor kendimi bu durum bana. Ama öte yandan nasıl ki gerçek hayatta değişip dönüşüyoruz, dizideki olaylar ve karakterler değiştikçe üstüne bir şeyler katmaya çalışmak da çok keyifli ve oyuncuyu diri tutan bir durum.

MACERAPEREST BİR RUHUM VAR

-Şu anda gündeminizde olan başka bir projeniz var mı?

Evet! Çok heyecanlıyım. Ekim ayında Moda Sahnesi’nde William Shakespeare’ın ‘Fırtına’ adlı oyununu sergilemeye başlayacağız. Her oyuncunun hayali, daha ne diyeyim.

– Yaz tatilinizde İtalya’daydınız sanırım nasıl geçti?

Roma ile başladım. Sadece üç günlüğüne orada olmayı planlamıştım, geri kalan on yedi günü hiç planlamadım. Maceraperest ruhumla tamamen spontane bir şekilde önce İspanya’ya, arkasından Fas’a gittim hiç aklımda yokken. Farklı diller ve kültürler arasında yolculuk yapmaya bayılıyorum. Enerjimi toplayım döndüm. Yeni seyahatimin hayallerini kurmaya başladım bile.