Nurgül Yeşilçay Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

489

Nurgül Yeşilçay, 26 Mart 1976 tarihinde Afyonkarahisar’da doğmuştur. Türk dizi, sinema ve tiyatro oyuncusu.

Adı: Nurgül Yeşilçay
Doğum Tarihi: 26 Mart 1976
Doğum Yeri: Afyonkarahisar
Boyu: 1.65 m.
Kilosu:  52 kilo
Burcu: Koç
Göz Rengi: Yeşil
Saç Rengi: Koyu kahverengi
Eski Eşi: Cem Özer
Çocuğu: Osman Nejat Özer
İnstagram: https://www.instagram.com/nurgulyesilcayy/

Ailesi: 2004 yılında oyuncu ve sunucu Cem Özer ile evlendi. 2010 yılında ayrıldı. Bu evlilikten Osman Nejat adında bir oğlu var.    

Çocukluk yılları: Çocukken resme aşırı derecede merakı vardı. İlkokul yıllarında yaptığı resimler ile ödül aldı. “Aslında tam olarak ne zaman resim yapmaya merak sardığımı hatırlamıyorum. Resim tutkusu hep vardı içimde.  Çok küçük yaşlardan itibaren ilgiliyim. Lisede yaklaşık dört yıl resim üzerine eğitim aldım, hedefim de ressam olmaktı. Sonra bir çocuğa âşık oldum. O da oyuncuydu, sırf onunla iletişim kurmak için konservatuvara girdim. Ama ayrı şehirlerde yaşamaya başladık. Okula girdikten sonra da onu bir daha görmedim! Çok acayip işte, kader denen şey bu galiba! Ben inanıyorum böyle şeylere. Kendi oyunculuk maceram başladı! Oyunculuğu çok sevince; bir de araya hayat koşuşturmacası girince bir süreliğine neredeyse tamamen unuttum resmi!”

Eğitim hayatı: Ortaokul ve lise eğitimini İzmir’de tamamladıktan sonra 2001 yılında Eskişehir Anadolu Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nü bitirdi.

Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, öğrencilik yıllarında usta isimler Şener Şen ve Türkan Şoray ile birlikte kamera karşısına geçtiği ‘İkinci Bahar’ dizisindeki ‘Gülsüm’ karakteriyle başladı.

Hangi proje ile parladı? Başrollerini Özcan Deniz’le paylaştığı ‘Asmalı Konak’ dizisinde canlandırdığı ‘Bahar Karadağ’ rolü ile kariyeri yukarıya doğru ivme kazandı.

Kişilik özellikleri: Çalışkan, hırslı, disiplinli, tutkulu, anı yaşar.

Kişisel gelişim: Her zaman her konuda çalışkan bir insan. Çocukluk yıllarında başlayan resim tutkusunu devam ettiriyor. Evinin üst katını atölye yaptı. İki yıldır aktif bir şekilde resim yapıyor. Balat’taki Anemas Zindanları’nda açılan ilk kişisel sergisinin konusu ‘Kadın’. Resim yaparken kendini özgür hissettiğini belirtiyor. “Set olmadığı zamanlar her gün atölyedeyim. Sabah gidip açıyorum müziği, tüm gün resim yapıyorum. Sergiyle ilgili ana konu ‘kadın’. Dört yıllık süreçte kadınlığın farklı hâllerini kafama takmış olacağım ki serginin konusu kendiliğinden çıkmış oldu. Özgürlüğü, sorunları, yani kadına dair her şey… Kadın olmak zaten başlı başına harika, şıkır şıkır, eğlenceli bir şey. Özellikle biz kadınların kendini keşfetme yolculuğu da çok renkli. Tanısak kendimizi daha çok seveceğiz. Tanısalar bizi daha çok sevecekler! Ama… İşte bu ‘ama’dan sonrakiler var sergide. Bir kadının gözlerimizin içine baka baka ‘Ölmek istemiyorum’ diye haykırdığını görünce sergiye karar verdim! Üzülmek yerine, sosyal medyada paylaşmak yerine resimlerle anlatmak istedim ben de duygularımı. Eserleri insanlarla paylaşıp daha yüksek bir ses çıkması için elimden geleni yapmak istiyorum.”

Düşünce yapısı: Şu an sahip oldukları ve şöhreti elinden alınsa sıfırdan Nurgül Yeşilçay olarak var olabileceğine inanıyor. “Daha yolun çok başındayken, ‘İkinci Bahar’ zamanında, “Bundan sonra ne yapacaksın?” diye sormuşlardı. Ben de “Canıma çok güveniyorum, canım ne isterse onu yapacağım” demiştim. Hala aynı kafadayım. Ben karakter olarak daha bodoslama, daha sert bir insanım. Yani duruma bakarım ve bir noktadan sonra olmuyorsa olmuyordur, keser atarım. Çok sevdiğim bir işi yapıyorum. Yaşadığım ana odaklanıp, her anın tadını çıkartmaya çalışıyorum. İnsan geçmişin sıkıntıları ve geleceğin endişelerinden sıyrıldığında daha çok keyif alıyor. Ben hiçbir zaman hayat üstüme geliyor diye düşünmem. Hayat bu, tabii ki sıkıntısı olacak. Yani kimseye gül bahçesi vaat edilmemiş emin olun. Bunu bilip buna göre yaşamak lazım sadece.”

 

Sette nasıl birisi? Sette de çekimler dışında boş durmayı sevmiyor. “Etamin işliyorum sette. Elimin devamlı işlemesi halini seviyorum.”

Mutluluk kaynağı: Türkan Şoray’ın varisi olarak görülmekten mutluluk ve onur duyuyor. “Bu benim için çok büyük bir onur. Türkan Hanım’ı çok seviyorum çünkü. Dört Yapraklı Yonca kendi zamanında çok güzeldi. Hepsi birbirinden değerli dört sanatçı ve hepimiz onlara saygı duyuyoruz.”

İlk sinema filmi: Ömer Vargı/ Her Şey Çok Güzel Olacak

Hayata bakışı: Şöhret daha çabuk olgunlaşmasını sağladı. “Şöhretin elinin ayarı da yok. Evrene mesaj göndereceğime, kendime göndermeyi öğretti. Hayal kurmanın da bir donanım gerektirdiğini öğretti, öyle kafana göre hayal kuramazsın. Bir gün çıkıp soruyor hayat, ‘Sen bu hayali hak etmek için ne yaptın?’ diye. Sonra çalışırken ve hayata karşı öğrendiğim en önemli şeyi öğretti. Gergin olmayan ciddiyet, laubali olmayan rahatlık seviyorum ben.”

İş hayatına bakışı: İş hayatında çalıştığı insanların değişmesini hiç sevmiyor, yıllardır aynı kişilerle çalışmayı tercih ediyor. “O doğruyu bulduysak onun üzerinden gidebiliriz. Bizim sektörde doğru yönetmen, doğru senaryo ve doğru partner bulmak çok zor. Tek başına iyi olmak hiçbir zaman bir şey ifade etmiyor. Bir diziye başlarken bir takım kurallarım oluyor; Gün ve saat sınırlaması gibi. Ben çok disiplinli çalışırım. Sete zamanında ve çalışmış bir şekilde gelirim. Bu kurallar biraz da ekibin disipline olmasını sağlar. Balığın baştan kokmasını kimse istemez herhalde.  Ayrıca yaratıcı işler yapan herkesin saçmalamak için serbest zamanı olmalı bence. Yoksa sadece zanaatın gelişir.”

Kariyer planı: Roden’in sevgilisi ‘Camille Claude’ ve Shakespeare’den ‘Kleopatra’ canlandırmayı istediği başlıca roller. “ Yönetmen size bir hayalle gelir, size anlatır düşüncelerini. Siz kabul edersiniz ya da etmezsiniz. Ben güzel hayallerin içinde olmayı, güzel insanlarla beraber çalışmayı seviyorum. Gişe ya da festival filmi olması önemli değil. Filmi anlayıp ona göre oynamayı önemsiyorum. Her filmin dili, içeriği, anlatım biçimleri  farklıdır çünkü ve bu benim bildiğim en büyük heyecan. Bundan 10 yıl öncesi Amerika’ya yerleşmem gerekiyordu, ayaklarım daha yeni yeni yere basıyordu o yüzden korktum.”

Gelecek Hayali: “İnandığım projelerle mesleğime devam edeceğim. Anneyim ve önceliğim Nejat tabii ki. Yapılacaklar listemiz onun büyümesiyle orantılı oluyor elbette.”

 

Kaygıları: Kadın cinayetlerinden büyük kaygı duyuyor. “Neredeyse her gün bir canımız ölüyor. Başına bunca şey gelen kadın mağdur bile olamıyor! Mağdurluğa layık görülemiyor. ‘Ee o saatte orada ne işi vardı’ diyoruz, ‘O kadar açık giyinmeseydi’ diyoruz? Adamlar toplumu arkasına almanın rahatlığıyla ‘Namusuma halel geldi,’ diyor, ‘Sevdiğim için,’ diyor, ‘Sevmediğim için’ diyor. Beğeniyor öldürüyor, beğenmiyor yine öldürüyor! Kız çocuğunun daha doğarken yeri belli. Kastın en altında. Kadının üzerindeki bu ‘mahalle baskısı’nın kaldırılması için uğraşmalıyız. Hepimizin tek tek nasibini aldığı, kadının hayatını sınırlayan, sıkıştıran toplumun kadını yücelten topluma dönüşmesi şart! Bu arada çok önemli bir konu var. Bizde öyle de dünyada farklı mı? Hollywood’a bakıyorsun sonunda kadınlar “Eehhhh yeter,” deyip isyan ediyor ve “Me too” hareketi başlıyor! Orada da bizde olduğu gibi sevişme sahnelerine hep kadın oyuncu ‘damga vuruyor’. Arjantin’deki kadınların dans hareketi kısa sürede tüm dünyaya yayılıyor. Yani bütün dünya dertli bu konuda! Kadınlar artık bir şeylerin değişmesi için çığlık atıyor resmen!”

NURGÜL YEŞİLÇAY TELEVİZYON DİZİLERİ

---

NURGÜL YEŞİLÇAY SİNEMA FİLMLERİ

---

NURGÜL YEŞİLÇAY TİYATRO OYUNLARI

---

NURGÜL YEŞİLÇAY ÖDÜLLERİ