Şükran Ovalı Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

445

Şükran Ovalı, 1 Nisan 1985 tarihinde İzmir’de doğmuştur. Türk dizi, sinema ve tiyatro oyuncusu.

Adı: Şükran Ovalı
Doğum Tarihi: 1 Nisan 1985
Doğum Yeri: İzmir
Boyu: 1.70 m.
Kilosu: 60 kilo
Burcu: Koç
Göz Rengi: Açık Kahverengi
Saç Rengi: Kumral
Eşi: Caner Erkin
Çocuğu: Mihran Ela Erkin
Instagram: https://www.instagram.com/sukranovali/
Evcil Hayvanları: Köpeği var.

Ailesi: Aslen İzmirli, ailenin tek kızı. Koyu bir Beşiktaş taraftarı, 2017 yılında Beşiktaşlı futbolcu Caner Erkin ile evlendi. Çiftin Mihran adında bir kız çocuğu var. “Ailenin tek kız çocuğuyum. Babaannem ve dedem tatlı insanlardı, rahmetli amcam da. Ailede biraz fazla kayıp yaşadık, kalabalık bir aile değiliz. Aile en çok önem verdiğim konudur. Onlar için her şeyden önce Şüko’yum. Beni seviyorlar biliyorum, ben de onları çok seviyorum.”

Çocukluk yılları: Çocukluğu İzmir’de doğada geçti. Oyun oynamayı çok seven bir çocuktu. “Hala seviyorum. Oyunlar oynamak içindir. İşte o yüzden oyunculuk ya! İzmir’de sıcacık ilişkilerin olduğu, kocaman bir bahçede doyasıya kirlettim üstümü başımı. Ağaca da tırmandım, e tabii ağaçtan da düştüm. Saklanmayı seven bir çocuktum. Şaka yapmaktan ve gülmekten hiç vazgeçmedim.”

Eğitim hayatı:  İzmir Mustafa Urcan İlköğretim Okulu’nda okuduktan sonra Fevzi Çakmak Ortaokulundan mezun oldu. Lise eğitimini Göztepe’de bitirdikten sonra İstanbul’a gelerek Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde oyunculuk eğitimi aldı.

Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına ‘Sırlar Dünyası’ dizisiyle başladı.

Hangi proje ile parladı? ‘Bir Bulut Olsam’ dizisinde canlandırdığı ‘Bahar’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.

Kişilik özellikleri: Sıcakkanlı, doğal, mütevazi, çalışkan, kararsız, değişken.

Düşünce yapısı: Hayat içerisinde değişimin kaçınılmaz olduğunu düşünüyor. “Daha önce savunduğun şeyler yıllar sonra anlamını yitirebiliyor. Değişim, dönüşüm insana bir şeyler katmak adınaysa kendini dürüstçe eleştirebiliyorsan, hayatında ilerlemek için en büyük motivasyonlarından biri. Kendimle ilgili çok şey değişti, dönüştü. Ama insanın karakteriyle ilgili belli şeylerin çok değişeceğini düşünmüyorum.”

Sette nasıl birisi? Rol aldığı projelerde karakterlerin geçmişini çok sorguluyor. “Bana ne katacağını düşünürüm. Ama yargılamam. Hocalarımdan öğrendiğim, benim de arkasına yaslandığım bir şey var ki, bir karakter ne yaparsa yapsın onu savunmanın, oyunculuğa gerçeklik olarak döneceğini düşünürüm. Tabii ki araştırırım. Elimde karakterin geçmişi yoksa onu hayal gücümle savunabilmek için bir alt metin, bir geçmiş kurabilirim. Yaşanmışlığın ne kadar fazlaysa oyunculuğun da o kadar demlenir.”

Mutluluk kaynağı: ‘Hayat bana bu konuda kıyak geçiyor’ diye düşündürten  şey; yıllar içerisinde kurduğu köklü dostluklar olmuş. “En az 10 yıllık arkadaşlıklara sahip olmak ve onların ailem gibi olmasının bir kıyak olduğunu düşünüyorum. Okul arkadaşlarımla beraber büyüdük, hâlâ görüştüğümüz bir grubumuz var. Enis Arıkan, Şebnem Bozoklu, Gözde Seda Altuner, Ezgi Mola. Bu konuda her zaman hava atabilirim. Sağlam, güzel dostluklarım, seçilmiş kardeşlerim var.”

İlk sinema filmi: Osman Sınav / Pars: Kiraz Operasyonu

Aşka bakışı: “Aşkı yaşama şeklinin zamana, algıya ve deneyimlere, denk gelmesine göre değiştiğini düşünüyorum. Yani herkese göre değişen bir şeydir aşk. Kalıplara koyamazsın. Aşk bağdır, denge şarttır.”

 

Hayata bakışı: Hayata hep olumlu yanından bakmaya çalışıyor. Kendinden başka kimseyle derdi yok. “İnsan yaşadığı sürece umuttan ve değişimden vazgeçmemeli. İçimden geldiği gibi biriyim. Sevene de sevmeyene de hakikaten saygı duyuyorum. Çünkü bana bazı sevgiler de nefretler de çok suni geliyor. Yaşadıkça bunu öğrendim. Gerçek olanı zamanla görürüz. Kabul ederek, büyüye rek. Neyi ne kadar değişip dönüştürebileceğimi sorgulayan biriyim. Ama vicdanım çok rahat. Yakınlarım bilir ki, uykuyu severim ve her yerde de uyuyabilirim. Çünkü hakikaten vicdanım rahat galiba. Kendimden başka kimseyle bir derdim yok.”

İş hayatına bakışı: Rolü gereği başkalarının hayatlarına adapte olmanın, yargılamamayı, empati kurmayı ve başka açılardan bakmayı öğrettiğini düşünüyor. “Oyunculuk başka biri olmayı kabul etmek, zor bir şey bu. Acayip dengesi var, bir anda kendini unutup başkası için yaşayabilirsin. Oyunculuk dert anlatma ve başka biri olmayı kabul etme işi. Seyirciden o tepkiyi hemen almak, söze dökemeyeceğim kadar kıymetli bir durum. Oyunculukta her şey heyecanlanmanıza bakıyor. Tiyatro, sinema ve dizi hepsi kendi içinde kıymetli. Heyecanlandığım bir rolle ekranda olmak isterim. İyi insan, iyi bir oyuncudur gibi geliyor bana. Asıl insanlık, başkasının derdini kendi derdin gibi ortak halde yaşayabilmekten geçiyor. Bazen bencil olmamak adına kendimizi unutabiliyoruz. Ben de bunu öğrenmeye çalışıyorum.”

Kariyer planı: Şimdiye kadar hep dram projelerinde yer aldı, komediyi de denemek istiyor. “Komediyi hep istedim ama uzaklaştırdılar. Aslında komik biriyim. Komedide yer aldığım zaman, ‘Niye daha önce yapmadın?’ diyeceklerini biliyorum. Yüzüme bakanlar, komik olduğumu düşünmezler. Mutlaka bu türde oynayacağım.”

Anne olmak hayatına ne kattı? Belki bir sürü şeyin tam anlamıyla farkındaydı ama kızıyla beraber bir birey olduğunu anladı. “Bir alanım olduğunu, zaaflarımla, iyi yönlerimle kendimi kabul etmeyi öğrendim. Mihran, bana iyi geldi. Evlat her şey! Doğduğu andan itibaren yaptığım her şeyi öğrendiğini ve taklit ettiğini fark ettim. Bu nedenle ona sürekli taklitler yaptım, kuklalarla oyunlar oynattım. Bir ara tek kişilik oyun sahneleyen, tek seyircisi olan biri gibiydim. Çok mutluyum, onun gülmesi yeterli geliyor. Bir çocukla, tekrar hatırlıyorsun çocuk olduğunu. Bebekten sonra şöyle hissettim; hepimiz bebektik. Birine kızmakta zorlanıyorum artık. Bir de şunu fark ettim; Mihran’a oyuncaklar alıyorum, onu oynatayım derken bir bakmışım ben oynuyorum.”

 

En sevmediği özelliği: Kararsız, değişken. “Birden uzaklara dalabilirim, kararsızım, değişken kararlarım var, ne yiyeceğime karar veremeyip bir saat daha aç oturabilirim.

En çok neye tahammül edemez: Haksızlığa gelemiyor.

Televizyon Dizileri:

Sinema Filmleri:

Tiyatro Oyunları:

Ödülleri:

Şükran Ovalı, televizyon dizileri, sinema filmleri ve tiyatro oyunlarındaki başarılı performanslarıyla tanınmaktadır. Son olarak 2024 yılında yayımlanan “Kalpazan” dizisinde “Canan” karakterini canlandırmıştır.