Deniz yine Deniz…
Özay Şendir / Milliyet
Son bir ayda, üçüncü Deniz Seki yazım bu. Çok gelebilir ama az bile yazıyorum. Salı günü Deniz Seki’nin cezaevinden tahliyesini birkaç saat ertelediği haberi geldi, merakla herkes sebebini okudu. Kendisini takip eden ve tüm gece de evinin kapısında nöbet tutacak muhabirlerin oruç olacaklarını düşünmüş ve onlar iftarını yaptıktan sonra çıkmaya karar vermiş. Düşünün, beklediğiniz özgürlük birkaç adım ileride ve siz birkaç saat daha beklemeyi göze alıyorsunuz. Hapishanede geçen beş dakikayla, dışarıda geçen beş dakika arasında çok fark vardır, oysa. Bir kez daha Deniz Seki yazısı yazmamın tek sebebi bu değil… İftarımı arkadaşlarımla yapıp ya da orucumu burada bozup çıkacağım demiyor. Bir sürü ünlünün oruç tutma ibadetini reklam malzemesi yaptığı bir dünyaya, daha ilk adımda karşı duruyor. Seki belki oruç tutacak, belki tutmayacak, bilmiyorum. Bildiğim bunu kullanmadığı… Bugüne kadar bir sürü Deniz Seki yazısı yazdım ve hepsinde de bir duruş vardı. Mesela 2003 yılında, Popstar yarışmasında, ününe ün katarken, “Cinayet işleyenden pop star olmaz”diyerek jüriyi terk edecek kadar cesur davrandı. Mesela yaşadığı ilişkide, başkasına verdiği bir sözü bozan o olmamasına rağmen, herkes üzerine gittiğinde son derece vakur bir duruş sergiledi. Bir sürü insan şimdi, cinayet işleyenden olmuyor da uyuşturucu sabıkası olan birinden pop star olur mu diye düşünebilir. Lütfen unutmayın, sadece cinayette pişmanlık işe yaramaz, giden can geri gelmez.