Bu doğrultuda en büyük sorunu ismi oldu. Avantaj görülürken, orijinalin beklentisine girme yaklaşımından dolayı dezavantaja dönüşüverdi. Şöyle ki; ‘Aşk ve Gurur’, Jane Austen’in 1813’te ‘Pride & Prejudice’ ismiyle yayımlanan kitabıyla aynı adı taşıyordu. Ama ‘uyarlama’ diye nitelendirmek hata olurdu. Çünkü bir yandan kadına mülkiyet hakkı tanımayan sistemi eleştiren, bir yandan da kadının tek kurtuluşunu evlilik gibi gören anne üstünden kadın-erkek yakınlaşmalarına bakan… Ve nihayetinde asi kadınla aşırı kibirli erkek arasındaki duygusal öyküsüyle, aşkla gururu hissettiren mükemmel bir dönem işi olan ‘Aşk ve Gurur’la, ana tema dışında, örtüşen yönleri çok azdı. En son ‘Aşk ve Gurur ve Zombiler’ şeklinde gerçekleşen yabancı dizi ve film uyarlamalarına karşın bizdeki çalışma, uyarlamadan ziyade aynı temelden yola çıkıp yerli dizi klişeleriyle gelişime giden modern dünya esinlenmesiydi. Dolayısıyla ‘Aşk ve Gurur’ ismine bakıp bu diziyi uyarlama olarak değerlendirmek ve Jane Austen’in eseriyle kıyaslamaya kalkışmak yapıma yönelik ilk haksızlığı da beraberinde getirdi. Hal böyle olunca da, defalarca senaryolaştırılan orijinalini nasılsa biliyoruz diyenler baştan mesafeyi koyuverdi.
Aşk ve Gurur dizisi arada maalesef kaynıyor!
364
Önceki gönderi