TelevizyonGazetesi.com / Detay – TV8 ekranında Çarşamba akşamları yayınlanmakta olan Doğduğun Ev Kaderindir dizisi, gerçek bir hikayeden uyarlandı. Demet Özdemir ve İbrahim Çelikkol ikilisi de birbirlerine yakıştı. İyi bir enerjileri var, güçlü rol yetenekleri ile ellerinden geleni yapıyorlar. Ancak tüm çabalarına rağmen Doğduğun Ev Kaderindir dizisi beklenen patlamayı bir türlü yapamadı.
Dizinin bir derdi var. Potansiyeli de var, büyük bir izleyici kitlesinin ilgisi de zaten uzun süredir yapımın üzerinde. Ancak tüm bunlar, Doğduğun Ev Kaderindir’i ortalama bir dizi olmaktan öteye götürmedi. Kuruluş Osman ve Sadakatsiz gibi rakip dizilerinin yarattığı etkiye ulaşması ise görünür gerçeklere bakılır ise imkansız..
Peki dizinin sıçrama yapamamasının altında hangi nedenler var? Öncelikle, tanıtım eksikliği her şeyin başında geliyor. Doğduğun Ev Kaderindir, tv8’in diğer yapımlarında olduğu gibi geniş kitlelere tanıtımı yapılarak ilerleme konusunda pek de şanslı değildi…
Bir diğer önemli husus, hikayenin anlatım tarzı ve mekanların donukluğu… Bir mahalle ortamında çıkamayan dizi, kasvetli mekanlarda dönüp dolaşan bir yapım konumunda bulunuyor… Karakter zenginliği ve yan karakterlerin kendi hikayelerinin öne çıkartılması gibi konularda da zayıf olması Doğduğun Ev Kaderindir için önemli bir handikap oldu.
Aslında bu saatten sonra dizinin yükselişinin sağlanması hikayeye bağlı. Yeni katılacak karakterler üzerinden bir ivme yakalanabilir. Mekanlar ve kasvetli anlatım dili de bir miktar renklendirilebilir.
Örneğin Engin Öztürk’ün Barış karakteri ile diziye katılması bile çok önemli sonuçlar doğurdu. Yeni bir karakter ile hikaye farklı bir yön daha kazandı, bu karakter sayesinde farklı mekanlarla kasvetten biraz olsun kurtulma sağlandı, kadın haklarının öne çıkartılmasına yönelik bir fırsat da yaratıldı.
Doğduğun Ev Kaderindir dizisinin 6-7-8 reytingler almaması için hiçbir geçerli sebep yok. Ama potansiyelin iyi kullanılmaması, heyecan dozunun düşük tutulması, kasvetli bir ortamda savrulması ve yan karakter sıkıntıları dizinin önündeki en büyük engeller olarak duruyor.