TelevizyonGazetesi.com / Detay – TRT1 ekranında yayınlanan Gönül Dağı dizisi ikinci sezona çok iyi bir başlangıç yaptı. Tüm kategorilerde gün birincisi olan dizinin hikayesine olan ilgi devam ediyor. Gönül Dağı dizi hayranları bir konuda ise yapım ekibini eleştirmeyi de sürdürüyor.
Dizinin ilk sezonunun ardından Serdar karakterine hayat veren Utku Ateş’in hikayeden ayrıldığı ortaya çıkmıştı. Utku Ateş, hikayeye Dilek’in nişanlısı olarak giriş yapmış ve karakter birçok izleyicinin de tepkisini çekmişti.
Ancak Ciritçi Abdullah tarafından eğitilen Serdar, bir süre sonra yeni bir yola girmiş ve izleyiciler onun yeni halini çok beğenmişti. Serdar ile Elif karakterlerinin aşkına doğru ilerleyen hikaye de büyük destek gördü.
Zümre Meğreli ile Utku Ateş ikilisinin iyi bir dizi çifti olacağına yönelik de izleyicilerin yüksek beklentisi vardı. Ancak bu ikili ayrıldı. Çünkü Utku Ateş, ilk sezonun ardından diziye veda etti.
Serdar karakterinin gidişinden sonra Elif’e ne olacağı da merak ediliyordu. Gönül Dağı dizisinin 31. bölümünde Elif karakteri ortaya çıktı. Ciritçi Abdullah da gönlü kırık olan ve Serdar’ın yolunu gözleyen Elif’e verdiği mesajlarla destek oldu.
O sahnede verilen mesaj aslında ayrılık acısı yaşayanlara da çok önemli bir hatırlatma içeriyordu. Ciritçi Abdullah, Elif’e şunları söyledi.
“Geride boynu bükük kalmış bu çiçekler, bu ekinler, yaşamak için daha fazla suya, daha fazla suya, daha fazla havaya, daha fazla güneşe ihtiyaç duyarlar. Ama her şey kararında olmalı, fazlası ziyan olur, azı eksik kalır.
Kimse geride kalmaz. Hayata dön bir bak. Kalanlar ve gidenler arasında bir denge vardır. O dengeyi sağlayanlar kimlerdir, dön bir bak. Kalanlardır kızım. Her şeye rağmen kalanlardır. Ne gelen ne giden olanlardır. İşte onlar dengedir kızım. Bu hayatın dengesidirler.”
Gönül Dağı dizisinin bu sahnesinde Serdar’ın gidişi ile gönlü hüzünle dolu olan Elif çok önemli bir mesaj almış oldu.
Elif, “Abdullah amca O dönecek mi sence?” diyerek Serdar’ı ima etti. Ciritçi Abdullah’ın şu sözleri Serdar karakterinin akıbetini de sanki anlatıyor gibiydi: “Bazı sorular vardır, hiç sorulmamalıdır. Toprağa sorar mısın, suya ihtiyacın var mı diye. Sormazsın, sadece sularsın. Sulamaya devam edersin.”