TelevizyonGazetesi.com / Detay – Kanal D ekranında izleyicilerle Salı akşamları buluşmakta olan House MD’nin Türk uyarlaması olan Hekimoğlu dizisi, 30. bölümü ile 22 Aralık Salı akşamına damgasını vurdu. Aslında dizi tarihine geçecek kadar etkileyici bir bölümdü. Sosyal medya yıkıldı ama reytinglere etkisi pek de fazla olmadı.
Sosyal medyada ve çeşitli platformlarda dizi hakkında çok olumlu yorumlar yapıldı. Binlerce kişi mesaj paylaştı ve Timuçin Esen de sosyal medyada gündemin ilk sırasına yerleşti. Dizinin reytingleri yükseliş trendinde ama bir Masumlar Apartmanı ya da Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz ile yarışabilecek düzeyde değil. Hatta Fox TV’nin Baraj dizisine bile Hekimoğlu’nun yaklaşması çok zor. Ama oyunculuk performansı ve vurucu sahneler konu olduğunda Hekimoğlu’nun eline de su dökecek dizi az bulunur.
Milliyet Cadde yazarlarından Sina Koloğlu, “Dizi tarihine damga vurdu” başlığı ile Hekimoğlu hakkında bir değerlendirme yazısı kaleme aldı. Tabii ki baş köşede Ateş Hekimoğlu karakteriyle ekrana damgasını vuran, müthiş oyunculuk performansı ile akıllara yazılan Timuçin Esen vardı.
Ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu her bölümde yeniden ispatlayan birisi Timuçin Esen… Hekimoğlu’nun 30. bölümünde de adeta fırtına gibi esti.
Sina Koloğlu, yazısında şu detaylara yer verdi: “Dün akşam özel bir bölüm izledik. Türk dizi tarihinin en iyi bölümlerinden biri belki de en iyisi. Çok iyi yazılmış ve oynanmış bir bölüm” diye bir not okudum Ekşi Sözlük’te. Aynen öyle. Genç ev ahalisi öyle kolay kolay yerli izlemez. Oturdu kalkamadı. ‘Hekimoğlu’nda Timuçin Esen iyi bir oyuncu olduğunu ispatladı ve noktayı koydu.
Senaryo, bizlere, bir halüsinasyon resmi geçidi sundu. Geçmiş ile hesaplaşma, yaptıkları ile hesaplaşma… Ve onun başladığı nokta bir silahlı saldırı. Merminin ucunda yitirilmiş bir hayatın öcü var. Öyle bir ‘uyarlama’ ki hani kendini kaptırmış kişiliğini ortaya koymuş… Bu oyuncu, bu yönetmeni ve senaristi başka bir konuda bir araya getirseniz, yine iş yapar, öyle bir ekip var. Şu zaman biraz daralsa! Çünkü çok kıymetli bir iş. Sarkmalar hırpalıyor onu. “Uzat gitsin” diyecek bir iş değil. ‘Telenovela’ değil yani…”