Kenan Acar, 6 Mart 1990 tarihinde İzmir’de doğmuştur. Türk dizi ve sinema oyuncusu.
Adı: Kenan Acar
Doğum Tarihi: 6 Mart 1990
Doğum Yeri: İzmir
Boyu: 1.91m.
Kilosu: 81 kilo
Burcu: Balık
Göz Rengi: Kahverengi
Annesi: Zeynep Acar
Babası: Şenol Acar
Instagram: https://www.instagram.com/kenanacr/
Evcil Hayvanları: Köpeği var.
Ailesi: İzmir’de doğdu büyüdü. Annesi modacı. “Aile bağlarım güçlüdür. Sevgi, saygı üzerine kurulu, mutlu bir ailem var çok şükür. Açıkçası ilk başlarda oyunculuk hayali onlara biraz uzak geldi. Çünkü ailemizde veya etrafımızda böyle bir örnek yoktu. Ama zamanla tutkumu, hayallerimi anlayıp var güçleriyle bana destek oldular.”
Çocukluk yılları: Üniversiteye kadar İzmir’de yaşadı. Küçüklüğünden beri tiyatro hep bir şekilde hayatındaydı. Okulda yıl sonu oyunları ve müzikaller de rol aldı. “Profesyonel olarak eğitim almaya üniversitede karar verdim. Başlarda oyunculuğu kişisel gelişim gibi görüyordum ve hoşuma gidiyordu. Ama gitgide vazgeçemediğim bir tutkuya dönüştü.”
Eğitim hayatı: İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu. Okuduğu ‘İTÜ SUNY İşletme Çift Diploma Programı’ gereği olarak üniversite yıllarının yarısını İstanbul’da yarısını New York State Üniversitesi’nde okumak üzere Amerika’da geçirdi. Üniversitede Biz Oyuncular’dan burs aldı. Sonra Şahika Tekand’a gitti. Amerika’da oyuncu koçu ve iletişim uzmanı Anthony Vincent Bova’dan dersler aldı. Türkiye’ye dönünce de Craft Oyunculuk Atölyesi’nde 2 sene eğitim aldı.
Hayatının dönüm noktası: Gülse Birsel’in bir tavsiyesi hayatının akışını değiştirdi. “ İTÜ’de İşletme okudum. Eğitimimin son iki yılını girdiğim program gereği olarak New York’ta sürdürdüm. Bu işi yapmasaydım, ailemin sahibi olduğu tekstil firmasının yönetimi ve tasarımlarıyla ilgilenirdim ya da New York’ta kursuna gittiğim mücevher tasarımı işini yapardım. Ama hayatımda hep sanat olurdu. New York’ta mücevher üretimi yapan sektörün öncülerinden olan bir Türk ile tanıştım. Kendisi de pırlanta işiyle uğraşıyor. Ya onun yanında başlayacaktım ya da oyunculuğa devam edecektim. Hayatın zamanlaması işte… O hafta Gülse Birsel eğitim aldığım okula gelmişti. Gülse Birsel, ‘Burada böyle olmaz Kenan. Türkiye’de kendi yönetmenlerimizle pişmen senin için daha iyi olur’ dedi. Bu da benim için bir dönüm noktası olmuştur aslında. “
Kariyerinin dönüm noktası: ‘Meryem’ dizisini kariyerinin dönüm noktası olarak görüyor. “Amerika’da Anthony Bova diye çok sevdiğim bir oyuncu koçum vardı. Yaklaşık iki sene hem eğitim aldım hem de asistanı olarak çalıştım. Eğitim aldığım dönemde ‘The Following’ diye bir dizide çok küçük rolüm oldu ve kariyerim böylece başlamış oldu. O dönemde Gülse Birsel, oyuncu koçum Anthony’nin yaptığı bir workshop’a katılmak için NY’a geldi. Dolayısıyla tanışma fırsatımız oldu. Gülse’nin önerisi üzerine Türkiye’ye dönmeye karar verdim. Döndükten birkaç ay sonra da Medcezir dizisi için teklif geldi ve Türkiye’deki kariyerim başladı. ‘Meryem’ dizisi ise benim için dönüm noktası oldu kesinlikle. ‘Güçlü’ rolü bana çok iyi geldi. Güçlü’yü kendime çok yakın hissediyordum. Bana kırık dökük bir adam bıraktı. Güçlü annesini kaybettiğinde ben hakikaten annemi kaybetmiş gibi acı duydum. Sonra hayata devam etmesi de beni güçlendirebildi diyebilirim. ‘Elimi Bırakma’daki Kadir rolü ise, hem avukat hem tamirhanedeki hayatıyla iki dünyayı birlikte yaşayabilmeyi öğretti.”
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, 2014 yılında ‘Medcezir’ dizisinde canlandırdığı ‘Murat’ karakteriyle başladı.
Hangi proje ile parladı? ‘Cesur Yürek’ dizisinde canlandırdığı ‘Ali Ekber’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Mutluluk kaynağı: Mesleğini çok seviyor olması en büyük mutluluk kaynağı. “Ünlü olmak, sokakta tanınmak bu mesleğin bir parçası ama magazinsel bir figür olduğumu düşünmüyorum. Bir yerde beni tanıyıp yanıma gelmeleri ve hikayeyle ilgili benimle sohbet etmeleri çok hoşuma gidiyor. Teyzeler ‘Oğlum seni nasıl dövdüler’ diye üzüldüklerinde o hissi verebilmiş ve evlerine girebilmiş olmaktan mutlu oluyorum. Özel hayatım hakkında konuşmaktan pek hoşlanmıyorum. Mesleğim hakkında konuşmak ve bununla tanınmak tercihim.”
İlk sinema filmi: Çağan Irmak/ Benim Adım Feridun
Hayata bakışı: Hayatı dolu dolu yaşamayı seviyor. Basit ama rafine zevkleri olduğunu söylüyor. “Hayatta beni en çok mutlu edecek şeyler, potansiyelimi yaşamak ve hayallerimi gerçekleştirmek diyebilirim. Sağlık, ailem, dostlarım, sanat, deniz, gün doğumu-batımı, biraz spor ve güzel yemek, daha ne olsun. Hayattaki ilham kaynaklarım ve beni motive eden şeyler zaman zaman değişiyor. Bazen izlediğim bir film, bazen bir şarkı, bazen bir arkadaşımın söylediği bir söz, bazen birinin hayat hikayesi o dönemim için ilham veya motivasyon kaynağım olabiliyor.”
İş hayatına bakışı: “Türkiye’deki set ortamıyla Amerika’daki set ortamının kıyaslanamayacak kadar farklı olduğunu düşünüyor. “Orada çok profesyoneller. Burada imece usulü yürüyor, herkes yüreğini koyuyor ortaya. Bu da çok güzel. Ama orada herkesin ne yapacağı belli ve herkes sadece kendi işini yapıyor. Burada o düzene geçmek için zaman var daha. Set çalışanlarının hakları açısından da öyle. 14 saatti galiba, 14 saat bittiğinde paydos vermek zorundalar yoksa ceza ödüyor prodüksiyon ekibi. Türkiye’de sendikalaşma işlemiyor. Oradaki setlerde en çok o hoşuma gitmişti, kaldığın her saat için herkese ekstra ödeme yapıyorlar. Set uzadığı zaman hatır gönül için kalmamış oluyorsun. Özellikle orada tutunmaya çalışan bir genç için aldığın her ekstra önemli oluyor tabii.”
Kariyer planı: “Oyunculukta her şeyin bir hayalle başladığını düşünürsek şimdiye kadar güzel yol geldim diyebilirim. Ama daha gidecek çok yolum var. Bu konuda hayallerimi kendime saklayacağım ki süprizi kaçmasın.”
Gelecek Hayali: Küçüklüğünden beri tutkusu hep sinemaydı. Tiyatro eğitimi aldı ve tiyatroya da tutku duymaya başladı. Yolu dizilerle kesişti dizilerin kendisi için çok iyi bir antrenman sahası olduğunu düşünüyor. “Hala hayalim sinema. Yalnızca oynamak da değil; mutfağına girmeyi, yazmayı, yönetmeyi de hayal ediyorum. Şimdilik hayallerim adına iyi bir temel attım diyebilirim. Gelecekte hayallerimi ne kadar gerçekleştirebileceğimi beraber göreceğiz.”
Kimlere hayranlık duyar: Ustaların hepsiyle oynamak isterdi. “Şener Şen, Tuncel Kurtiz, Kemal Sunal, Haluk Bilginer bunların başında gelir benim için. ‘Eşkıya’da Haluk Bilginer ile oynamak çok isterdim. Yabancı olarak da Robert de Niro ile ‘Good Fellas’ta oynamak isterdim.”
Rol modeli: Joaquin Phoenix, Daniel Day Lewis, Denzel Washinghton, Jim Carrey ve Eddie Murphy rol modelleri.
Modayı takip ediyor mu? Rahat ama şık şeyler giymeyi seviyor. “Kıyafet seçimim tabii ki gideceğim yere göre değişiyor. Erkek giyimi için seçenekler bence çok kısıtlı. Bilmiyorum belki de var ama bana hitap etmiyor. O yüzden en sonunda kendi markamı kurmaya karar verdim ve ‘Masiva’ böyle can buldu! Annem moda tasarımcısı ve uzun yıllar babamla beraber abiye kıyafetler üzerine kendi markamızı yürüttüler. Yurtiçinde ve yurtdışında güzel işler yaptılar; bu yüzden çocukluğumun büyük bir bölümü modaevinde geçti diyebilirim. Fakat o yıllarda oyunculuk yolunda gitmeyi tercih ettim. Kendi kıyafetlerimi seçerken ki arayışım ise beni kendi markamı yaratmaya teşvik etti. Gittiğim gezdiğim ülkelerden, festivallerden, beni etkileyen şeylerden beslenip bunları günlük giyime aktarıyorum.”
Formunu nasıl koruyor: Spor yapıyor, yogadan da vazgeçemiyor. “Enerjik bir insanım. Dönem dönem bazı şeylere daha çok ilgi duyuyorum. Spor yaparsın ama yoga, vücuduna bakım onarım gibi bir şey, o hep kalıcı. Arada farklı şeyler yapsam da yoga sabit kalıyor, zamanım olursa üstüne bir şeyler ekliyorum.”
TELEVİZYON DİZİLERİ
2019/2020 – Çocuk / Murat Karasu
2018/2019 – Elimi Bırakma / Kadir Karan
2017/2018 – Meryem / Güçlü Tekiner
2016 /2017– Cesur Yürek / Ali Ekber
2015 – Gamsız Hayat / Arda
2014/2015 – Medcezir / Murat
SİNEMA FİLMLERİ
2020- Av: The Hunt
2017 – Papatya
2016- Benim Adım Feridun/ Doğukan