FOX TV’de ekrana gelen Kördüğüm dizisinde kötü bir karaktere hayat veren Serdar Yeğin, bu rolü oynamaktan büyük keyif aldığını söyledi. Aktör, “Kötü karakteri oynamak daha eğlenceli, daha özgür alanınız var” dedi.
Milliyet’ten Seçkin Şenvardar’ın röportajı…
Mert karakterini sizden dinleyebilir miyiz?
Orta sınıf bir memur ailesinden geliyor. Üniversiteyi bursla okuyor. Çok zeki değil ama hırslı, tırnaklarıyla kazıyarak geliyor bulunduğu yere. Ali Nejat’ın şirketinde çalışıyor ama üniversiteden arkadaşlar. Birlikte araba yapma hayalleri o dönem filizlenmiş. Aslında özünde iyi ama güç uğruna karşısındaki ezebilen ve hak yiyen bir karakter.
Karakterin sizinle benzeyen yanları var mı?
Her insan kendisinden bir şeyler bulabilir karakterde. İşindeki hırsı ve disiplini sizde de vardır. Karakterim beni çok iyi yansıtıyor diyemem, aksine yakınımdan bile geçmiyor.
Dizide yer almanızdaki en büyük faktör neydi?
Hocamız Ömer Faruk Sorak ve Endemol Türkiye, ayrıca işin detayına girildiğinde ve oyuncu kadrosunu gördüğümde ‘Bu işte kesinlikle olmalıyım’ dedim.
Sette popüler isimlerle oynamak enerji veriyor mu?
Uzun zamandır böyle bir işin içinde olmadım. ‘Bugüne kadar yaptığınız en güzel iş hangisiydi?’ diye sorarsanız, ‘Çemberimde Gül Oya’ derdim. Onunla aynı ayarda bir iş oldu. Adımın bu kadroyla anılması gurur veriyor.
Beklentinin fazla olduğu yüksek bütçeli bir dizide yer almak sizi zorluyor mu?
Bir yapımcı ya da yönetmen kadar yüksek beklenti içinde değilim. ‘Birinci olmalıyız, yıkıp geçmeliyiz’ diye bir hırsım yok. Tek hırsım kendimi izlediğimde, ‘İçime sindi ve doğru projedeyim’ diye hissetmem.
Kötüyü oynamak daha mı zor?
Mazoşistçe gelecek ama evet. Meslekte en çok sev- diğim şey, gerçek olmadığını bildiğiniz şeyi gerçekmiş gibi yaşatmak. Mesela ‘Kolumu kesseler ben öyle davranmam’ dediğiniz şeyleri gönül rahatlığıyla yapıp, hiç cezasını çekmemek çok eğlenceli.
Kamera ‘stop’ dediği zaman gülmeye başlıyor ve eğleniyoruz. Kötü karakteri oynamak daha eğlenceli, daha özgür alanınız var. Ne yazık ki, iyilerin bir kalıba oturtulması lazım.
Dizide Ali Nejat’la yakın arkadaşsınız. Gerçek hayatta böyle bir arkadaşınız olsa nasıl tepki verirdiniz?
Büyük ihtimalle Ali Nejat’la arkadaş olmazdım.
Sektörde fazla dizinin yer alması kalitesizliği getiriyor mu?
Bu bir ekonomi göstergesi. Yapımcılar tarafından kâr sağlandığı sürece çekilecek diziler. Arz ve talep karşılanıyorsa, para kazandırıyorsa iş devam eder.
Burada şöyle bir handi- kap var, ne kadar fazla iş olursa kaliteden o kadar çok ödün verilir. Senaryo ve oyuncu bulmada sıkıntılar çıkar, bu da yeni oyunculara ve kamera arkasında çalışanlara kapılar açar.
‘İYİ PAS ALIR İYİ PAS ATARIM’
Reyting kaygınız var mı?
İşimin ertesi günü saat 10.00’u bekleyip ‘Reytingler ne olmuş?’ diye bakıyorum. Bu bir alışkanlık olmuş ama iki saniye sonra hayatıma devam ediyorum. Bu ne benim oyunuma, ne de setteki performansıma yansıyor.
Oyunculuk kariyerinizde zorlandığınız dönemler oldu mu?
Ben galiba şanslı bir aileden çıktım. Çoğu oyuncudan ‘Ailem destek çıkmadı’ sözlerini duydum. Anne ve babası tiyatroya karşı çıkanlar olmuştur. Benim önüme kartlar açık geldi. İsteyerek seçtim, okulunu okudum. Hakkını verdim. Hırslıyımdır, ‘İşi iyi yapalım’ kaygısındayım, tırnaklarımı işteyken gösteririm.
Aşırı hırs da iyi değil…
İyi pas alır, iyi pas atarım. Karşımdaki oyuncuyu da oynatmaya çalışırım. Güzel enerji alıyorsam, daha yükseğini verip onu da parlatmaya çalışırım. Bencil değilimdir.
‘Mert’te beğendiğiniz ya da beğenmediğiniz taraflar neler?
Beğenmediğim tarafları çok var. Bir kere hak yemesi ve yanlış bildiği halde yoluna devam etmesi, iktidara ve güce tapan bir insan olması eksi yönleri.
Kaybetme kaygısı ve kişilik erozyonu yaşayan biri. Ben öyle değilim. Bana sette şöyle diyorlar ‘Murat Daltaban kötümüz, sen stajyer kötüsün’. Eğitimimi tamamlayacağım, Murat Abi ile çalışmalarım devam ediyor.
‘SETTE EGO YOK’
Setlerde kimi zaman ego çatışmaları ve olaylar olur, sizde de var mı?
Net söyleyeyim bizde yok. Set aile ortamı gibi, içeride kuş uçsa duyarsınız ne olduğunu. En ufak egosal durum, ‘ben ben’ diyen biri yok.
Herkes işinde mükemmel, öyle olmak için de özel hayatında insan olmak lazım.
TV’DEN UZAK DURUYORUM
“Televizyondan ekmek yiyorum ama uzak durmaya çalışıyorum çünkü insanı hipnotize ediyor. Fazla kaçırırsanız, koltuğa yapışıp kalıyor ve boş boş bakıyorsunuz, beyniniz yıkanıyor. Mümkün olduğu kadar yeni dizilerin birkaç bölümünü izliyorum. Oyuncuysan her şeyden nemalanırsın… Başka oyuncunun performansından da etkilenmişliğim var, hayal kurup oluşturduğum tip de…”