İnternet çağı evrilip dijital çağa dönüştükçe, kuşakların çevrelerini ve dünyayı algılamalarında ciddi farklar ortaya çıktığına dair daha şimdiden yapılmış onlarca araştırma, yazılmış yüzlerce makale var. Konu hem bariz ama hem de yeni ve halen içinde yaşanmakta olduğundan bu konuda farklı onlarca da fikir var doğal olarak. Ama önemli oranda üzerinde uzlaşılanlardan birisi, dijital çağın içine doğmuş kuşağın en geniş anlamda çevresini algılama biçiminin önceki kuşaklardan radikal biçimde farklı olduğu. Basitçe tanımlarsak, önceki kuşaklar için bir olayı izlemek, o olaya ve ilgilerine dair süzülmüş bilgileri de içerecek bir şekilde başlangıç ve gelişmeyi de (ve oluşmuşsa sonuçlarını da) kapsarken, yeni kuşakta öne çıkan o an ama basitçe olay ve an değil, olayın olduğu geliştiği, halen yaşandığı zaman diliminde kapsayabildikleri en geniş bilgileri içeren bir o an bu. Yani tersten bakarsak, dijital kuşağın dikkatini çekmek, kapsayabileceği bilgileri en geniş haliyle an içerisinde sunabilmekten geçiyor. Geçmişin ise “an’la doğrudan ilişkisi olmadığından dolayı” yeri ve etkisi çok fazla olamıyor hatta bu nokta da yapılacak bir “baskı” terste tepebilir ve yeni kuşağın dikkatinin uzaklaşma nedeni de olabilir.
Acun Ilıcalı, bu sefer hata mı yapıyor!
324
Önceki gönderi