Ana sayfa Sosyal Medya Bir Zamanlar Çukurova dizisinin hikayesindeki değişime şapka çıkartılır!

Bir Zamanlar Çukurova dizisinin hikayesindeki değişime şapka çıkartılır!

tarafından ker_def

TelevizyonGazetesi.com /Detay -Perşembe akşamlarının ilgiyle izlenen dizisi Bir Zamanlar Çukurova, ne kadar güçlü ve etkili bir yapım olduğunu geçen hafta bir kez daha ispat etti. TRT1’in yeni başlayan Bir Zamanlar Kıbrıs dizisinin gelişinden bile etkilenmeyen atv dizisi, izleyicilerini yine ekrana bağlamayı başardı.

Tüm kategorilerde perşembe akşamlarının zirvesinde olan dizinin, 8 Nisan akşamı yayınlanacak olan Kanal D’nin Camdaki Kız dizisinden de pek etkilenmemesi bekleniyor… Perşembe rekabeti yakıcı bir hal alırken, atv’nin 3. sezonu süren dizisi, hikayesinin gücü ile ayakta kalmaya devam ediyor.

Vahide Perçin, Uğur Güneş, Esra Dermancıoğlu’nun ayrılıklarının ardından şimdi de Müjgan karakterine hayat veren Melike İpek Yalova diziye veda edecek. 3. sezonun sonlarına doğru beklenen bu ayrılık ile birlikte dizide yine kan kaybı yaşanacak. Ancak biliniyor ki, Bir Zamanlar Çukurova dizisinden ayrılanlar olsa da hikaye hep ayakta kalacak.

Diziyi yeni katılan isimlerle birlikte hikayenin daha da ilgi çekeceği, dizinin 4.sezonda da ekranda büyük başarılar peşinde koşacağı biliniyor. Dizinin son döneminde yaşananlar ise hikayedeki baş döndürücü değişimi de gösteriyor. Senaristler adeta şapka çıkartılacak bir başarının sahibi. Zira izleyicileri meraklandırmayı ve ekranda tutmayı sağlayacak bir hikaye örgüsünü oluşturabiliyor. Peki dizide son dönemde neler mi oldu? İşte baş döndürücü değişimin izleri…

Züleyha’ya yaptıklarından pişman olup tövbe eden Demir, tüm gidenlerin ardından tam ümidini yitirmişken önce Ümit ile aşka inandı, sonra Züleyha’nın aşkı gerçeğe dönüşünce, Ümit ile karşı karşıya kaldı!

Müjgan’ın yerine başhekim atanarak kendinden önce adının rüzgarı Çukurova’ya gelen Ümit, Fikret’in Yamanlar’a karşı açtığı intikam savaşında Demir’i yıkmakla görevliydi. Ama aslında onu Çukurova’ya getiren şey, terk edilmiş çocuk kalbiydi!

Hem İstanbul’un sahnelerinden hem de bir evlattan, bir yuvadan vazgeçerek Adnan Yaman’ın aşkı ile kendini Çukurova’da bulan Sevda da, önce aşkının engeli saydığı Hünkar ile savaştı, sonra onun hatırasını kızım dediği Züleyha ve ikinci annesi olduğu Demir ile birlikte sahiplendi. Ama onun da arkasında ayrılmak zorunda kaldığı küçük bir çocuğun kırılmış kalbi vardı..

Hapishanede iken eşini ve oğlunu kaybeden Fekeli, oradan Yılmaz’a ‘evladım’ diyerek çıktı. Onu da Hünkar’ı da kaybedince, elinde bir tek yıllar öncesinden, kardeşinden emanet Fikret kaldı. Fikret de kendini Yamanlarla yeni bir savaşa adadı.

Çünkü çocuk kalbinin baş edemediği yaraları vardı. Onu Çukurova’ya getiren şey, Demir Yaman’ın üvey kardeşi olduğunu ilan edip, eski ayakkabıları ile yağmurda sırılsıklam kapı önünde bekletilen küçük Fikret’in de gözü yaşlı annesinin de onurunu kurtarma isteğiydi…