Sabırlı ve mücadeleci anneliğin bütün vasıflarını layıkıyla yansıtan Elvan cephesinde durum böyleyken, durduk yere bir yığın eziyete katlanan bir kadının-annenin çocuklarıyla birlikte mutluluğu yakalamasını beklemekten daha doğal ne olabilirdi izleyici için? Nitekim seviyeli içerik üslubu olan… Aşkı, ihaneti ve dramı abartmadan işleyen ‘Dayan Yüreğim’de Atıf’ın sayesinde Seray’la yeniden yakınlaşan, Selim’in ilerleme kaydetmesiyle bir parça rahatlayan ve Fuat’ın ilgisiyle mutluluk kıpırtısı yaşayan Elvan’ın da güzel bir sonu hak ettiği kesindi. Dolayısıyla dizinin final haberiyle birlikte bu beklentimiz de depreşti. Bu bakışla da veda bölümüne bir kala, çocuklarıyla birlikte yakılmak istenen ve tetiği kimin çektiği belli olmayan kurşunla yere yığılan Elvan’ın yaralandığını gördüğümüzde pek kaygılanmadık. Nasılsa suçluları yakalatıp ayaklanır ve ailesiyle mutlu mesut bir tablo yansıtır diye düşündük.
Gel gör ki, tıpkı yaşamın içinde olduğu gibi burada da evdeki hesap çarşıya uymadı. İyi olan, bir kez daha kötülerin düzenine kurban gitti. Elvan’ın final bölümünün başında, Seray’ın kollarında son nefesini vermesi bu açıdan çok üzdü beni. Ama asıl içimi acıtan, devamındaki ‘Anne öldü, kavga bitti’ durumu oldu! Elvan’ın cenazesinden sonra birdenbire küslükler bitti, gerçekler kafalara dank etti, kötüler cezasını buldu ve ‘Vay gidene’ dedirtircesine geride kalanlar mutlulukla yaşamaya başladı ya… Benim de içimde isyan kabardı.