Ben bu Dodurga’yı hiç sevmedim. Tamam bu göç olmak zorundaydı. Ama efendim bu Kayılar’ın hiç mi hatırı yokmuş da Dodurgalılar Kayılar’ı ezmelere doyamadılar? En çok da törelerin çiğnenmesi hususuna bozuluyorum. Süleyman Şah’ın oğullarına daha doğrusu Ertuğrul Bey’e bunca işkence, bunca hadsizlik, töresizlik revâ mıdır? Her gelen Ertuğrul Bey’in yaralı eline basıyor, kurgu olduğunu bilmesem oturup ağlayacağım neredeyse. Elbette bir cihan devleti güle oynaya kurulmamıştır. Devlet içinde ihanet çetelerinin varlığı ta o günlere dayanmaktadır. Bunlara hepimiz kâniyiz. Ama sanırım ben Kayılar’ın o muhteşem nizamını, âdâbını, töreye saygısını, beye hürmetini, toyunu, otağını özlüyorum. Aslında verilmek istenen bu olabilir mi? Hikâyedeki Kayılar da eski yurtlarını, huzurlarını özlüyorlar. Biz de bu vesileyle hikâyeye dahil oluyor, Kayılar gibi eski günlere özlem duyuyor ve böylece onlardan birer parça oluyoruz? Bence süper fikir. O halde bizim kızdığımız dizinin ilerleyiş biçimi değil de Dodurgalılar’ın Kayılar’a muamelesi mi? Sorunun kaynağını bulmuş olabilirim. Devam edelim.
Diriliş Ertuğrul dizisinde fırtına öncesi sessizlik hakim!
336
Önceki gönderi