Kolçak, 73 yıllık sanat yaşamının olduğunu vurgulayarak, “Büyük bir mutlulukla söylüyorum. Anadolu’nun neresine gidersem gideyim, gülen gözlerle karşılaşıyorum. Bu benim için en büyük güzellik. Telif haklarımızı da alabilirsek çok daha rahat edeceğiz. Gözümüz açık gitmeyecek. İnşallah bu da olacak.” dedi.
Set anılarından da bahseden Kolçak, rolü sırasında karşısındaki oyuncunun yakın mesafeden kurusıkı tabancayla ateş etmesi sonucu birkaç kez omzundan yaralandığını söyledi.
“Oğlumu anacığının koynuna yatırdım”
Eşref Kolçak, 7 yıl önce eşini kaybettiğini, oğlu Harun Kolçak’ı yitirmenin acısının ise henüz taze olduğunu ifade etti.
Allah’ın takdirini her zaman kabul ettiğini dile getiren Kolçak, “Demek sıra oğlumdaymış, o gitti. Eşimin mezar taşına ‘Evimin hanımı, çocuğumun annesi, benim kadınım’ diye, kendi mezar taşıma da ‘Sinema gelecek kuşaklara yazılmış canlı mektuplardır” diye yazdırdım.” şeklinde konuştu.
Kolçak, “Oğlumun mezar taşına ise Harun Emin Kolçak ve Gir Kanıma şarkısının melodisinin küçük bir bölümünü, altına da doğum ve vefat tarihini yazdırdım.” açıklamasını yaptı.