Ana sayfa Oyuncu Biyografileri Hazal Subaşı Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

Hazal Subaşı Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

tarafından ker_def

Hazal Subaşı, 2 Mayıs 1996 tarihinde İzmir’de doğmuştur. Türk dizi oyuncusu ve manken.

Adı: Hazal Subaşı
Doğum Tarihi: 2 Mayıs 1996
Doğum Yeri: İzmir
Boyu: 1.66 m.
Kilosu:  53 kilo
Burcu: Boğa
Göz Rengi: Kahverengi
Annesi: Rukiye Gençyiğit
Instagram: https://www.instagram.com/hazalsubasii/
Evcil Hayvanları: Kedisi var.

Ailesi: İzmir de doğup büyüdü.  “Ailem de İzmir doğumlu, Selanik göçmeniyiz. Büyüdüğüm şehri çok seviyorum. Uzun yıllar sonra tekrar orda yaşamak isterim. Mutlu bir çocukluk geçirdim.”

Eğitim hayatı: İzmir Ekonomi Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü’nden mezun oldu.

Hayatının dönüm noktası: 2015 yılında katıldığı Miss Turkey yarışmasında üçüncü seçildikten sonra oyuncu olmaya karar vererek bu yönde eğitimler aldı. “Aslında yarışmadan sonra tamamen hayatım değişti diyebilirim. Çalışmaya başladım. İzmir’den İstanbul’a taşındım. Reklamcılık okuyordum, oyunculuk yapmaya başladım. Kısa sürede beni mutlu eden ve heyecanlandıran çok büyük yenilikler oldu hayatımda. Miss Turkey’e katılırken bunu düşünmedim açıkçası. Derece aldıktan sonra yöneldim bu işe ve yapmak istediğim şeyi bulduğumu hissettim. Yaşım çok genç, bir arayış sürecinde hissediyordum kendimi ve ilk çalışmaya başladığım süre aslında deneme süresiydi benim için. Kısa süre sonra gerçekten oyuncu olmak istediğimi anladığımda elimden gelenin en iyisini yapmak için, öğrenmek için çok çaba gösterdim.”

Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, ‘Adını Sen Koy’ dizisiyle başladı.

Hangi proje ile parladı? ‘Bir Umut Yeter’ dizisinde canlandırdığı ‘Elif Özkan Karabey’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.

Kişilik özellikleri: İnatçı, samimi, doğal, içten. “Gerçekten haklı olduğumu düşündüğüm zaman çok inatçı olabiliyorum. Eleştirilere oldukça açığım. Vaktim oldukça sosyal medyadaki yorumlara ve eleştirmenlerin hakkımdaki görüşlerine bakıyorum. Bu eleştiriler mutlaka beni daha iyiye götürecektir. Şansa inanırım, genelde ailem ve arkadaşlarım şanslı olduğumu söyler. İnsanlar genelde görünce değil de biraz tanımaya başlayınca güçlü göründüğümü, öyle olduğumu söylerler. Ben içten içe çok güçlü olduğumu biliyorum ama bazen o kadar kırılgan oluyorum ki kendimle ilgili kafam karışıyor. Beklenti hayal kırıklığı yaratıyor. Yavaş yavaş öğrendiğim şey beklememek oldu, o yüzden artık çok da kırılmıyorum diyebilirim.”

Kişisel gelişim: Güzelliğin hiçbir meslek için tek başına yeterli olmadığını düşünüyor, kendisini geliştirmek için sürekli eğitimler alıyor. “Bağlı olduğum casting ajansında ekran önü eğitimleri aldım. Güzellik hiç bir meslekte tek başına yeterli olmaz. Görsellik önemli ancak her şey değil. İşimizi daha iyi yapmak için her alanda kendimizi geliştirmeliyiz.”

Sosyal: Yurtdışına çıktığı zaman kendisini çok özgür hissediyor. “Tanınırlıkla ilgili bir şey değil demek istediğim. Farklı ülkeler görmek, farklı kültürden gelen insanlar tanımak, başka bir dil duymak bana hayatın uçsuz bucaksız olduğunu hissettiriyor. Çok huzurlu hissediyorum bilmediğim bir şehirde yürüdüğüm zaman. Onun dışında beni en çok motive eden şeyler, müzik, sinema ve tiyatro.”

Düşünce yapısı: En büyük korkusu, amaçsız ve hedefsiz kalmak. Ne olacağını, nasıl bir hayat yaşayacağını hiç bilmese bile kendine hep hedefler koyuyor. “Bazen öyle boş, yalnız ve çok belirsiz hissettiğimiz zamanlar olabiliyor. Özellikle çok gençken ve hayatın boyunca ne yapacağınla ilgili kararsızken. Gelecek kaygısı gitgide hiçbir şey yapmak istememe güdüsü oluşturuyor insanda ya da tam tersi bir şeyler için kendini olması gerekenden çok daha fazla yoruyorsun ne sonuç elde edeceğini bilmeden. O yüzden şu an hedeflerim olduğu için, bir amaç uğruna çalıştığım, uğraştığım için ve artık hep böyle olacağı için, en azından öyle hissettiğim için çok huzurluyum.”

Sette nasıl birisi? Oyunculuğa ilk başladığı zaman zorlandığını belirtiyor. “Benim için çok yeni ve çok yabancı bir durumdu. Oyunculukla ilgili, sette çalışmakla ilgili öğrenmem, bilmem gereken her şeyi çok hızlı anlamak ve sindirmek durumunda kaldım. Psikolojik olarak da hem İstanbul’a hem oyunculuğa ve çalışma hayatına adapte olmaya çalışıyordum. Zor ve yorucu bir dönemdi her anlamda. Fakat en odaklandığım, en çabaladığım, kendi sınırlarımı en aştığım ve yeni bir ben keşfettiğim bir dönem bu aynı zamanda. Bunların hepsini düşünerek kendi hayatımı, o süreçteki psikolojimi değerlendirerek ve karakterin benzer yönlerini keşfederek, yaşadıklarımızı karşılaştırarak ilk karakter bulma, geliştirme sürecimi yaşadım. Oyuncu koçlarıyla başladığım çalışmalarla beraber o sürecin bu şekilde geçtiğini söyleyebilirim.”

Mutluluk kaynağı:  Severek izlediği Çukur dizisinde oyuncu olarak yer almaktan mutluluk duyuyor. “Eskiden setten çıkıp eve gittiğimde Çukur dizisini izlerdim. Teklif geldiğinde çok heyecanlandım ve gururlandım tabii ki. Bir yandan çok büyük bir projeye, çok iyi bir ekibe dahil oldum, diğer yandan çok beğendiğim oyuncularla oynama fırsatı yakaladım. Üstüne bir de zaten severek izlediğim bir dizi olduğunu düşünürsek benden mutlusu yok.”

Aşka bakışı: “Aşk ve ilişki yaşamak saygı, sevgi, emek, hoşgörü ve birçok şeyi gerekli kılan bir durum. Bunlardan biri bile eksik olduğu zaman ortaya çok sağlıklı, kişilere iyi gelen bir ilişki çıktığını düşünmüyorum. Aşk dediğimiz şey çok güçlü ve çok gerçek duygularla ortaya çıkan bir şey. Ne kadar güzel olduğunu düşünsem de korkutucu geliyor. Ben ilişkileri kadın-erkek ilişkisi olarak görmüyorum aslında. Sağlıklı insan ilişkisi nasıl olmalıysa, yakın bir arkadaşınıza, ailenizden birine nasıl hoşgörülü, saygılı, sınırları bildiğiniz şekilde davranıyorsanız ilişkinizde de öyle olmalı. Birbirini değiştirmeye çalışan ya da farkında olmadan değişen insanlar görüyorum. Bunun sonucunun mutluluk olacağını düşünmüyorum. Hepimizin yaşantısı, hayata bakış açısı farklı. Farkında olmamız gerek sadece.”

Hayata bakışı: Hayatta ‘asla yapmam’ dediği bir şey yok. “Gerçekten bir şeyi asla yapmam demekten, bilinmezlik içinde bu kadar emin konuşmaktan korkuyorum açıkçası. Bazen böyle çıkışlarım oluyor maalesef ve sonra anında pişman oluyorum. İnsan her durumda kalabilir, her şeyi yaşayabilir ve her şeyi yapabilir diye düşünüyorum. Hayattaki sloganım;  Üşenme, erteleme, vazgeçme! Bu bakış açısı çok işime yarar, kendime bunu her zaman hatırlatırım. Herkese tavsiye ederim. Yaşımın insanı olduğumu düşünüyorum. Ama yaşımın insanı olmaya çalışırken benim için gayet günlük, normal olan ve çoğu insanın yaptığı şeyleri yaptığımda bu başkalarını rahatsız edebiliyor. Bana anlamsız geliyor bu durum. Sonuçta nasıl yaşayacağıma ben karar veririm. Yani tanımadığım insanların işim dışında benden yana rahatsızlıkları, onların kendi doğruları beni ilgilendirmez ve benim doğrularımı yanlış kılmaz. Böyle düşündüğüm için yaşımın insanı olabiliyorum.”

İş hayatına bakışı: Okul yıllarındaki hedefi,  okuduğu bölümle alakalı olarak set arkasında, işin reji tarafında olmaktı. Kamera önünde olmakla ve oyunculukla ilgili bir düşüncesi yoktu. “Kendimi hiç öyle hayal etmemiştim. Sonra hayatın önüme çıkardığı fırsatları denemem, değerlendirmem gereken bir yaşta olduğumu düşündüm ve görüşmeler sonucu bir diziyle anlaşmamın üzerine İzmir’den İstanbul’a taşınıp çalışma hayatına bu yolda atıldım. Sonra da çok severek ve tabi ki çok çalışarak yapmayı sürdürdüğüm bir iş oldu oyunculuk. Hayata, bana bu yolda bir kapı açtığı için, yeni ve hiç bilmediğim, farkında bile olmadığım ve denemeden bunu asla öğrenemeyeceğim bir tutkumla beni karşılaştırdığı için minnettarım. Başlarda çok heyecanlandım, yapamayacağımı düşündüm korkularım vardı; Hedefim kendimi geliştirmeye devam etmek ve bu işte uzun süre ekranlarda olup kalıcı olmak. Günlük diziden sonra haftalık dizide rol aldığım zaman canlandırdığım karaktere daha çok adapte olabilme ve çalışabilme fırsatı buldum. Bu beni mutlu etti çünkü elimden gelenin en iyisini yapmak, göstermek benim amacım. Günlük dizide yapabileceğinizin daha azıyla yetinmek zorunda kalabiliyorsunuz. Çünkü daha fazlası için zaman yok. 1 bölüm değil 20 bölüm aynı hafta içinde çekmeye çalışıyorsunuz bazen. Bu da asgari bir iş çıkmasına sebep olurken aslında bir yandan da insanı pratikleştiriyor. Hepsi çok önemli ve güzel tecrübeler.”

Kariyer planı: Kendini olabildiğince geliştirmeye, daha fazlasını öğrenmeye çalışıyor. “Her gün yeni bir şey öğreniyorum diyebilirim. Bu çok uzun süre, hatta hep böyle olacak. Yaratmak istediğim, oynamak istediğim karakterler ve hikayeler var tabii ki. Bu işin hayatımda uzun, güzel ve başarılı bir yolculuk olmasını diliyorum ve adımlarımı bu doğrultuda atmaya özen gösteriyorum. Şöhret olmak, tanınmak odak noktamı hiç değiştirmiyor. Sonuç olarak iyi bir kariyer edinmek, kendimi işimde iyi noktalara taşımak için ve iyi bir insan olmak için çabalıyorum. Onun dışında da aile hayatımı ve sosyal hayatımı aynı şekilde devam ettiriyorum. Çukurla birlikte daha tanınır bir oyuncu oldum. İnsanların güzel sözleri, iyi düşünceleri beni mutlu ediyor ve gururlandırıyor.  Miss Turkey benim bu sektöre girmemi sağladı fakat oyunculuk yapmaya başladığım aşamada da birçok önyargıyla karşılaştım. O yüzden çok çalışıyorum ve hep kendimi geliştirmeye yönelik yaşıyorum. Bu yolda nasıl ilerlemek istediğin ve ne kadar çabaladığınla çok doğru orantılı bir durum.”

Gelecek Hayali: Umudunu hiç kaybetmiyor, hayatının güzel gideceğine, dilediği gibi yaşayacağına, düşlediği şeylerin gerçekleşeceğine hep inanıyor. “Gelecek bende çok güzel hisler uyandırıyor her zaman.  Bence her şey ilk olarak iyi bir insan olmaktan ve iyi empati yapabilmekten geçiyor. Ne iş yaparsan yap  işe gösterilen saygı, disiplinli olmak, özen göstermek, gözlemlemek ve tam olarak yeterli bulmamak, kendinden daha fazlasını beklemek bence başarılı olmak adına önemli bir nokta.”

Sosyal medya ile arası nasıl? Sadece Instagram kullanıyor. “Elimden geldiğince aktif olmaya çalışıyorum. Günlük hayatımda sürekli fotoğraf çeken ya da çekilen biri değilim. Daha aktif olmak adına bazen birkaç günümü fotoğraf çekilmek için ayırıyorum. Zaman buldukça yorumları okuyorum. Genel olarak kötü yorum görmüyorum, daha çok destek amaçlı ve sevgi içeren yorumlar geliyor. Çok güzel bir şey bu tabii ki.”

En sevmediği özelliği: Kendi hakkında tek bir şeyi değiştirecek olsa, umursamazlığını değiştirmek isterdi. “ Bazen umursamaz olduğumu düşünüyorum. Çok duygusal bakamıyorum. Bunu biraz kırmak isterdim.”

Modayı takip ediyor mu? Stilini, sade, rahat ve özenli olarak tanımlıyor. “Kendimi iyi hissettiğim şekilde giyinirim. Fazla desenli kıyafetler giymem çünkü takı kullanmayı seviyorum. Genelde günlük hayatımda en çok basic beyaz tişörtler, dar pantolonlar ve bomber ceketler giyiyorum. Hemen giyinip çıkmam gerekirse kesinlikle üstümde bunlar olur. Renkli spor ayakkabıları seviyorum. Şapka ve halka küpe takıyorum genellikle.”

Kimlere hayranlık duyar? Dünya sinemasında izlemeyi çok sevdiği ve hep gözlemlediği kadın oyuncular Juliette Binoche, Viola Davis, Meryl Streep, Amy Adams, Natalie Portman ve Margot Robbie.

Estetiğe bakış açısı: “Günümüz şartlarında estetik müdahaleler artsa da doğal güzellik yükselişte. Estetik doğru ve ölçülü yapılırsa doğallığı bozan bir müdahale değil diye düşünüyorum. Ben bu halimle kendimi seviyorum. Rahatsız olsaydım yaptırırdım. Sonuçta ne yaparsak kendimizi daha iyi hissetmek adına yapıyoruz.”

Hangi filmden etkilendi? ‘Fractured’ ve ‘Parazit’ adlı filmleri etkileyici buluyor.

Takip ettiği diziler:  “Yıllardır izleyip durduğum ve hiç sıkılmadığım dizi ‘How I Met Your Mother’, orda yer almayı çok isterdim. ‘Sense 8’ çok eğlenerek izlediğim bir diziydi. ‘Handmaid’s Tail’, ‘Fleabag’, ‘How to Get Away With Murder’ ve ‘Bodyguard’ da severek takip ettiğim diziler. Evde olduğum her an bir film ya da dizi açarım.  

TELEVİZYON DİZİLERİ

2016 – Adını Sen Koy / Zehra

2018- Bir Umut Yeter/ Elif Özkan Karabey

2019- Halka/ Bahar Berkes

2019/2021- Çukur/ Nehir Bursalı

ÖDÜLLERİ

2015 – Miss Turkey / Türkiye 3. Güzeli

2018- Kıbrıs Havadis Medya Ödülleri /Yılın En İyi Kadın Oyuncusu