Ana sayfa Oyuncu Biyografileri Selin Demiratar Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

Selin Demiratar Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

tarafından ker_def

Selin Demiratar, 20 Mart 1983 tarihinde Erzincan’da doğmuştur. Türk dizi ve sinema oyuncusu.

Adı: Selin Demiratar
Doğum Tarihi: 20 Mart 1983
Doğum Yeri: İstanbul
Boyu: 1.74 m.
Kilosu: 59 kilo
Burcu: Balık
Göz Rengi: Kahverengi
Annesi: Selma Demiratar
Babası: Salim Demiratar
Eşi: Mehmet Ali Çebi
Instagram: https://www.instagram.com/slndmrtr/
Evcil Hayvanları: Köpeği var.

Ailesi: Babasının ordu mensubu olması nedeniyle çocukluğu Türkiye’nin farklı şehirlerinde geçti. 2020 yılında iş insanı Mehmet Ali Çebi ile evlendi.

Çocukluk yılları: Antalya’da lise okuduğu yıllarda ‘Miss Globe’ adıyla düzenlenen ülke çapında bir güzellik yarışmasına katıldı ve genç yaşta birinci olarak dikkat çekti. Lise öğrenimini tamamladıktan sonra oyunculuk üzerine kariyer yapmak üzere İstanbul’a yerleşti. “Çok çalışkan bir çocuktum ama aynı zamanda çok da yaramazdım. Hiperaktiftim. Dizlerim hep yaralıydı. Babam beni sokaklardan toplardı. Babamın mesleğinden dolayı çocukluğum Ankara, Adana ve Antalya’da geçti. Hayatımın her döneminde çok arkadaşım oldu. Şu anda da çok yakın bir sürü arkadaşım var. Çok farklı tarzlarda arkadaşlarım var, hepsiyle de ayrı eğleniyorum.”

Eğitim hayatı: Mimar Sinan Üniversitesi’nden mezun oldu.

Hayatının dönüm noktası: Antalya’da yaşadığı dönemde Belediye Tiyatrosu’nda aldığı eğitim hayatının akışını değiştirdi. “Babam asker olduğu için sık sık farklı şehirlere taşınıyorduk ve Ankara’dan Antalya’ya taşındığımızda sırf oyalanacak bir şeyim olsun, canım sıkılmasın diye belediyenin tiyatrosuna yazılmıştım. O gün, farkında olmadan beni oyunculukta bulunduğum yere getiren, hayatımın yörüngesini bu yöne çeviren bir gündü. Oyunculuk çocukluk hayalim değildi fakat 1999’da güzellik yarışması için Antalya’dan İstanbul’a geldiğimde oyuncu olmak istediğimi fark ettim. Antalya’da belediyenin açmış olduğu tiyatro okuluna gittim. Okuldayken, oyunculuğun ne kadar heyecan verici bir serüven olduğunu fark ettiğimde, ‘Bu yolculuk tam bana göre’ diye düşündüm.

Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, 2000 yılında ‘Bana Babamı Anlat’ dizisiyle başladı.

Hangi proje ile parladı? ‘Acı Hayat’ dizisinde canlandırdığı ‘Nermin Yıldız’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.

Kişilik özellikleri: Neşeli, sıcak, samimi, utangaç. “Çocuksu zevkleri olan, konuşkan biriyim. Dostlarımlayken matrak ve eğlenceli bir insanım. Sonuçta güvendiğiniz kişilerle birlikteyken tüm duvarlarınızı kaldırıyorsunuz.  Tanımadığım insanlarla hemen samimiyet kurmam. Bu da otomatikman bir koruma kalkanı olmasını sağlıyor. Doğru da olduğunu düşünüyorum. Belli bir dönem tanıma süreci geçtikten sonra güvenebileceğim insanları ve güvenemeyeceklerimi ayırıyorum. ‘Cool’ gibi görünen o soğuk kısmım aslında utangaçlıktan gelen bir şey. 17 yaşında başladım bu işe. Bir ürkme durumum vardı. Yaptığın işler başarılı oluyor, dikkat çekiyor ama sen bir anda fotoğrafın çekilince ‘N’oluyor’ diyorsun. Uzun bir süre kameralara alışamadım. Çok çabuk rahat olan biri değilim. Özellikle röportajlarda kendini anlatmaya çalışmak çok zor bir şey. Kamera önünde oyunculuk yapmak bana göre çok daha kolay.”

Sosyal: Arkadaşlarıyla tatile gitmeyi çok seviyor. İtalyan aileleri gibi yüksek sesle hararetli bir şeylerin tartışıldığı kalabalık aile yemeklerini de çok keyifli buluyor. “Gece kulübünden çok o büyük ve gürültülü yemek sofralarımızda eğleniyorum.  Ailemle vakit geçirmeyi çok seviyorum. Büyük bir ailem var. Bir de Sultanahmet ve Kapalıçarşı’dan vazgeçemem. Oranın hareketliliğini seviyorum, benim için yaşayan bir yer. Görmediğim yerlere tatile gitmek de önemli benim için. Oradaki mimariyi, insanların yaşayış biçimlerini, kültürlerini görmek çok güzel ve gitmeden hayal etmek, araştırmak en keyif aldığım şeylerden biri.”

Düşünce yapısı: Birisini mutlu etmekten, bir insanın hayatına faydasının dokunmasından büyük bir haz ve keyif veriyor. “Hiç tanımadığım biri de olabilir. İnsanların yüzünün gülmesine vesile olmayı seviyorum.”

Sette nasıl birisi? Sette herkesle sohbet etmeyi seviyor, rol arkadaşlarıyla iyi geçinmeyi de çok önemsiyor. “Sette herkesle iyi anlaşabilmek benim için önemli. Çünkü öyle olduğum insanlarla sahne çekerken daha rahat oluyorum. Ekipten ayrı durmak, işe dahil olamamışım hissi veriyor. Enerjimi düşürüyor.  Kayıt ve stop zamanları içinde etrafımdaki hiçbir şeyi görmüyorum. Karakterin ruh haline bürünüyorum. Öyle zamanlar oluyor ki, izlerken görüyorum nasıl oynadığımı. O anda ben değil de oynadığım karakter oluyorum.”

İlk sinema filmi: Ziya Öztan/ Abdülhamid Düşerken

Hayran olduğu kişi: Kendinden emin ve güçlü olması nedeniyle Güler Sabancı’nın duruşunu beğeniyor.

Aşka bakışı: Ne zaman, nerede kime aşık olacağınız ile ilgili bir tanım yok. Ancak, bulunduğunuz çevreden birisi ile tanıştığınız için ona aşık oluyorsunuz. En önemli şey, güven. Birlikte olduğum insanın mutlaka benden biraz daha üstün olmasını bekliyorum açıkçası. Öğrettiğim değil de, öğrenebileceğim, bana bir şey katacak birisinin olması veya hayranlık duymam gerekiyor. Aşık olabilmem için karşımdakine gerçekten hayranlık duymam gerekiyor. O yüzden gerçekten benden biraz daha donanımlı olursa aşk ve tutku büyüyor bende. Bence birisi için değiştiğiniz an, o kişiyi kaybettiğiniz andır. Onun gözündeki çekiciliğinizi kaybedersiniz çünkü. Bir değişim yaşayacaksanız, bunu kendiniz için yapmalısınız. Aşıkken bile kendi fikirlerimle karar veririm, farklı biri gibi görünmeye çalışmam. Öyle bir şey yaptıysam da ancak çocuk yaşlarda yapmışımdır.”

Hayata bakışı: Hayata neşeli ve iyi tarafından bakmayı tercih ediyor. “Hüzünlü bakmayı bilmem. Hüznü karakter haline getirmiş olanları da sevmem aslında. Olabildiğince iç enerjimizi yüksek tutmamız gerektiğine inanıyorum. Hayata olabildiğince iyi tarafından bakabilmek için çaba göstermeliyiz. 16 yaşından bu yana durmadan çalışıyorum, özel hayatıma daha fazla zaman ayırabilmek için sektöre ara verdim.

İş hayatına bakışı: Sektöre 16-17 yaşında reklam oyunculuğuyla girdi.  Reklamdan diziye geçiş yaptığı için,  ani bir popülarite patlaması yaşamadığını düşünüyor. “Oynadığım dizilerin popülaritesinin üstüne çıkmak istemem hiçbir zaman. Hayatımda bana en çok zevk veren şey işim. O yüzden merkezde diyebilirim. Her yaptığım işte ilk defa kamera karşısına geçiyormuşum gibi hevesli ve mutlu oluyorum. Kendimi izlerken acımasızca eleştiriyorum. Mesela, ‘Neden orada kolumu şöyle yapmışım’ ya da ‘Keşke duyguyu şu mimikle destekleyip verseydim’ diyorum. Ancak dizi setleri çok yoğun geçtiğinden, dizilerde sinema filmlerindeki gibi detaylı sahneler çekilmiyor. Oyunculukta taviz vermemek, maddi şeyleri öne çıkarmamak çok önemli. Ruhumu öne koymayı, ekip olmayı tercih ederim. Nasıl bir futbol oyuncusu, tek başınayken bir anlam ifade etmiyorsa, en yıldız oyuncu da sahada tek başına sönük kalır.  En başta insanın kendisinin kuralları olması gerekir bence. İnandığım sürece de her karakteri oynarım. Ama karakterin düşünülen kişiliğine uymayan hiçbir şey yapmam.”

Kariyer planı: ‘Asla oynamam’ dediği rol yok ama ‘güzel kadın’ imajı altındaki rollerden çok mutluluk duymuyor. Bir gün bir tiyatro oyununda da rol almayı istiyor. “Konsevatuvarda değil ama belediye tiyatrosunda eğitim aldım. Daha önce hiç sahneye çıkmadım. Ama tabii ki sahneye çıkmak isterim. İnandığım kişilerle, hele ki aralarında ustaların da olduğu bir tiyatro oyununda yer almak, onlarla aynı sahneyi paylaşmak, tiyatronun da tozunu yutmak, seyirciyle birebir temasta olmak beni çok mutlu eder. Sağır ve dilsizi oynamak istiyorum. Üzerinde çalışılması gereken bir rol. Onların iç dünyalarına girmek, sessiz çığlıklarını nasıl dışa vurduklarını öğrenmek isterim. Bu benim hep merak ettiğim bir konudur. İyi bir senaryoda böyle bir karakteri oynarsam, bana çok şey öğreteceğini ve beni heyecanlandıracağını düşünüyorum. Sinemanın en güzel yanı; çok özenilmesi ve emeğinizin kolay kolay unutulup gitmemesi. Ben sadece sinema değil, yaptığım her işin bana çok şey kattığını düşünüyorum. Küçük dediğiniz şeyler, bir anda çok önemli hale gelebiliyor. Sinema bir büyü ve gerçekten de sinema filmlerinde rol almak, her oyuncu için ayrıcalıklı bir durum.”

Gelecek Hayali: Hayatta sadece mutlu olmayı istiyor. Kargaşayı hiç sevmiyor. “İşini seven, özenen insanlarla çalışmayı diliyorum. Oynamak istediğim çok rol var. Hepsine yetişebilir miyim bilmiyorum. Umarım yazarlar ve bana da teklif ederler. Oynamak istemeyeceğim rol ise yok! Şu zamana kadar hep sevdiğim roller geldi. Her rol yapan değil, doğal olan, hayatın içinde yaşadığını zannettiğimiz karakterleri canlandırabilen her oyuncu, iyi oyuncudur.  Ama bizde oyuncuları çabuk tüketmeye çalışıyorlar. Çünkü Türkiye’de starlık kavramı ile şöhret kavramı birbirine karışıyor.”

Modayı takip ediyor mu? Giyinmeyi seviyor ama üzerine çok düşünmüyor. “Kendime yakışanı giymeyi tercih ederim. “Çok hızlı hazırlanırım. Önemli bir geceye dahi bir erkekten çok daha çabuk hazırlanırım! Beş ya da on dakika.  Kıyafet tarzı olarak  Angelina Jolie’yi beğeniyorum. Sade, şık, rahat bir giyim tarzı var.”

En büyük korkusu ne? Hayata karşı heyecanının bitmesi.

En sevdiği özelliği: İnsanlara ve yaşama karşı duyarlı olmayı seviyor.

En zor yanı ne? “Beni inandırmak zordur. İnanmadığım şeyleri yapmam, abartılı biri değilim.”

Erkekte çekicilik kriteri: Zeki ve iyi kalpli erkekleri çekici buluyor. “ İlk görüşte aşık olmam. Onunla geçirdiğim zaman ve zekası beni aşık eder.  Beraber vakit geçirmekten hoşlanabileceğim naif ve sempatik biri gönlümü çalabilir. Çok büyük beklentileri olan biri değilim. İstediğim ve istemediğim şeyleri biliyorum ve net olmak hayatta benim için çok önemli.”

TELEVİZYON DİZİLERİ

2000- Bana Babamı Anlat

2001 – 90-60-90 / Burcu

2002- Koçum Benim / Eylül

2003- Lise Defteri / Güney Esen

2004 – Sular Durulmuyor / Gülçin

2005/ 2007- Acı Hayat / Nermin Yıldız

2008 – Gazi / Tuna

2008/2010 – Adanalı / İdil

2011 – Haneler (Konuk Oyuncu)

2011- 5‘er Beşer

2011- Şüphe / İpek Beyaz

2012/2014 – Huzur Sokağı / Feyza

SİNEMA FİLMLERİ

2012- Patlak Sokaklar: Gerzomat/ Jennifer

2011- Türkan/ Komiser Çiçek

2007- O Kadın/ Yeşim

2006- Şaşkın/ Pelin

2003- Abdülhamit Düşerken / Ayşe Sultan