TelevizyonGazetesi.com / Özel Analiz – Show TV, Ağustos ayında Şeref Sözü dizisini öyle güçlü ifadelerle ve öyle büyük bir prodüksiyon ile sundu ki, sezona damga vurabilecek bir yapımın geldiği düşünüldü… Cevdet Mercan gibi usta bir yönetmen ekibin başındaydı. Eda Tezcan senaryoyu yazdı… Tolgahan Sayışman başrol olarak ismini koydu… Birçok anlı şanlı dizinin yapımcısı olan Timur Savcı ve ortağı Burak Sağyaşar da büyük masraf yaptı…
‘Şeref Sözü’ için 480 bin m2’lik bir ada dev bir platoya dönüştürüldü! Bu durum Türk dizi tarihinde bir ilk olarak yaşandı… Dikili’nin karşısındaki Kalem Adası dizi için ayarlandı ve güçlü de bir oyuncu kadrosu ile yola çıkıldı… Özel tasarım tablolar, mobilyalar ve objeler ile hazırlanmış dünya, ihtişamlı Adabeyli Konağı ve tüm mekanları ile dizi için hiçbir masraftan kaçınılmadı…
Buraya kadar her şey tamam… Güçlü bir dizi için yapımcı her şeyi güzel yaptı. Fakat bir sorun vardı. Bu sorunu aslında Mehmed Bir Cihan Fatihi gibi çok iddialı başlayan ama 6 bölümde ve çok düşük reytingler alan dev bütçeli projede de gördük. Hikaye ortada yoktu… Bu durum apaçık ortadaydı…
Aynı sorunu Şeref Sözü dizisinde de görmemek nasıl mümkün olabilir ki? Ancak yapım tarafında herkesin mi gözü kördü sorusunu sormak lazım! Çünkü bu kadar büyük bir prodüksiyona sahip olan bir yapımın hikayesi bu kadar mı sıradan olabilir… Sonuçta güçlü adam, çaresiz kız ve kıskanç kadınlar dünyası…
Masumlar Apartmanı, Kırmızı Oda, Uyanış Büyük Selçuklu, Menajerimi Ara gibi bu sezonun başarılı yapımlarına dikkat edilir ise hepsinin çok farklı hikayelere sahip olduğu görülebilir. Şeref Sözü dizisi ise Yeşilçam filmlerinin modern halinden halliceydi..
Sonuç olarak, 4. bölümüyle birlikte büyük emekler heba edildi. Oysa ki, bu emekler ve zaman daha güçlü hikayesi olan bir iş için harcansa sonuç çok daha olumlu olurdu…
Dizi işinde en önemli şey neymiş:
Senaryo, senaryo, senaryo…