Bora Cengiz, 9 Aralık 1990 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Türk dizi, sinema oyuncusu, radyocu, müzisyen ve yönetmen.
Adı: Bora Cengiz
Doğum Tarihi: 9 Aralık 1990
Doğum Yeri: İstanbul
Boyu: 1.82 m.
Kilosu: 71 kilo
Burcu: Yay
Göz Rengi: Siyah
Annesi: Özlem İşbilir
Babası: Tayfun Cengiz
Instagram: https://www.instagram.com/booracengiz/
Evcil Hayvanları: Köpeği Dino.
Ailesi: İstanbul’da doğup büyüdü, Babası pilot.
Çocukluk yılları: Oyunculuk serüveni, çocuk yaşlarında tesadüf eseri başladı. “Ortaokulda, hiç aklımda yokken, edebiyat hocamın boş bir kâğıda imza atmamı isteyip bana sormaksızın, beni tiyatro kulübüne almasıyla girdi bu fikir aklıma. İyi ki maruz kalmışım dediğim tek emrivakiydi. Sağ olsun, vizyonu ve öngörüsü yüksek bir öğretmenin, hayatıma şık bir dokunuşu oldu bu. Lisede yine tiyatro okudum. Ben artık başka bir iş yapamam diyorum.”
Eğitim hayatı: Kadir Has Üniversitesi Oyunculuk Bölümü’nden mezun oldu.
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına 2008 yılında ‘Peri Masalı’ dizisinde canlandırdığı ‘Tolga’ karakteriyle başladı.
Hangi proje ile parladı? ‘Çilek Kokusu’ dizisinde canlandırdığı ‘Gani’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Kişilik özellikleri: Doğal, sempatik, hayvan sever, doğa aşığı. “Şanda şöhrette gözüm yok. İnsanlardan çok köpekleri sevdiğim doğru. Çok sürpriz bir tarafım yok açıkçası. Oyunculuk yapan tüm meslektaşlarım gibi set dışında sıradan bir vatandaşım ben de. Müzik yapmaktan hoşlanıyorum. Bu da sürpriz olmasa gerek, nitekim bir de albümüm var.”
Sosyal: Oyunculuk dışındaki en büyük tutkusu da müzik. “Müzik yapıyorum; birkaç bestem var, davul-gitar çalıyorum, fotoğraf yada kısa film çekiyorum, 2-3 gün boşluğum olursa kafa dinlemek için Foça’ya kaçıyorum.”
Düşünce yapısı: Oyuncu olmak isteyenlerin alması gereken teorik bir eğitim ve geçmesi gereken çok zorlu bir yolculuk olduğunu düşünüyor. “Bu yolculuğun tamamını ve zorluklarını düşününce oyunculuk ha deyince olacak bir iş değil. Genç oyuncu adayı arkadaşlar oyuncu olabilmek için öncelikle altlarını doldurmalılar. Bu işe girerken cahil cesaretiyle girişmemek gerekir. Popülarite birini oyuncu yapabilir, ama sanatçı yapmaz. İnsanlar biz oyuncuların her zaman dizi ve filmlerimizi keyif alarak çektiğimizi düşünebilirler ama işin perde arkasında yaşanan uzun çalışma saatleri çok ön plana gelmez.”
Sette nasıl birisi? Her yeni projede yeni şeyler öğrenmekten keyif alıyor. “Oyuncunun aynı yönetmenle çalışması kendisi için bir nevi güvenli bölgeden çıkmamak gibidir. Oyuncu, tanıdığı ve daha önceden en az bir projede çalıştığı yönetmenle yeni bir projeye başlayacağı zaman daha rahat ve stressiz olur. Oyuncu bilir ki yönetmen ona nasıl direktifler verecek, rolüyle ilgili nerelerde uyaracak ve kendisini nerede geri plana çekecek. Bunun tam tersi olarak da yeni bir yönetmenle çalışmak da yeni bir ilişkiye başlamak gibidir. Oyuncu da işine o gözle bakarak heyecanı taşır. Buna yeni bir aşk diyebiliriz. Bu durumda yönetmenin senin güçlü yanlarını keşfetmesi, senin ondan bir şeyler öğrenmen gibi birçok faktör devreye girer. Bu açıdan da bakınca yeni bir yönetmenle çalışmak oyuncunun kariyerine azımsanmayacak derecede katkı sağlar.”
Mutluluk kaynağı: Köpeklere aşık. Köpeği Dino’yla yaşamak en büyük mutluluk kaynaklarından bir tanesi. “Dino’yla yaşamak uzman bir terapistle yaşamak gibi. Onun varlığı bana çok iyi geliyor. Başını okşuyorum, gözüme bakıyor, bütün sıkıntılarımdan kurtuluyorum o an. Hisleri o kadar kuvvetli ki bazen konuşmadan anlaşabiliyoruz ve bu iletişim benim herkesle kurabildiğim bir iletişim değil. Ya o insanlığa çok yakın bir hayvan ya da ben köpekliğe fazla yakın bir insanım, henüz bilmiyorum.”
İlk sinema filmi: Zeki Demirkubuz/ Kıskanmak
Hayran olduğu kişi: İdolüm dediği kimse yok. Ama çocukluğundan beri tam bir Jim Carrey hayranı. “Bence bir oyuncunun gelebileceği maksimum rahatlık seviyesine ulaşmış büyük bir usta kendisi. Kimisi bu iş için doğuyor işte, o da onlardan.”
Hayata bakışı: Hayatı akışına bırakmayı tercih ediyor, şan şöhret mevzusuna fazla takılmadan yaşamayı tercih ediyor. “İnsan hayatta oldum dememeli, gelip geçen bu şan-şöhret durumlarına fazla kapılmamalı ve vizyonunu her daim genişletmeli. Aslına bakarsanız, şan şöhret kısmını çıkarırsanız her mesleğe uyarlayabileceğiniz mevzular bunlar. İnsanoğlu şımarmaya müsait bir canlı, bizim sektörde en büyük sıkıntı çabuk ‘olmak’. Öyle özlü sözlerle anlatabileceğim bir hayat felsefem yok. Akışına bıraktım gidiyor vallahi. Gittiği kadar, gitmediği kader diyelim.”
İş hayatına bakışı: Oyunculuğun O’nu büyüleyen tarafı; uçsuz bucaksız özgürlük alanı. “Sıfırdan bir karakter oluşturmak, her rolde başka davranmak, bir gün doktoru bir gün deliyi oynayabilmek (gözlemlemek) ve tüm bunları yaparak para kazanmak. Başka bir iş yaparak bu kadar mutlu olamayacağımı daha iyi anlıyorum. Hayatımda bir öncelik sıralaması yaparsam oyunculuk şüphesiz ilk sırada olur. Başka yapacak hiçbir şeyim yok. En iyi bildiğimi düşündüğüm iş bu. O yüzden yatırımımı kendime yapmaya çalışıyorum, sporumu eksik etmemeye özen gösteriyorum, bol bol okuyorum ve iyi işler izlemeye, iyi oyunlara gitmeye gayret ediyorum.”
Kariyer planı: Aynı karakterler yerine farklı karakterlere bürünmek istiyor. “’Senelerdir hikâyeye bir noktadan sonra dâhil olup başrolün sevgilisini çalan kılkuyruk jön oynamaktan sıkılmadınız mı?’ diye sorarsanız, ‘sıkıldım’ diye cevaplardım. Artık başka görünmek istiyorum, bundan çok daha geniş yelpazesi olan fakat henüz bu açıdan yeterince değerlendirilememiş biri olduğumu düşünüyorum, biraz ilk akla gelmeyeni istesinler benden, ben elimi taşın altına sokmaya hazırım. Ayrıca ilerleyen zamanlarda, yabancı yapımlarda da bulunmak, vizyonumu genişletmek, başka dilde oynamak istiyorum. Derdimin sadece oyunculuk olacağı günler hayal ediyorum. Oyunculukla ilgili hayaller kurmadan önce mesleğimi daha rahat koşullarda yapacağım günleri hayal ediyorum yani. Sanatla uğraşmak ve sadece sanatla iç içe olmak istiyorum.
Gelecek Hayali: “Madem adı hayal; o halde sınırları zorlayarak cevap vermek gerekirse; öncelikle PPL (Privet Pilot Licence) alıp uçmak istiyorum. Sonra tek motorlu küçük bir uçak alıp İstanbul keşmekeşinden uzaklarda bir yerde, mümkünse insanlardan da uzakta, bir orman içinde, köpeklerimle yaşayıp, gitar çalıp takılmak istiyorum.”
Oyuncu olmasaydı ne olurdu? Oyuncu olmasaydı eğer pilot olmayı isterdi. “Pek çok kez bahsettiğim üzere babam kaptan pilottu ve çocukken hayali oldukça keyifliydi pilot olmanın. Fakat bir kez sahneye bulaşınca ve pilot olabilecek disiplini kendimde pek bulamayınca, güzel sanatlar lisesine gidip tiyatro okuyarak erken yaşta mesleğime karar vermiş bulundum.”
Sosyal medya ile arası nasıl? Sosyal medyayı aktif olarak kullanıyor. “Sosyal meyada aktifim diyebilirim sanırım. Yani öyle ‘şu an çayımı karıştırmak için mutfaktan kaşık almaya gidiyorum canlarım’ yazan oyunculardan değilim ama günde 1-2 defa Twitter ve İnstagtama bakıyorum en az. Facebook denen zavazingo hayatıma hiç girmedi, sevmiyorum açıkçası. Gelen yorumları takip etmeye çalışıyorum, İnstagram’da video paylaşmak hoşuma gidiyorum, beni tanımak için sanırım en doğru kaynaklardan biri instagram çünkü en doğal halimle ordayım. Bu arada twitter’dan şunla-bunla-şu şekilde video çek diyen takipçilerimi kınıyor ve kızıyorum onlara, dürüm siparişi verir gibi tweet atmasınlar lütfen.”
Doğa ile ilişkisi: Doğa aşığı, fırsat buldukça kendisini doğaya atıyor. İstanbul keşmekeşinden ve mümkünse insanlardan uzakta, orman içinde, köpekleriyle yaşamak istiyor. “Genç yaşında, bu şekilde her şeyden sıkılmış imajı çizen bohem oyuncu açıklaması yapmam belki komik geliyordur bazılarına, şu açıklamayı başkası yapsa belki ben bile gülerdim ‘Neyin bezmişliği bu’ diye. Fakat ömrümün sayısal olarak yarıdan fazlasını bu sektörde geçirdiğim göz önüne alınınca insanlardan kaçma isteğim daha anlaşılır karşılanabilinir belki. O kadar çok kalbimi kıran insan oldu ki meslek hayatım boyunca, bir bakmışım köpekleri hepsinden daha çok sever olmuşum. Köpekler insanlara göre daha vefalı geliyor bana; bir köpeğin verdiği sözü tutmadığını gördünüz mü hiç? Göremezsiniz, çünkü size söz vermezler, vaatte bulunmazlar, hayal kırıklığına uğratmazlar, kötü gününüzde bırakıp gitmezler, dururlar ve karşılık beklemeden sizi sevip yanınızda olurlar. Bir sürü köpek kurtarmak istiyorum barınaklardan ve onlarla şehre 30-40 km mesafede göl kenarı, orman içi bir evde yaşayıp mutlu olmak istiyorum. Yapabilirim, yapamam, o ayrı mesele, ama hayal değil mi adı, bu da benim ki.”
Neye tahammül edemez? Aptal, sabit fikirli ve işini sevmediği halde yaparak kendisine ve çevresine zulüm eden insana tahammül edemiyor. “Eskiden, ayıp olmasın, kimseyi kırmayayım diye daha farklı davranırdım, fakat artık muhatap bile olmamayı tercih ediyorum böyle insanlarla. Görmezden geliyorum onları.”
Evde ne yapar? Evde olduğu zamanlarda en çok film izlemeyi seviyor. “Film izleme manyağıyım, odamda projektör ve ses sistemi var, ev sineması olayını abartanlardanım galiba ben, kapanıp film izliyorum bazen.”
Takip ettiği diziler: “‘The Night Of”u enterasan buluyorum. Gerçeklik algısının sınırlarını zorlayan ve ‘Neden bizde böyle işler yapılmıyor’ diye düşündüren bir dizi. Onun dışında ‘Bates Motel’, ‘Narcos’, ‘Stranger Things’, ‘Peaky Blinders’, ‘In Treatment’, ‘Last Man On Earth’ sevdiğim diğer diziler.
TELEVİZYON DİZİLERİ
2008- Peri Masalı / Tolga
2009- Maskeli Balo / Fatih Yaşar
2010- Kavak Yelleri / Cihan
2010- Türkan / Tuğrul Saylan
2013-Bizim Okul / Kağan
2013-Sana Bir Sır Vereceğim / Levent
2014- Yedi Güzel Adam/ Cevat
2015- Çilek Kokusu / Gani
2016/2017- Bodrum Masalı / Cenk
2016- Yüzyıllık Mühür / Kemal
2018- Servet / Başar Fettah
2020-Tutunamayanlar / Tunç
2020- Çıplak / Yiğit
2020- Ramo / Taner Hanlı
2021- Alev Alev/ Serkan
SİNEMA FİLMLERİ
2009- Kıskanmak / Nüzhet
2013- Sadece Tek Bir Gün / Can
2014- Uzun Yol/ Murat
2017- Sen Kiminle Dans Ediyorsun? / Anıl
2018- Fenomen
2021- Tilki Yuvası
YÖNETMENLİK YAPTIĞI YAPIMLAR
2007- Sükut
2008- Eller
SUNUCULUK YAPTIĞI YAPIMLAR
2015- En Güzel Rotalar / NTV
ALBÜMÜ
7 Nisan 2014- Gidene