Ana sayfa Dizi Haberleri Esra Dermancıoğlu da Bir Küçük Gün Işığı dizisindeki Ümran karakterinden rahatsız!

Esra Dermancıoğlu da Bir Küçük Gün Işığı dizisindeki Ümran karakterinden rahatsız!

tarafından ker_def

TelevizyonGazetesi.com / Detay – Pazartesi akşamları atv ekranında yayınlanmakta olan Bir Küçük Gün Işığı dizisinin her yeni bölümü heyecan ve gerilim fırtınası estiriyor. Seray Kaya ile Berk Oktay ikilisinin başrolünde yer aldığı dizinin yan karakterlerinde de çok önemli isimler, etkileyici performanslar ortaya koyuyor.

Bu isimlerden ikisi, Ümran ile kızı Dila olarak öne çıkıyor. Ümran karakterinde izlediğimiz Esra Dermancıoğlu, yine sert ve birçok izleyiciye göre kötü bir kadın figürünü başarıyla canlandırıyor. Daha önce de bu tür rollerde çok iyi karakter sunumları sergileyen oyuncu, Ümran olarak da milyonlarca izleyiciyi fena halde sarsıyor.

Ümran, sert bir kadın ve kendi kızını doğurduğunu pişman bir tavır sergiliyor. Tabii ki kendi travmalarını çocuklarına yansıtan bir kadın olması da Ümran’ı rahatsız edici bir karakter olarak ortaya çıkartıyor. Peki, bu karakteri canlandırırken Esra Dermancıoğlu ne hissediyor?

Oyuncunun da bir kızı var ve Ümran karakteri ile empati yapıyor. Esra Dermancıoğlu, “Kendi yaşadıkları travmaları çocuklarına kusan, bir anne değilim ben. Onun için tabii ki zor. Çünkü hiç empati göstermiyor, evet arkasında bir travma yatıyor ama hayatın içinde kimse kimseye böyle davranmamalı. Evet çok zor, çok sert bir kadın” diye konuştu.

Ümran’ın kendi travmasını çocuğuna yansıtan birisi olması eleştirilecek bir durum ve gerçek hayatta da bu tür insanlar mevcut.

Ümran karakteri, Dila’ya hakaret ediyor, onu aşağılıyor, kötülüyor, odaya hapsediyor ve birçok kötü davranışta bulunuyor. Böyle bir anne karakteri de ekran başındaki izleyiciler tarafından dikkatle takip ediliyor.

Oyuncu, Ümran’ın yaptıklarını çok yanlış bulduğunu söyledi. Travmanın her yapılanı haklı göstermeyeceği gerçeği de ortada ve Esra Dermancıoğlu, şu düşünceyi aktardı:

“Bir insanın travması olsa da olmasa da karşısındaki insana, kızına, yardımcısına, babasına, arkadaşına… Bu şekilde yaşayan bir insanın kendi içinde mümkün değil bir seri katil beynine sahip olması lazım. O kadar sıfır empati ve sıfır özleşme için. O için büyük bir vicdan azabı. İnsanlara düzgün ve üsluplu ve iyi davranmak aslında kendin için iyi bir şey. Kendi rahatlığın, lüksün için önemli. Çünkü sonrası çok sana büyük yük bence.”