Merve Oflaz, 23 Mayıs 1988 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Türk dizi ve sinema oyuncusu.
Adı: Merve Oflaz
Doğum Tarihi: 23 Mayıs 1988
Doğum Yeri: İstanbul
Boyu: 1.69 m.
Kilosu: 52 kilo
Burcu: İkizler
Göz Rengi: Kahverengi
Babası: Cengiz Oflaz
Kardeşleri: Berke Oflaz
Instagram: https://www.instagram.com/merveoflaz/
Evcil Hayvanları: Köpekleri ve kedileri var.
Ailesi: İstanbul, Beykoz’da doğdu. Annesi Rizeli, babası İstanbullu. Bir erkek kardeşi var. 5 yaşına kadar Beykoz’da büyüdü. Daha sonra ailesiyle birlikte Çengelköy’e taşındı. “Doğma, büyüme İstanbulluyum. Babam Hürriyet gazetesinden emekli gazeteci, Cengiz Oflaz. Bir erkek kardeşim var, benden sekiz yaş küçük. O benim tam tersim, matematik kafasına sahip. Zamanında üstün zekâlı falan çıktı. Ben çok sosyalken o bilgisayar başında hep program yazardı.”
Çocukluk yılları: Çocukluğundan beri içinde fark edilme isteği vardı. İlk okul yıllarında okulun tiyatro grubunda yer aldı. “Herhâlde karakterimden olsa gerek, bilemiyorum ortamlarda hep bilinen biriydim. Okulda spora da aktif olarak katılırdım aynı zamanda ilkokul yıllarında okulun tiyatro grubundaydım, dans grubunda gösteriler de yaptım. Okulun voleybol takımının da değişmez bir elemanıydım. Lisedeyken tenis ve yüzmeyle ilgilendim. Liseden sonraki dönemde, Oto Show ve Boat Show gibi organizasyonlarda çalıştım. Üniversitede İngilizce öğretmenliği bölümüne girmek istiyordum ama kazanamadım. Bunun üzerine Dalyan Kulüp’te tenis ve yüzme antrenörlüğü yapmaya başladım. 2008 yılında Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulunun sınavlarını kazandım.”
Hayatının dönüm noktası: Okuluna devam ederken, 2008 yılında Show TV’de Acun Ilıcalı’nın sunduğu ‘Var Mısın Yok Musun’ adlı yarışmaya katılmasıyla hayatının akışı değişti. Yaklaşık 50 bölüm yarışmacı olarak 3 ay boyunca ekranlarda oldu. Var Mısın Yok Musun Yarışması’nda 80 bin lira kazandı. “Aslına bakılırsa çok şükür ailem benim hiçbir şeyimi eksik bırakmadı. Ama bir gün televizyonda ‘Var Mısın Yok Musun Yarışması’nı annemler izlerken gördüm ve hoşuma gitti. Bir kutu açıyorsun ve para kazanıyorsun, bir çabaya ihtiyaç yoktu. Başvurdum ve oldu. O sırada Marmara Üniversitesi Spor Akademisi’ni kazanmıştım. Bir yandan da tenis antrenörlüğü yapıyordum, pilates dersleri veriyordum. Çocukluğumdan beri içimde televizyonda olma isteği vardı. Okuluma devam edip sonra da spor spikeri olmayı istiyordum. Var Mısın Yok Musun’ dan sonra 2010 yılında Survivor’a katıldım. Yarışma sonunda, Survivor Türkiye Yarışması’nı kazanan ilk ve tek kadın yarışmacı oldum sonrasında da oyunculuk maceram başladı.”
Eğitim hayatı: ve İlkokulu Nursen Fuat Özdayı İlk Öğretim Okulu’nda okudu. Çengelköy Lisesi’ni bitirdi. Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu’ndan mezun oldu. Diksiyon ve oyunculuk eğitimi aldı.
Oyunculuğa nasıl başladı? Survivor Yarışması’ndan sonra oyunculuk teklifleri almaya başladı. “Muhteşem Yüzyıl’dan teklif geldi. O zamana kadar isteğim spor spikeri olmaktı. Okuduğum spor akademisinin ardından, diksiyon eğitimimi de almıştım ama muhteşem bir kadro ve edineceğim çok tecrübe olacağı için seve seve oyunculuk teklifini kabul ettim. Oradan sonra isteğimin tamamen oyunculuk olduğuna karar verdim. O yönde eğitimler almaya başladım ve devam ettim.”
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisinde canlandırdığı ‘Ayşe Hatun’ karakteriyle başladı.
Hangi proje ile parladı? ‘Eve Dönüş’ dizisinde canlandırdığı ‘İpek’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Kişilik özellikleri: Sıcak kanlı, sempatik, çalışkan, kararlı. “İnsanlara çabuk güvenip her şeyini anlatan bir tiptim. ‘Survivor’ bana insanlara hemen güvenmemem gerektiğini, herkesi kendim gibi zannetmemeyi, inanmamayı, en çok da şükredip sabırlı olmayı öğretti. Kendimi aşırı seksi falan bulmuyorum. Ama hep ‘Çok seksisin’ lafını duyardım. Bence maskülenim. Sebebi de hep kendi ayaklarımın üzerinde durmam.”
Kişisel gelişim: Oyuncu Lâçin Ceylan’dan oyunculuk eğitimi aldı. “Aynı zamanda workshop’lara katıldım. Hâlâ da katılmaya devam ediyorum. Oyunculuğun, eğitimle ilgili değil, yetenekle ilgili olduğunu düşünüyorum. Eğitim içimizde var olanı ortaya çıkartıyor ama yetenek yoksa başarı da olmaz. Bizim ülkemizde ‘oyunculuk okumadan oyunculuk yapamazsın’ gibi bir algı var. Bu konuda özellikle bize çok saldırıyorlar.”
Düşünce yapısı: Karşısına çıkan fırsatları değerlendirip, kendisini sürekli geliştirerek yol almaya özen gösteriyor. “Günümüzde sosyal medyada var olan biri, özel hayatıyla bir süre sonra magazine yansıyor ve bizlere bir şekilde adapte ediliyor. Popülerlik kolay bir hal aldı bu. Benim aklımda oyunculuk yoktu ama bir projeyle televizyonda olmak istiyordum. Yolum bu şekilde çizildi. Bir çaba göstermedim, akışına bıraktım ama teklifler bu yönde geldi. Ben de şükrettim, değerini bildim ve eğitimler alıp pekiştirmeye çalıştım.”
Unutamadığı set anısı: İlk oyunculuk tecrübesi olan ‘Muhteşem Yüzyıl’da çok zorlandı, ilk çekim gününü unutamıyor. “Mesela ilk gün çok üzülmüştüm. Bir sahneyi 20 kez çektiler. Doğal olarak ben de yapamıyorum zannettim. Meğerse yakın ve uzak planlar çekiliyormuş. Kimse de bana bir şey söylemediği için ben de üstümü alınmıştım. Baya zorlanmıştım. Dizi kadrosunda çok başarılı oyuncular vardı. Bana yardımcı oldular. O yüzden kolay atlattım. Ama çok iyi oynadığımı düşünmüyorum. Fakat yine iyi idare etmişim.”
Mutluluk kaynağı: ‘Arka Sokaklar’ dizisinde rol almış olmaktan mutluluk duyuyor. “Çok gurur verici. Okuldan eve gelir ‘Arka Sokaklar’ı izlerdim. Sonra o ekibin içerisinde yer aldım bu muhteşem bir şey. İyilikler yapıyorum bir şekilde, böyle güzel şeyler karşıma çıkıyor. Bu ekibin bir parçası olmak gurur veriyor. En büyük şansım, onlardan çok şey öğrendim oyunculuk ve hayat adına.”
İlk sinema filmi: Orçun Benli / Gulyabani
Hayata bakışı: 30’lu yaşlarında daha yavaşlayıp sakinlediğini hissediyor. “20’li yaşlarda “Haydi çıkalım, şuraya gidelim” derdim, benden büyük arkadaşlarım ‘Yorulduk’ dediklerinde anlamazdım. Şimdi ne kadar doğru olduğunu görüyorum. Çünkü gerçekten işten eve geldiğimde yorgun hissediyorum. Arkadaşlar, çevre olarak küçülüyorsun. Gerçek insanlar yanında kalıyor ve evinde daha fazla vakit geçirmeyi seviyorsun. Böyle bir sakinleme, kendini tanıma, ne istediğini bilme, hayır diyebilme süreci. Güzel geldi 30’lar.”
İş hayatına bakışı: Oyunculuğun yetenek işi olduğunu düşünüyor. Kendisine, oyunculuk eğitimi almadığı için yapılan bazı eleştirileri kötü niyetli buluyor. “Beğenilir ya da beğenilmez, sonuçta herkes beni beğenecek diye bir şey yok. Ekranda çok başarılı oyuncular var ve birçoğu konservatuvar mezunu değil. Bu yetenek işi. Daha sonra bu yeteneğin içini kendin doldurabilirsin. Benim bu işte 11 senem doldu. ‘Arka Sokaklar’ sekizinci dizim. Eleştirilere açığım ama haklı eleştirilere. Sırf çekemedikleri için ‘A yarışmadan çıktı bu’, ‘Eğitimi yok ki’ gibi şeyleri kabul etmiyorum. Emek verdim, öğrenmek için çok çaba sarf ettim. Yeteneği de olan kalabiliyor, bence önemli olan devamlılığı sağlamak. Hâlâ önyargılarla karşılaşıyorum. İçtenlikle gelen eleştirileri alıyorum. Ama benim birinden bir şey duymaya ihtiyacım yok. Zaten dört yıldır çok iyi isimlerle, tiyatrocularla çalışıyorum ve bir eksiğim olduğunda bana söylüyor ve yol gösteriyorlar, onun üzerine çalışıp kendimi düzeltmeye çabalıyorum. Arka Sokaklar dizisinde canlandırdığım ‘Bahar’ karakteri bugüne kadar oynadıklarımdan farklı bir rol. Sert bir karakteri oynamak istedim çünkü bu zamana kadar yumuşak, naif ve hep kadınlığı ön planda olan rollerdeydim. Bu biraz daha sert ve kalıpları kıran bir kadın oldu. O yüzden Bahar’ı çok seviyorum. Bu tarz rollere açığım.”
Kariyer planı: En büyük arzusu tiyatro ve sinema filmi yapmak. “Belki bir gün Şevket Çoruh’un ‘BabaSahne’ salonunda kendimi sahnede gösterme imkânım olur.”
Gelecek Hayali: Plan yapmıyor anı yaşamaya çalışıyor. “Tabii ki içimden ‘Şu da, bu da olsaydı’ dediğim oluyor ama çok plancı bir insan değilim. İyilik, güzel bir iş, mutlu bir aile istiyorum ve kötülük olmamasını diliyorum.”
Kaygıları: Kadına karşı yapılan her türlü şiddeti endişe verici buluyor. “Kadın haklarını savunuyor, kadınların güçlü ve değerli olduğunu söylüyoruz. Sonra bir bakıyorum, sosyal medyada kadınlar aşağılanıyor. Kadının kadına yaptığı psikolojik şiddete de inanamıyorum. Geçenlerde değerli bir kadın sanatçımız makyajsız reklam kampanyası çekti. Hemcinsi olarak hiç düşünmeden desteklemek gerekirken bazı kişiler çok çirkin ithamlarda bulundu. Kime, neden bu nefret diye düşünüyorum. Yorumları okudukça onlar adına ben utanıyorum.”
Doğa ile ilişkisi: Doğayı ve hayvanları çok seviyor. “Hayvanları çok seviyorum. Bu yüzden bahçeli evlerde oturuyorum. Evde şimdi iki köpek, üç kedim var. Ayrıca sokaktan kurtardığım altı köpek var. Onlara da bir hayvan pansiyonunda bakıyorum. #satınalmasahiplen diye bir hashtag’imiz var. Lütfen insanlar parayla köpek, kedi almasın, sokaktan ya da barınaktan alsın.”
Formunu nasıl koruyor? Spor yapıyor ve beslenmesine dikkat ediyor. “Sabah kalkınca, hemen hemen her gün stretching yapıyorum. Bazen bu egzersiz yogaya da dönebiliyor. Eğer bir önceki günüm işte ağır geçmediyse devam ettiriyorum. Haftada iki gün spora gidiyorum. Kick boks ve fonksiyonel egzersiz çalışıyorum. Bazen pilates yapıyorum, onun haricinde pole dance’a başladım. Beslenmede denge çok önemli benim için. Hafta sonları biraz daha dikkat etmeden beslendiğimde, hafta içi çok fazla dikkat ediyorum. Ekmek, tatlı tüketmiyorum. Hamur işine düşkün değilim, protein olarak çoğu zaman balık eti tüketiyorum.”
Evde ne yapar? Boş vakitlerini evde kedi ve köpekleri ile geçirmeyi seviyor. “Pandemiden dolayı hepimiz içimize döndük, en yakınlarımızla vakit geçirmeye başladık. Zor günler, özgürlüğümüzün kısıtlanmasını düşünmek bile içimi sıkıyor ve bu virüsten dolayı yaşanan olaylar çok üzücü ama her şeye rağmen hayat devam ediyor. Ben de kendimi başka şeylerle oyalamaya başladım. Yemek yapmak, resim yapmak, haftada iki gün yaptığım sporu her gün yapmak gibi.”
Takipçilerine ne tavsiye ediyor? Hayranlarına, sürekli yeni şeyler öğrenmelerini tavsiye ediyor. “Genç yaşlardaki birikim, öğrendiklerimiz bizi ileriye taşıyor. Bu yüzden bol bol yeni bir şeyler öğrenmelerini tavsiye ediyorum. Sosyal medyaya kendilerini çok kaptırmasınlar. Zira şu an pandemiden de ötürü herkes sosyal medyaya daha fazla yöneldi ama normal hayata adapte olmak daha önemli. Daha fazla sohbet etsinler, kitap okusunlar, spor yapsınlar, sağlıklı beslensinler. Arkadaşlarıyla da sosyal medyada üzerinden değil, yüz yüze sosyalleşmelerini öneririm. Her ne kadar internet çağında olsak da konuşamayan, sadece telefonuna bakan gençler görmek istemiyorum.”
Neye para harcar? Son yıllarda özellikle kıyafet alışverişine harcadığı parayı gereksiz görüyor. “Son yıllarda kıyafetlere de para vermiyorum. Bir şey alacağım zaman aklımdan, ‘Bu paraya 10 sokak hayvanı doyar’ ya da ‘Bir çocuğa yardım edebilirsin’ gibi şeyler geçiyor.”
TELEVİZYON DİZİLERİ
2016/2020- Arka Sokaklar/ Bahar
2016- Kaçın Kurası
2016- Kertenkele/ Şenay
2015/2016- Eve Dönüş / İpek
2014 – Güzel Köylü / Oya
2014 – Not Defteri / İclal
2012 – Kalbim 4 Mevsim / Aslı
2011 /2013 – Muhteşem Yüzyıl / Ayşe Hatun
SİNEMA FİLMLERİ
2014 – Gulyabani / Köylü Kız
2016- Şimdi Aşk/ Selen (TV Filmi)