Ana sayfa Oyuncu Biyografileri Ozan Güven Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

Ozan Güven Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

tarafından ker_def

Ozan Muharrem Güven, 19 Mayıs 1975 tarihinde Nürnberg/ Almanya’da doğmuştur. Türk dizi, sinema ve tiyatro oyuncusu.

Adı: Ozan Muharrem Güven
Doğum Tarihi: 19 Mayıs 1975
Doğum Yeri: Nürnberg / Almanya
Boyu: 1.75 m.
Kilosu:  67 kilo
Burcu: Boğa
Göz Rengi: Kahverengi
Çocuğu: Ali Ateş Güven
Instagram: https://www.instagram.com/ozan.guven/
Evcil Hayvanları: Köpeği var.

Ailesi:  Babası o henüz yedi yaşındayken trafik kazasında  vefat etti. Dedeleri zamanında Almanya’ya yerleşmişler. Annesi Almanya’da bir firmada çalışıyordu. “Bana teyzem bakıyordu, yuvaya gidiyordum.
Baba özlemi hep oldu ama hayat da devam ediyordu sonuçta. Bir gün hepimiz öleceğiz. Biri babasız büyür yararlı bir adam olur, öbürü sevgi dolu bir ailede büyür torbacı olur. İnsan ne olacaksa olur. Çocuklar olmuş geliyor. Biz onları bozuyoruz.”

Çocukluk yılları: Küçüklükten aklında kalan en mutlu ve en travmatik anısı da kovboyculuk oynarken. “Küçükken tek başıma oynardım. Bir oraya geçerdim bir öbür tarafa. Birini vurduğum zaman çok sevinirdim. Sonra Yahşi Batı’da kovboy oldum. Sette bu olay aklıma geliverdi. Çok tuhaf bir duyguydu.”

Eğitim hayatı: Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Modern Dans Bölümü’nden mezundur. İzmir Belediye Konservatuar’ında oyunculuk dersleri aldı ve Şahika Tekand Tiyatrosu’nda çalıştı.

Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına ‘Çiçeği Büyütmek’ dizisiyle başladı.

Hangi proje ile parladı? ‘İkinci Bahar’ dizisinde canlandırdığı ‘Ulaş’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.

Düşünce yapısı: Özel hayatında aktör, oyuncu ve meşhur biri gibi dolaşmak istemiyor. “Zaten öyle de oluyor, iş dışındaki birçok şey de açıkçası beni pek ilgilendirmiyor. Daha temiz kalmak istiyorum, bu işi yapıyorum diye insanların her şeyimi bilmesi gerekmiyor. Bu mesleği yapıyorum diye hiçbir şeyden mahrum bırakmadım kendimi, yapmak isteyip de yapamadığım hiçbir şey yok özel hayatımda; oğlumla da tatile çıkıyorum, tek başıma da tatile çıkıyorum. Herkes gibi vakit geçirebiliyorum.”

Mutluluk kaynağı: ‘İkinci Bahar’ adlı dizide usta oyuncularla rol almış olmayı en büyük şansı ve mutluluk kaynağı olarak değerlendiriyor. “O kadar uzun zaman oldu ki! Anılarının hâlâ diriliğini koruduğu, yaptığım en kıymetli işlerden biri diyebilirim. Rahmetli Meral Abla (Okay) mücevher diyordu ‘İkinci Bahar’ için. Benim de bir mücevher gibi ömrümün sonuna kadar saklayacağım bir diziydi. Oyunculuk hayatımın tabiri caizse motorunu çalıştıran iştir ‘İkinci Bahar’.  Yıllar sonra Ulaş’ın, Hanım’ın, Ali Haydar’ın hayatını tekrar görelim deseler, yine Samatya meydanında, o merdivenlerin başındaki yerimi alırım. Netice itibariyle sadece kariyerimi değil, özel hayatımı da çok etkileyen bir diziydi. ‘İkinci Bahar ‘setinde tanıştığım ve işine çok saygı duyduğum Türkan Derya ile çocuğumuzun olmasına bile vesiledir bir yerde.

İlk sinema filmi: Ali Özgentürk/ Balalayka

Aşk tanımı: “Bilmem. Kimse yapamamış ki bugüne kadar, hiçbir fikrim yok!”

Hayata bakışı: Hayatının hangi döneminde kalmak istersin” deseler cevabı, ‘40-45 arası’ olur. 20’li yaşlara geri dönmek istemiyor. ”Ya hiçbir şey hallolmamış oluyor, çok zor. 30’da biraz anlamaya başlıyorsun, 20’ye kadar zaten bir ömür. 20-30 arası de pek öyle çok hızlı geçmiyor, 40’tan sonrası bir anda hızlı geçmeye başladı, yani bir şeyle ilgili olması lazım.”

İş hayatına bakışı: Mesleki olarak yaparken de yaptıktan sonra da pişman olduğu hiçbir işi yok. “Projelerde senaryo çok önemli Ülkemizde genelde bir dizi tutmayınca başrol oyuncusuna yükleniliyor. Oysa bence başlıca sıkıntı senaryo. Genelde vitrindeki yüz üzerinden konuşuluyor. Oysa bu tek kişilik gösteri değil ki, kolektif bir iş. İnsanlar başarıyı tek başlarına sırtlayabiliyor ama kimse başarısızlığı paylaşmak istemiyor. Ben televizyon ya da sinemaya yapılan bir işin tek bir isim üzerinden konuşulmasına karşıyım. Evet, o kişi izlemek için sebeptir ama devamını getirmek için sebep değildir. Hikâye inandırıcı değilse sonuç mutlaka hüsran olur. Bir dizi için her hafta iyi ve kaliteli bir şey yazabilmek gerçekten çok zor. İnsanların aklına, meslekten daha çok meşhur ve ünlü olmak geliyor. Televizyona ağaç koysalar insanlar onunla bile fotoğraf çektirir. Günümüzde yetenek gizli kalmaz. Ben hala yetenekli olduğumu düşünmüyorum. Senaryo gelince önce oynayacağım karakterin adını soruyorum. Çok kötü hikayenin iyi bir oyuncusu olmak istemem. Bu bana bir şey kazandırmaz ama o film raflarda tarihe kalacak. İyi bir projenin kötü oyuncusu olmaya razıyım.”

Kariyer planı: Her sene bir projenin içinde yer almamaya özen gösteriyor. Kendisini dinlendiriyor. “Hemen hazırlanamıyorum. 2 sene çalışıyorsam 2 sene muhakkak bir boşluk bırakıyorum. Ben kendimden de sıkılmış oluyorum, o yüzden işlerimin arasında bir es oluyor mutlaka. Bir de artık yaşlandım galiba, o kadar uzun çalışamıyorum. Bir de her rolü denemek, özel hayatımda yapamadığım şeyleri sette yapmak istiyorum.”

Baba olmak hayatını nasıl değiştirdi? “İnsan çocuğu olunca şu kadarcık şeyden daha kıymetli bir şey var mı diye düşünüyor. Bir kadına ‘Senin için ölürüm’ dersin ya. O sırada Azrail’in geldiğini düşün. ‘Hadi alıyoruz. Sen mi? O mu?’ dese belki düşünür, ‘Ağzımdan kaçtı, onu alın’ dersin. Ama çocuğunla ilgili böyle bir şey yaşasan, ‘Bu da soru mu? Beni alın’ diye cevap verirsin. Çocuk sahibi olmak kendinden vazgeçme hali. Senin canından daha kıymetli.”

Kaygıları: Dünyayı kadınların düzeltebileceğine inanıyor. Erkeklerin düzeltebileceğini düşünmüyor. Bir de toplumda erkek egemen, kadın egemen falan gibi şeylerin biraz oyalanmak için ortaya atılan laflar olduğunu düşünüyor. “Ortak olarak hareket edip ortak bir sağduyunun peşinde koşmamız gerekirken bunu bir tarafa yıkmak ya da bir tarafı hafifletmek, aslında sorumluluğu dağıtmak ve oyalanmak gibi geliyor. Dolayısıyla kadın-erkek ayırmamalı, toplumun geneline bakmalıyız. Baskıcı bir toplum olduk. Bizim biraz eğitime, sevgiye, şefkate ihtiyacımız var. Biz bunlarla beslenen, neşelenen bir toplumuz. Biraz sırtımız sıvazlanmalı, birbirimizi sevmeliyiz.”

Para ile ilişkisi? “Para, kimine göre tutulması gereken, kimine göre peşinden koşulması gereken, kimine göre de olmazsa olmaz bir şey. Benim içinse harcanması gereken bir şey.”

En sevdiği yemek? Yaprak dolması ve kuru fasulye.

En sevmediği özelliği? Sabırsızlık.

Komedi mi, dram mı? Dram. “Ben komedi oyuncusu değilim. Drama benim konforlu alanım.”

TELEVİZYON DİZİLERİ

2020-Babil /Egemen

2018-Jet Sosyete /Levent Çıkrıkçıoğlu (Konuk oyuncu)

2017/2018- Fi / Can Manay

2013/2014-Muhteşem Yüzyıl /Damat Rüstem Paşa

2012 Koyu Kırmızı         Cemil Şenel

2010 -Arka Sokaklar (Konuk oyuncu)

2008/2010-Canım Ailem /Ali

2005-Hırsız Polis /Kibar Necmi

2004-Bir İstanbul Masalı /Demir Arhan

2004 Anlat İstanbul /Takip Eden Adam (Konuk oyuncu)

2002-Bana Abi De /Yiğit

2003-Havada Bulut /Necip

2002-Aslı ile Kerem / Kerem

2002-Koçum Benim / Umut

2001-Dünya Varmış / Çetin

1998/2001-İkinci Bahar / Ulaş

1998 -Çiçeği Büyütmek

SİNEMA FİLMLERİ

2020- Karakomik Filmler/ Köpek Sahibi

2019 -Karakomik Filmler: 2 Arada /Mülakatçı

2019- Karakomik Filmler: Kaçamak/ Ethem

2018 -Arif V 216 /Robot 216

2016 -Annemin Yarası /Borislav

2014 -Pek Yakında / Boğaç Boray

2010 -Ejder Kapanı / Remzi

2010-Yahşi Batı/Lemi Galip

2008 -A.R.O.G / Taşo

2004-Yazı Tura /Asker

2004 -G.O.R.A. /   Robot 216

2002 -9 / Kaya

2000-Balalayka/Mehmet

2000 -Yıldız Tepe (TV Filmi)

TİYATRO OYUNLARI    

2018 Don Kişot’um Ben

ÖDÜLLERİ

2019- Üstün Akmen Tiyatro Ödülleri /Yılın Erkek Oyuncusu/ Don Kişot’um Ben

2000 – 22. SİYAD Türk Sineması Ödülleri /Umut Veren Genç Erkek Oyuncu /Balalayka

2003 – 10. ÇASOD Oyuncu Ödülleri / Jüri Özel Ödülü / 9

2005 – 1. Beyaz İnci TV Ödülleri / En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu / Bir İstanbul Masalı