Saygın Soysal, 21 Mayıs 1982 tarihinde Ankara’da doğmuştur. Türk dizi, sinema ve tiyatro oyuncusu.
Adı: Saygın Soysal
Doğum Tarihi: 21 Mayıs 1982
Doğum Yeri: Ankara
Boyu: 1.89 m.
Kilosu: 83 kilo
Burcu: İkizler
Göz Rengi: Kahverengi
Saç Rengi: Koyu Kahverengi
Kardeşleri: Tek çocuk.
Instagram: Sosyal medya hesabı yok.
Ailesi: Ankara’da doğdu, ailesinin tek çocuğu, ticaret ile uğraşan babasının işi dolayısıyla üç yaşındayken ailesiyle Bursa’ya taşındı. İlkokul bitince de Trabzon’a taşındılar. “Üç yaşıma kadar Ankara’da, ilkokul 4. sınıfa kadar Bursa’da, ortaokul 2. sınıfa kadar İstanbul’da, sonra da Trabzon’da yaşadık. Babamın işleri nedeniyle sık taşındık. Ticaretle uğraşıyordu o dönem ve inişli çıkışlı bir iş hayatı vardı, bu nedenle sık sık şehir değiştirdik ve farklı okullarda okudum. Ortaokul son sınıftan itibaren Trabzon’daydım. Bu kadar farklı şehirlerde yaşamak bana ne kattı tam olarak bilemiyorum ama biraz karışık bir tip olmamı sağlamış olabilir.”
Çocukluk yılları: Ergenlik dönemini Trabzon’da geçirdi. Orada özgür bir hayat yaşadı, kendisini Trabzonlu olarak görüyor. “Trabzon’da, mahallenin bıçkın delikanlısı da oldum, içine kapanıp oturan da oldum. Ama o yaşlarda bir yerlerde bir yanlış olduğunu seziyordum. Trabzon’da babamın çalıştırdığı bir bilardo salonu vardı ve oraya her çeşit insan gelirdi. Her çeşit insanla 13-14 yaşımdan beri ilişki halindeydim ve onları görüyordum. Onların birbiriyle, hayatla, kadınlarla kurduğu ilişkiyi, Trabzonspor’la, siyasetle kurdukları ilişkileri görüyordum. Birçok meslek grubundan insanın hayata nasıl baktığına dair bir laboratuvar gibiydi orası. O yaşlarda tabii ki dünyayı değiştirmek istiyordum. Hâlâ da istiyorum. Ama değişmiyor. Hiç sıkılmayacağınız bir yer Trabzon. Çok memnunum orada büyüdüğüme. Trabzon hem Dionysos’un hem Apollon’un beraber yaşadığı çok tuhaf bir şehir. Trabzon’da tüm aşırı uçlar da, muhafazakar yapı da vardır. ‘Bu toplumda hiçbir zaman kabul edilemez’ dediğiniz şey, Trabzon’da çoktan kabul edilmiş ve onunla birlikte yıllardır yaşanıyordur. 14-15 yaşlarımdaydım. Siyasal bilgiler okumak isterdim ama çalışkan bir öğrenci değildim. Gerçekten ne yapmam gerektiğini ararken aklımda kalan şeylerden biriydi oyunculuk ve denemek istedim. Ama oyunculuk aşkla yapacağımı düşündüğüm bir şey değildi. Sadece ‘Hayatımı nasıl kazanabilirim, Trabzon’dan nasıl dışarı çıkabilirim?’ diye düşündüğümde aklıma gelen seçeneklerden biriydi.”
Eğitim hayatı: Liseyi Trabzon’da okuduktan sonra Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı Sahne Sanatları bölümünden mezun oldu.
Okul hayatı: Hacettepe Üniversitesi’nde konservatuvara girdiğinde biraz hayal kırıklığı yaşadı. “Oyuncu olmak istemek daha duygusal bir şeydi benim için. Okula geldiğimde esas büyük şoku yaşadım. Kendini, oyunculuğu, tiyatroyu merak eden çocuklar olarak girip; aslında oyunculuk eğitiminin Türkiye’nin hiçbir yerinde layıkıyla verilemediğini fark ettik. Bunu bir sene içinde anladık. Ve kendimizi yetiştirme telaşına düştük sınıf olarak. Allah’tan çok iyi bir sınıftık. Çoğumuz oyuncu olmaya 3. sınıfta karar verdik. İstiyorduk, girdik ve hayal ettiğimiz şeyin bizi orada beklemediğini fark ettik. Bir süre debelendik, yolumuzu bulmamız zaman aldı. Hâlâ da bulmuş değiliz ama mesleğimiz bu yapıyoruz. Okula girdiğimde hayal gücümün üstünde bir yere gideceğimi sanıyordum. 17-18 yaşında bir çocuğun hayal dünyasını belli bir şekle sokup, yaratıcılığını kısıtlayıp ona eğitim veren bir yapının içine gideceğimi düşünmüyordum. Aslında hayal gücümü daha da çeşitlendireceğini sanıyordum. Sınıf arkadaşlarımla da tanışınca, herkesin gözleri fıldır fıldır, ikinci üniversiteyi okuyanlar falan, müthiş bir sınıf. Bir başladık her şey bizi durdurmaya çalışıyor. Sonra otoriteyle savaşın içine girip bir şekilde kendini var etmeye çalıştığın bir okul hayatı. O bizi protest bir noktaya itti, oyunculuğu öğrenmekle ilgili vakit kaybettirdi bize. Belki direnişçi yanımızı kuvvetlendirdi ama oyunculuğu piyasada çalışarak ya da bir tiyatroya girerek öğrenmeye başladık.”
Hayatının dönüm noktası: Genco Erkal’ın bir oyununun seçmelerine katılmak hayatının akışını İstanbul’a doğru yönlendirdi. “ Okul yeni bitmişti. Trabzon’a döndüm, sınıf arkadaşım Ezgi Coşkun aradı, Genco Erkal’ın bir oyun sahneye koyduğunu, denemelere girmemi söyledi. Ertesi gün Trabzon’dan İstanbul’a gittim. Dostlar Tiyatrosu’nda Genco Erkal’ın karşısındaydım, ‘Denemeye gerek yok, git. Çok küçük gösteriyorsun’ dedi. Herkesin davranış biçimi, yeteneği birbirinden farklı. O Genco Erkal’dı, bana ‘Git’ dedi. Gittim. İstanbul’a gelmiş bulundum bu vesileyle. Çağan Irmak o dönem ‘Babam ve Oğlum’u bitirmişti. Bir vesileyle tanıştık. Bir dizinin senaryosunu yazıyormuş, ‘Yarın sete çıkar mısın?’ dedi. Şaka yapıyor sandım. Değilmiş. Çağan Irmak’ın senaryosunu yazdığı bir dizide iki bölüm oynadım ama dizi yayından kalktı. Sonra Tomris Giritlioğlu aradı ve serüven başladı.”
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, 2005 yılında ‘Güz Yangını’ dizisiyle başladı.
Hangi proje ile parladı? ‘Asi’ dizisinde canlandırdığı ‘Aslan Kozcuoğlu’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Sosyal: İstanbul’da yaşamayı sevse de İstanbul’u ‘tehlikeli’ buluyor. Boş zamanlarında İstanbul’un ve belli başlı bazı semtlerinde vakit geçirmeyi seviyor. “Genelde Galata-Beşiktaş arasında yürüyüş halinde olurum. Bazen Harbiye üzerinden yürürüm, bazen de sahil yolundan. Takıldığım yerlerin çoğu bu güzergahlar üzerinde. Haftada bir de, kendime bir iş çıkarıp Anadolu Yakası’na geçiyorum. Beykoz’u, Kuzguncuk’u ve Kadıköy’ü seviyorum. İstanbul çok güzel tabii ama kafanıza beşlik bir kalas düşmeyeceğinin, üstünüze bir otomobil çıkmayacağının da garantisi yok. Yani İstanbul, tehlikeli bir şehir.”
Düşünce yapısı: Mesleğine fazla anlam yüklemiyor. Oyunculuğun hayatını değiştirdiğini düşünmüyor. “’Oyuncu olmasaydım, nasıl bir hayatım olurdu’?’ diye düşünmedim hiç; çünkü oyuncu olmanın hayatımı değiştirdiğini düşünmüyorum. Tabii ki sosyal hayatım bu meslekle şekillendi ama bunun dışında, oyuncu olmak ya da başka bir iş yapıyor olmak, çok da fark etmiyor. Nasıl biriysem öyle yaşıyorum. Oyuncuyum ya da değilim; mesleğe o kadar anlam yüklememek gerek. Ömrüm boyunca bu mesleği yapacağım diye bir kaide yok, zaten hiçbir mesleğe karşı öyle bir bağımlılığım yok. Başka bir meslekte olabilir, becerebileceğim her şeyi yapabilirim bu hayatta.”
Hayata bakışı: “Kendimizi var etmeye çalışırken o kadar çok problemle karşılaşıyoruz ki bu dünyada, insanın kendisi olarak devam etmeye çalışması için bir direnç göstermesi gerekiyor. Bizi biz yapan değerlerle hep çatışan kokuşmuşluklar var ve biz bunlarla mücadele ederek ayakta durmaya çalışıyoruz.”
İş hayatına bakışı: Hakkında pek çok insanın düşündüğü çok iyi oyuncu imajını değerlendirirken ‘Çok iyi bir oyuncu olduğunu düşünmediğini belirtiyor. Ancak rolü için çok çalıştığını söylüyor. “Senaryo ile biraz vakit geçirip biraz da çalışınca oyuncu belli bir yere geliyor. Ben yetenekliyim diyemem ama çalışkanım. Çalışmadan yapamıyorum. Yetenek ürünü bir şey koymuyorum ortaya, uğraşmam gerek! Karakter üzerine çok çalışıyorum ve uğraşıyorum. Canlandırdığım karakteri anlamaya çalışıyorum ama onunla duygusal bir ilişkiye girmiyorum, hiçbir oyuncu da girmez. Herkes bambaşka motivasyonlardan oyuncu olmak istiyor. Bugünün en önemli problemi, oyunculuk mesleğini iyi bir yatırım olarak gören ve oyuncu olmak isteyen insanların çok olduğunu görüyoruz. Aslında tercih edilen bir meslek değildi eskiden. Şimdi tercih ediliyor yaşam koşulları, devamlı göz önünde olma, para pul falan. İnsanları çekiyor. Gerçekten oyuncu olmak isteyen birine söylenebilecek bir şey yok, o bir şekilde yolunu bulur. Kendine dönüp doğru düzgün biçimde kendiyle konuşabiliyor, ne kadar yapıp yapamayacağını biliyordur. Kendi eksiğini, fazlasını bilen insan kendi reçetesini çıkarır. Onun dışında ‘yırtmak’ için oyunculuksa, o yapılıyor zaten.”
Kariyer planı: Rol ayrımı yapmıyor, her rolü canlandırabileceğini belirtiyor. “Kimin yazdığına, kimin çektiğine ve neye hizmet ettiğine bağlı olarak rol ayrımı yapmam. Bir oyuncunun oynamayacağı rol yoktur ama oynayamayacağı rol vardır. Benim de oynayamayacağım rollerin olup olmadığını ancak o rol verildiğinde ve oynamaya çalıştığımda anlayabilirim. Bunun dışında gelen senaryolarda şu rolü asla oynamam diyebileceğim bir karakter ile karşılaşmadın ki zaten bir oyuncu illa her rolü oynayacak diye bir dayatma söz konusu değil.”
Gelecek Hayali: Anı yaşamayı tercih ediyor. “Gelecekle ilgili hiçbir öngörüm ya da hayalim yok. Hayal gücü bana bugünü anlamak için lazım, yıllar sonrasını değil.”
Hangi takımı tutuyor? Trabzonspor taraftarı. “ Daha iki yaşındayken Trabzonspor formasını giydirmişler bana. Trabzon’u görmeden Trabzonsporlu olanlardanım. Orta ikinci sınıfa kadar sınıfta tek Trabzonsporlu olan bendim. Trabzon Cumhuriyet Ortaokulu’na gelince işler değişti tabi. Orada herkesin Trabzonsporlu olması beni çok rahatlatmıştı. Bursa’da ve İstanbul’da ilkokulun belli bir döneminde sınıfta tek Trabzonsporlu ya da iki Trabzonsporludan biriydim. O farkı ve tek olma özelliğini hep hissettim. Bazıları ikinci bir takımım olup olmadığını soruyor, bu soru benim için oldukça kırıcı. Bir Trabzonsporlu’ ya sorulabilecek en yanlış sorudur bu. Trabzonspor kalbimizde öyle büyük bir yer kaplıyor ki, başka bir takıma yer kalmıyor zaten.
Hayatımda ilk imza aldığım kişi Şenol Güneş’tir. Trabzon Cumhuriyet Ortaokulu’nun hemen karşısında bir dükkân vardı. Şenol Hoca sürekli orada takılırdı. Sanırım dükkân sahibi yakın arkadaşıydı. Bir gün okul çıkışı yine hocanım orada olduğunu gördüm ve dükkâna gittim. Elimde küçük beyaz bir kâğıt vardı, imza istedim, attı. Bu kısa an benim unutamadığım anlardan bir tanesidir.”
TELEVİZYON DİZİLERİ
2021- Maraşlı /Savaş
2018/2020- Hakan Muhafız / Mergen
2019- Nöbet/ Yiğit Alkan
2018- Çukur/ Elvis
2017/2018- Payitaht Abdülhamid/ Theodor Herzl
2016- 46 Yok Olan / Doğan
2014/2015 – Kara Para Aşk / Metin
2013 – Tatar Ramazan: Ben Bu Oyunu Bozarım / Ferit
2012/2014 – Muhteşem Yüzyıl / Mercan Ağa
2011 – Al Yazmalım / Tahir Oğuz
2010 – Türkan / Ali
2009 – Bu Kalp Seni Unutur mu? / Kürşad Süvarioğlu
2007 /2009 – Asi/ Aslan Kozcuoğlu
2007 – Hatırla Sevgili / Recep Tayyip Erdoğan
2006 – Kırık Kanatlar / Çavuş Yunus
2005 – Güz Yangını / Ajans Sahibi
SİNEMA FİLMLERİ
2021- Hakikat
2017- Taş/ Civil Servant
2017- Kaygı
2016- Koca Dünya/ Taksici
2013 – Jin / Çavuş
2011 – Yurt
2009 – Kosmos / İmza Karşıtı Genç
2009- Kayıp Çocuklar Cenneti
2007 – Tiksinti / Kamil
TİYATRO OYUNLARI
2016- Tüy Kalemler
2010- Macbeth / Macduff
Sacco ve Vanzetti / Video / Polis Şefi