Selen Seyven Katırcıoğlu, 2 Nisan 1986 tarihinde Ankara’da doğmuştur. Türk dizi, sinema ve tiyatro oyuncusu.
Adı: Selen Seyven Katırcıoğlu
Doğum Tarihi: 2 Nisan 1986
Doğum Yeri: Ankara
Boyu: 1.60 m.
Kilosu: 53 kilo
Burcu: Koç
Göz Rengi: Ela
Saç Rengi: Koyu Kahverengi
Eşi: Baran Yıldırım
Kardeşleri: Dicle Katırcıoğlu
Instagram: https://www.instagram.com/seyven/
Evcil Hayvanları: Köpeği var.
Ailesi: Özbek bir anne ile Türk bir babanın kızı. Ankara’da doğup büyüdü, baba tarafından aslen Bursalı. Bir kız kardeşi var. Aynı zamanda ünlü yönetmen Ezel Akay’ın yeğeni. 2020 yılında Baran Yıldırım ile evlendi.
Çocukluk yılları: Kendisi gibi oyuncu olan dayısına olan sevgisi sayesinde küçüklüğünden itibaren oyuncu olmak istiyordu. “Benim bir dayım daha var, Altay Özbek, o da oyuncu. Ben dokuz yaşındayken Şehir Tiyatroları’nın sahnelediği ‘Kral Lear’ oyununda soytarıyı canlandırıyordu. Ben de izlemeye gittim annemle. Ben dayıma çok âşık bir çocuktum, onu çok beğenirdim, hatta büyüyünce onunla evlenmek isterdim. Onu sahnede görünce, ‘Ben de oyuncu olacağım’ diye tutturdum. Hatta ortaokulda çocuk oyunlarında yer aldım, tavşan olmuşluğum bile var. Lisede de tiyatro kolundaydım. Mezun olunca direkt Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne girdim. Sonra mezun oldum ama daha oyuncu olmadım.”
Eğitim hayatı: Ankara Yahya Kemal Beyatlı Lisesi’nden mezun olduktan sonra Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde oyunculuk eğitimi aldı.
Kariyerinin dönüm noktası: ‘Genco’ dizisini kariyerinin dönüm noktası olarak görüyor. “Ünlü olmak insanın hayatını derinden ve ciddi bir şekilde etkiliyor. Ama beni çok rahatsız eden bir şey olmadı. Normalde de sokakta yürürken insanların yüzüne gülümseyen bir insanım. Ünlü olduktan sonra da daha fazla gülümsemeye başladım. Parasal anlamda güzel değişiklikler oldu. Yapmak istediğim mesleği yapıyorum. Genco benim ilk gözbebeğim ve çok başarılı bir iş oldu. Bu mesleğe Genco’yla birlikte değil de başka bir projeyle başlasaydım bu kadar mutlu olamazdım diye düşünüyorum. Genco sayesinde mesleğimi istediğim statüde yapıyorum. Diziden sonra da, hayatımı A standardında sürerken bir anda A artı standardında bir hayat sürmeye başladım. Bu yaşam biçiminde de bir daha eskisi gibi yaşama şansı olmuyor. Herkes tarafından tanınmak köklü bir değişim oldu.”
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, 2004 yılında ‘Büyük Buluşma’ dizisiyle başladı.
Hangi proje ile parladı? 2007 yılında ‘Genco’ dizisinde canlandırdığı ‘Pınar’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Kişilik özellikleri: Neşeli, kararlı, çalışkan, disiplinli, komik. “Kendimi güzel değil ama genelde sempatik, şeker, enerjik bir kız olarak görüyorum. İnsanlarla sohbetim iyidir.”
Kişisel gelişim: Oyunculuk alanında kendini geliştirmek için gözlem ve deneyimden çok faydalanıyor. “Gözlem, deneyim ve araştırmayla geliştiriyorum kendimi. Merak etmek, bizim en büyük öğretmenimiz bence. Tabii aşırıya kaçmamak lazım. Ben insan tanıyarak gelişmeye çalışıyorum. Ana kaynağım insan olduğu için insanları gözlemlemek ve dinlemek hep aklımda başka sorular uyandırıyor ve merak burada başlıyor. ‘İnsanlar neden böyle davranır?’, ‘Alt psikolojisi nedir?’, ‘Küçükken yaşanan ya da erişkinken yaşanan travmaların izleri ne boyutlarda karakterimize kazınır?’ gibi bir dolu açılım arayışına giriyorum. Bu durum, kimi zaman oyunculuğuma kimi zaman hayatıma dahi yön veriyor.”
Düşünce yapısı: Duygu ve düşüncelerini özgürce ifade etmeyi seviyor. “Bir şeye inanıyorsan ve onun doğru olduğunu biliyorsan onu özgür iradenle istediğin gibi ifade edebilmelisin ve böyle bir dünyada yaşamalıyız. Ben kadının yerinin hak ettiği yerde olmadığını düşünüyorsam bu toplumda bir kadın olduğum için ve bu doğru olduğu için böyle düşünüyorumdur. Bunu özgürce ifade etmek de en büyük hakkım olmalı, özellikle kadın olduğum için, kadınlar adına konuştuğum için. Kendime sansür uygulamayı sevmiyorum değil uygulamayı tercih etmiyorum ve düşüncelerimi özgürce ifade etmek istiyorum.”
Mutluluk kaynağı: Ünlü yönetmen Ezel Akay dayısı. O’nun zekasından, ekran ve sinema bilgisinden yararlanma şansı yakaladığı için mutluluk duyuyor. “Ekran bilgisi, sinema bilgisi olarak çok fazla yararlandığım birisi Ezel Akay. Annemle birlikte aynı şirkette çalışıyorlardı. O yüzden onlar sayesinde benim çocukluğum setlerde geçti. Her şeyden önce asıl işin nasıl işlediğini Ezel Akay sayesinde öğrendim. Ama oyunculuğa girmemde bir etkisi olmadı. Sadece ‘Hacivat ve Karagöz’ setinde bana ufacık bir rol verdi ve oyuncu olarak seti tanımamı istedi. Bu sektöre girmemde de şöyle bir faydası oldu; bana gelen senaryolarda dayıma danışıyordum. Ondan fikir alıyordum. Sonuçta dayım. Çok zeki bir adam olduğunu düşünüyorum. Onun zekasından yararlanmak en doğrusu.”
İlk sinema filmi: Ezel Akay/ Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?
Aşka bakışı: “Aşkın gerçekten bir tanımı yokmuş gibi geliyor bana. Aşk, insana ayrıldıktan sonra onu beyninden silmek için bir icat yaratacak kadar yüksek dozda olabiliyor. Aşk insanoğlundaki en yoğun, insan vücudunun yaşadığı zaman en çok hormon salgıladığı duygudur. Beynin en çok çalıştığı duygu aşktır. Bir insana duyulan aşk bambaşkadır. ‘Neden aşık olursun’ sorusunu da kimse açıklayamaz. Ben sadece aşkı bana en çok hormon salgılatan, beni en çok mutlu edebilen ve üzebilen duygu olarak tanımlayabilirim.”
Hayata bakışı: Mesleğini aşkla yapıyor, hayatı boyunca da aşkla yapacağını düşünüyor. “Mesleki aşkın biteceğine inanmıyorum çünkü buradan besleniyorum. Mesela okuduğum kitaptan da besleniyorum, izlediğim filmden de, seyrettiğim diziden de, arkadaş çevremden de besleniyorum. İnsanı her zaman dinç tutan hayatın pozitif devam etmesini sağlayan bir taraf vardır. Ya sevgiliniz sabah güzel uyandırır, ya okuldaki sınavdan başarılı bir not almışsınızdır bu sizi bir sonraki sınava daha iyi hazırlar. Benim bahsettiğim şey böyle bir şey. Yaptığım mesleğin onaylandığı ya da takdir aldığını görmek ve iyi yaptığına inanmak seni bir sonraki aşamaya daha donanımlı taşıyor. Doğru bir karar vermişim ve o yüzden bu aşkın hiç biteceğini zannetmiyorum.”
İş hayatına bakışı: Hiçbir zaman ‘Oyuncu oldum’ demek istemiyor. “Müjdat Gezen’in bir lafı vardır; ‘50 senedir bu mesleği yapıyorum ama hâlâ oyuncu oldum demiyorum’ der. Çünkü oyunculuk ‘oldum’ deyince olunan bir şey değil. Yaşadıkça, gördükçe daha iyilerini oynayabiliriz. Bence işlerin kıyası değil, oyunculuk önemli. Okula girdiğimizde İlk öğretimiz ‘Asla olmuş olamayacağımızdı’. O yüzden ben hâlâ oyuncu olamadım. Ölene kadar da oyuncu olmaya çalışarak yaşayacağım. Bazen gelen senaryoya oyunculuk açısından değil ‘reyting yapar mı?’ diye bakıyorum. Yoksa her şeyi oynamak zorundayız zaten. Seyircinin ne istediğini az çok anlayabiliyorum. Aile işini seviyor seyircimiz. Çoluk çocuk bir arada izleyebiliyorlar. Bence ekran güzellik dışında ışık arıyor. Mesela Sahnede öyledir. Yetenek ışığın kaynağıdır ve bence yeteneksiz değilseniz ekran sizi seviyor. ”
Kariyer planı: Yetenek, güzellik, başarıdan ziyade doğru tercih yaparak, her rolünün birbirine benzememesine özen göstererek, aynı rolün kadını olmaktan çıkmaya çalışarak ve farklı karakterleri tercih ederek kariyerini planlamaya çalışıyor. “Proje seçiminde genelde ajansımla beraber karar veriyoruz. Herkes fikrini söylüyor. Daha değişik bir şey gelsin, daha önce oynamadığım bir rol olsun diye konuşuyoruz. Sırf bu nedenle bir sürü oyuncu senelerce bir iş yapmayıp beklemiştir hatta bence. Benim de güzel bir rol beklediğim 2 senelik boşluğum var. Bir yerden sonra insanlar sizi ‘Aa güzel bir romantik komedi oyuncusu’ ya da ‘Aa iyi bir drama oyuncusu’ gibi adlandırıyorlar ya. Bundan olabildiğince kaçınmak için her tercihinizi birbirinden farklı yapmaya çalışırsanız o zaman oyuncu oluyorsunuz diye düşünüyorum. Çok genç yaşta başladım ben bu işe. 17 yaşında ilk filmimi çektim ve daha okuyordum hala. 17 yaşımdan bu yana tabii ki bir sürü hata yaptım, doğru kararlar veremedim, doğru tercihler yapamadım, bazen yanlış yollara saptım bazen yapmam gereken şeyi çok geç yaptım ama genel olarak yine de düşe kalka şu anda bulunduğum yerden mutluyum. Kötü yorumlar almıyorum insanlardan, kötü tepkiler almıyorum, güzel yorumlar alıyorum, iyi eleştiriler alıyorum. Doğru tercih ve doğru insanlarla çalışmak çok önemli çünkü sektör çok kalabalık, herkes oyuncu ve ajansının seni ne kadar yönlendirdiği, kimlerle nerede nasıl görüntülendiğin, tercih ettiğin projeler vs. bunların hepsi bundan sonraki kariyerinin nerede olacağını belirliyor.”
Gelecek Hayali: Gelecekte de en büyük hayali; oyunculuk yolculuğunun devam etmesi ve hiç bitmemesi. “Çünkü mesleğin en güzel yanı hep sahnede olmak. Beni doyuran, mutlu eden ve hayata sarılmamı sağlayan en güçlü duygum mesleki aşkım. Ama en büyük hedefim, Türkiye’de büyük sinema filmlerine imza atmak.”
Kaygıları: Hayvanlara insanlar kadar değer verilen bir toplumun öncüsü olmak isterdi. “Hayvan haklarının insan hakları kadar geçerli olduğunu ve sadece onların konuşamadığını insanların anlamalarını isterdim. Hayvanlara çok çirkin şeyler yapılıyor konuşamadıkları için. Evet, farkındalık da artıyor bir yandan aslında ama bence farkındalık hep vardı hiç yok değildi. Osmanlı da 1873 yılında sokak hayvanlarını besliyordu, bizde nasıl çöpü toplayan insanlar varsa o zaman da hayvanları besleyen insanlar vardı ama gittikçe hayvanlara tecavüz, işkence gibi davranışlar meydana çıktı. Belki de hep vardı ama internet sayesinde kimin kime ne yaptığını görüyoruz; kedinin bağırsaklarını deşen sosyopat bir çocuk, papağanın gırtlağından sıkan manyağın teki. Yani vicdani bir şeyin öncüsü olmak isterdim.”
Sosyal medya ile arası nasıl? Sosyal medyada aktif ancak bazen aldığı tepkilerden rahatsızlık duyuyor. “Sadece bazen ünlü olduğun için insanlarda şöyle bir algı olabiliyor: ‘Ben ne düşünüyorsam sen de onu düşünmek zorundasın! Paylaşımların, tweetlerin, Instagram’daki postların ben ne diyorsam onun üzerine olmalı’ gibi. Böyle çirkin bir baskı var isim yapmış insanlar üzerinde. Mesela Müjdat (Gezen) hoca beni eğiten, 4 sene boyunca ücretsiz okutan, okulundan mezun eden çok sevdiğim babamdır ve onun başına herhangi sıkıntılı bir şey geldiği zaman ben bunu geçmiş olsun dilekleriyle dilemek isterim. Ama bunu yaptığım için çok çirkin mesajlar aldım. Maalesef bu tarz şeylerle karşılaşabiliyoruz; özgür irademiz, kendi kararlarımız yok sanılabiliyor. Ama ben vicdanen rahatım ve inandığım şeyi savunuyorum. Benim hocama geçmiş olsun dileği dilemem kadar normal bir şey olmamalı bence. Öyle kötü şeyler yazılıyor ki üzülüyorsun. Tek şikayet ettiğim nokta bu! Yoksa hiçbir şekilde saygısızlığa uğramıyorum hatta çok güzel tepkilerle karşılaşıyorum, çok tatlı yorumlar alıyorum.”
Kimlere hayranlık duyar? Yeşilçam döneminde ki oyunculara hayranlık duyuyor. “Tabii ki Münir Özkul ve Adile Naşit ile oynamak isterdim. Şener Şen ile hâlâ imkanım var oynamak için. Ama ben esas Tarık Akan aşığıydım, çok beğenirdim onu ve Gülşen Bubikoğlu’nu. Onların ikisini çok yakıştırmışımdır çift olarak ve ‘Ah Nerede’ filminde oynamak isterdim.”
Formunu nasıl koruyor? Spor yapıyor, spor küçüklüğünden beri hep hayatında oldu. “Okul hayatımdan beri sporla büyütüldüm. Ankaralıyım orada buz patenine gönderildim, baleye gittim. Hacettepe Üniversitesi’nde lisanslı voleybol oynadım. Lisanslı binicilik yaptım. Spor hayatımın hep bir tarafında oldu ama son dönemlerde sadece pilates yapabiliyorum ona vaktim oluyor. Ama at binmeyi, voleybol oynamayı, kaymayı, board yapmayı seviyorum.”
TELEVİZYON DİZİLERİ
2021- Hükümsüz/ Ayşe Tamer
2018/2019- Avlu / Heves
2017- Klavye Delikanlıları / Selen
2016/2017- O Hayat Benim / Reyhan
2014- Kocamın Ailesi / Yonca
2011- Leyla ile Mecnun / Aysel
2011- Avrupa Avrupa / Gül Koparan Beceren
2009/2010- Kapalıçarşı / Yasemin Köksal
2009- Acemi Müezzin / Zeynep
2008- Doludizgin Yıllar / Gülşen
2008- Doktorlar/ Arzu Altındağ
2007/2008- Genco / Pınar
2005- Aşka Sürgün / Asya
2004/2007- Büyük Buluşma / Gözde
SİNEMA FİLMLERİ
2018- Tatlı Bela
2017- Baş Belası / Asya
2015- Sihirbazlık Okulunda Bir Türk/ Aria
2015- Aşk Olsun / Ceyda
2013- Bir Gevrek, Bir Boyoz, İki de Kumru / Hasret
2009- Abimm / Melek
2009- Cankurtaran İstanbul
2007- Janjan / Güzel Alaz
2006- Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü / Oyunbaz Kız
TİYATRO OYUNLARI
2019- Aynı Mezarın Ölüleri / Oyuncu
2015-Azizname / Oyuncu