“İstanbul Çamlıca’ya bir ilkokula öğretmen olarak atandım. Ama her zaman irtibat halindeydik. Hiç bir zaman hocamla bağımızı koparmadık. Türkiye’nin en büyük kulüplerinden birine transfer olmuşum. Yani kocaman bir şehre düşmüş bir yabancı gibiydim. Yavaş yavaş alıştım. Başlarda çok zorlandım hep gitmek istedim çünkü küçük şehirden gelmişim hep memleketime dönmek istiyordum. Fakat İstanbul öyle bir şehir ki 3 aydan sonra bir daha ayrılmak isteyemedim.”
“40 tane ülkeye gittim ve her yerde bayrağımı en iyi şekilde dalgalandırdım.Hayatım boyunca hiç bir zaman kolayı tercih etmedim. Bana zor gelen şeyleri başardığımda hep çok mutlu oldum.Parkurda bile bir sakarlık yapıp geriden gelip adamı yakaladığımda mutlu oluyorum. Hayatı da böyle geriden gelip yakalamayı seviyorum.”