Emre Kayiş’in, uluslararası festivallerden ödüllerle dönen ilk uzun metraj filmi “Anadolu Leoparı”, festival yolculuğunun ardından 1 Nisan Cuma günü vizyona girmeye hazırlanıyor. Başrollerini Uğur Polat ve İpek Türktan’ın paylaştığı film, bir hayvanat bahçesi müdürünün, kurumun özelleştirmesini önlemek amacıyla bürokrasinin köhne çarkları içinde verdiği mücadeleyi konu alıyor. “Anadolu Leoparı”, İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Diyarbakır, Gaziantep, Muğla ve Samsun sinemalarında izleyiciyle buluşacak.
Yaratıcısı ve senaristi olduğu “Alef” dizisiyle dikkat çeken Emre Kayiş’in yazıp yönettiği ilk uzun metraj filmi “Anadolu Leoparı”, dünya prömiyerini 46. Toronto Uluslararası Film Festivali’nde yaptı ve festivalden FIPRESCI Ödülü’yle döndü.
Aralarında Selanik, Oslo, Sofya, Kerala, Sydney ve Jerusalem’in de bulunduğu pek çok önemli uluslararası film festivaline davet edilen “Anadolu Leoparı”, Türkiye prömiyerini gerçekleştirdiği 58. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda En İyi Sanat Yönetmeni ve Behlül Dal En İyi İlk Film ödüllerini kazanırken, 32. Ankara Film Festivali’nden En İyi Film dahil olmak üzere toplam 4 ödülle döndü.
Başrollerini Uğur Polat ve İpek Türktan’ın paylaştığı “Anadolu Leoparı”nın oyuncu kadrosunda ayrıca Tansu Biçer, Ege Aydan, Seyithan Özdemir, Osman Alkaş ve Nuri Gökaşan yer alıyor.
Yirmi iki yıldır ülkenin en eski hayvanat bahçesinin müdürü olan Fikret (Uğur Polat), yalnız başına yaşamaktadır. Hayvanat bahçesinin kapatılıp Araplara satılması ve arsasında bir eğlence parkı yapılması uzun süredir gündemdedir. Fikret’in karşı olduğu bu eğilimi şimdilik engelleyen ise, soyu tükenmenin eşiğinde olduğu için koruma altında bulunan ihtiyar bir Anadolu leoparının halen hayatta olmasıdır.
Leopar başka bir hayvanat bahçesine taşınmadan kapanma işleminin başlaması mümkün değildir. Fikret, içine kapanık yardımcısıyla (İpek Türktan) bu değişime karşı mücadele eder. Emre Kayiş, senaryosunu kaleme aldığı ve yönetmen koltuğunda oturduğu filmde; soyu tükenmekte olan yaşlı leoparın hüzünlü kaderinden hareketle, onunla yazgı birliği içinde olan insanların duygu dünyasını ortaya koyuyor.