TelevizyonGazetesi.com / Özel Analiz – Yargı dizisinin 55. bölümünde Savcı Pars karakteri ile Mehmet Yılmaz Ak’ın ayrılığı hala gündemden düşmedi… Oyuncunun performansı ile milyonlarca kişiyi 2 yıllık süreçte bir hayli etkilediği, Türk dizi tarihinde yer edinen bir karakter ortaya koyduğu gerçeği Mehmet Yılmaz Ak’ın ayrılma kararı ile değişmez…
Yargı dizisinin senaristi Sema Ergenekon’un kesik el konusu üzerinden oyuncudan intikam aldığı düşüncesi birçok izleyicinin ortak fikri olarak sosyal medyada yayıldı. Tabii ki sosyal medyada bu durumun gündem olması sonrasında Yargı dizisinin sosyal medya hesabı üzerinden açıklama paylaşıldı.
Yapılan paylaşımda Mehmet Yılmaz Ak lehine çok dikkat çeken bir insanı unsur bulunuyor. Açıklamada deniliyor ki: “Kendisi ile yapılan görüşmelerde sosyal hayatına zaman bulamadığını, dolayısıyla projeye devam etmesinin kendisini değersiz hissettirdiğini belirtmiştir. Ayrılma kararı tarafımızca saygıyla karşılanmış ama hikaye ve yayınlanacak bölümleri riske atmamak adına en azından iki bölüm daha devam etmesi rica edilmiştir. Ancak ne aksayacak hikayenin, ne de aksayacak yayının kendisinden değerli olmadığını ifade ederek bu iki bölümlük devamlılık teklifimiz reddedilmiştir. Bu kararı ve bakış açısına saygı duyduğumuzu belirterek yarım bırakılan bölüme sonradan ek sahneler çekildiğini, bölümünün yayınına son anda yetiştirdiğini ve bölüm yapım tarafında aksaklıklar getirdiğini belirtmek isteriz.”
Yargı dizisini yetiştirme telaşı içinde olan ekiptekilerin yaşadığı sıkıntı anlaşılabilir bir durum. Ancak deprem gibi milyonlarca insanı derinden yaralayan, duygusal olarak çok zor bir durumda bırakan bir olgu ortadayken yapımcının yayının yetişmesinin riske girmesi ve hikayenin devamlılığını ön plana tutarak kendilerinin ne kadar zor durumda kaldığını gösterilmesi anlamlı mı?
Yani 2 sezon boyunca Yargı dizisinin bu kadar büyük başarı kazanmasında çok etkili olan Mehmet Yılmaz Ak’ın insani duygularının, psikolojisinin, ailesinin durumunun ve artık yaptığı şeyin değersizliğini sorgulaması bile yapımcının anlayış sergilemesi için yeterli olmalıydı. Zira insan hayatı ve psikolojisi, Yargı dizisinin maddi kayıplarından çok daha önemli.
Sonuçta, hikaye güçlü ve milyonlarca izleyiciyi de kendisine çekiyor.. Savcı Pars olsa da olur, olmasa da olur. Senarist Sema Ergenekon’un planları da bu ani durum ile değişmiş ve iş yükü artmış da olabilir. Ekip zorlanmış ve işler aksamış da olabilir. Bunlar haklı durumlar, ama tüm bunlar karşısında bile, Mehmet Yılmaz Ak suçlanarak ve kesik el üzerinden intikam alma duygusu yaratılarak karşılık verilmemeliydi.
Zira ortada 50 bine yakın insanın ölümüyle sonuçlanan, birçok kişinin canlı yayında enkaz altındakilerin ölümüne tanıklık ettiği ve ailelerin parçalandığı bir süreci saniye saniye izlediği bir ortamda, Mehmet Yılmaz Ak’ın dizide olmak istememesi ne kadar önemli bir durum olabilir ki?
Ay Yapım tecrübeli bir firma ve bu tür ani durumlarda insani refleksleri kabul edip, maddi zararı da önemsememeli… Yargı dizisi ekibi de bunca emekle ortaya koydukları başarıları, insani bir olgunlukla karşılanması gereken bir olay üzerinden sosyal medyada sorgulatmamalı.
Hiç bu açıklamalar yapılmasa, sükunet ile bu ayrılık kabul edilse, zorluklar olsa bile bunları aştıkları söylense ve oyuncuya insani bir bakış açısı ile yaklaşılsa, Yargı projesi halkın gözünde daha da büyütürdü.
Şimdi gelinen noktadan acaba yapımcı ve senarist Sema Ergenekon memnun mu?