TelevizyonGazetesi.com / Detay – Vicdan yarası böyle bir şey; Benim Adım Melek dizisinde izliyoruz… TRT1 ekranında Çarşamba akşamları izleyicilerle buluşan dizide Mehmet Çevik’in ortaya koyduğu performans ve dizinin duygusal hikayesi izleyicileri derinden etkiliyor.
Kızı Melek’in kanser hastası olduğunu çok geç öğrenen bir babanın kendisine olan kızgınlığını Mehmet Çevik, çok güzel yansıttı. Odayı dağıtan, tozu dumana katan Seyi Ali karakterinin yüreklere işleyen hali ekran başında gözyaşları döktürdü.
Mehmet Çevik, başarılı oyunculuk performansı ile dün akşam ne kadar çok evde gözyaşı döktürdü bir bilseniz… Nehir Erdoğan’ın canlandırdığı Melek karakterinin hüzünlü hikayesinde, bir babanın kızına çektirdiği acı ve kederin ardından düştüğü çaresizlik halini görüyorsunuz.
Ulaşılmaz olarak görülen o dağ gibi adan, zirvesine kar yağmayacakmış gibi duran Seyit Ali’nin dünyası başına yıkıldı. Sebebi ise kendisi… Aslında dizide birçok kişinin kendisini sorgulamasını sağlayacak sahneler bunlar. Verilen mesaj, geç gelen pişmanlığın bir işe yaramadığı gerçeğini ortaya koyuyor.
Her şeyi ailesi için yapan, ailesi için yaşayan ama kızı Melek’e yaptıkları ile bin pişman olan bir baba… “Bittim bittim ağlamaktan” diye yorum bırakan dizi izleyicileri, sosyal medyada Mehmet Çevik’in performansını övdü.
İzleyiciyi mahveden, yürekleri yakan anlarda ne büyük ders ve ne büyük mesajlar vardı… Seyit Ali’nin şu sözlerine dikkat edin:
“Saramadım, evladımı yüreğime saramadım. Ömrümden ömür vereyim diyemedim. Yuvasız kuşlar gibi gezindi durdu garibim. Ben ona sahip çıkamadım. Şimdi onca acı ile ben nasıl susacağım.”
İşte dizide yürek parçalayan o anlar: