Beril Pozam, 1 Ocak 1995 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Türk dizi, sinema ve tiyatro oyuncusu.
Adı: Beril Pozam
Doğum Tarihi: 1 Ocak 1995
Doğum Yeri: İstanbul
Boyu: 1.70 m.
Kilosu: 57 kilo
Burcu: Oğlak
Göz Rengi: Siyah
Saç Rengi: Siyah
Instagram: https://www.instagram.com/berilpozam/
Evcil Hayvanları: Kedileri var.
Ailesi: İstanbul’da doğdu büyüdü. “Ailemden öğrendiğin en önemli öğüt; Annem hep ‘insanların elleri birbirine değmeli’ der. Herkes herkese bir şekilde yardımcı ve destek olmalı gerek maddi gerek manevi. Ben bu lafı hiç unutmuyorum.”
Eğitim hayatı: Özel Ahmet Şimsek Koleji’nden mezun oldu. Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Tiyatro Bölümü’nü bitirdi. .
Kariyerinin dönüm noktası: İstanbul’da bir sene sosyoloji okuduktan sonra Ankara’ya, Bilkent Üniversite’sine tiyatro okumak için gitti. Birçok tiyatro oyununda sahne teknisyeni, oyuncu, asistan ve çevirmen olarak görev aldı. “Hikayem belki de herkesinki gibi başlıyor. Bir gün sahnedeydim, o ana kadar hissettiğim hiçbir duyguyla kıyaslanamayacak güzellikte bir şey hissettim ve kendi kendime ben kesinlike ömrümün sonuna kadar bu işi yapmak zorundayım dedim. Bu hissettiğim heyecandan, korkudan, sevgiden daha azı beni paklamayacaktı. ‘Afili Aşk’ dizisi kariyerimin dönüm noktası oldu.”
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına 2017 yılında, ‘AVM Sakini’ dizisinde canlandırdığı ‘Dedektif Öykü’ karakteriyle başladı.
Hangi proje ile parladı? ‘Afili Aşk’ dizisinde canlandırdığı ‘Nazmiye Özkayalı’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Kişisel gelişim: Oyunculuğun bir süreç olduğunu ve gelişimin asla tükenmeyeceğini düşünüyor. Sürekli kendisini geliştirmeye çalışıyor. “Ben gündelik hayatında da aklıyla hareket alabilen bir insanım. Duygularımdan aldığım motivasyonla aklım işlemezse tıkanıp kalabiliyorum. Bu yüzden okumak, izlemek, tanık olmak aslında, fikrine, hissine güvendiğim insanlarla sohbetler etmek ama her zaman denemek, denemek ve denemek benim en büyük yöntemim. Gelişim denemekle başlar, ben de hep deniyorum.”
Kişilik özellikleri: Olduğu gibi görünmeye önem veriyor. “Ben hep olduğum gibiyim. Bazı insanlar bunu sever, bazılarıysa sevmez. Ben kendi pusulamdan şaşmamaya çalışıyorum. Herkesin işinin gerektirdiğini yapmaması benim tahammül sınırımı zorluyor açıkçası. Bir de aptallıktan hoşlanmam ama zaten ondan kim hoşlanır ki?”
Sosyal: Kendine vakit ayırdığında, yeni ressamlar keşfetmek, bilmediği daha önce görmediği tablolarla, eserle karşılaşmaktan besleniyor. “Bolca film izliyorum, tiyatro oyunları çeviriyorum, dans ediyorum ve kendimle sessiz kalıyorum.”
Mutluluk kaynağı: Rol aldığı dizilerde usta oyuncularla birlikte oynamaktan mutluluk duyuyor. “Akrep’te Demet Akbağ gibi usta bir oyuncuyla birlikte oynayabilmek ve onu yakından tanıma fırsatını bulmak ve Evrim Alasya’nın şahane oyunculuğu, güzel enerjisi ve kalbiyle tanışmak büyük mutluluktu benim için. Keza Afili Aşk’ın seti de öyleydi, konservatuvar beşinci sınıf gibi oldu benim için Öğrenmeye ve denemeye devam edebildiğim. Bunun imkanının yönetmenlerimiz ve yazarlarımız tarafından sağlandığı sevgi dolu, özgür bir ortamdı. Nazmiye karakterinden ise cesur olmayı öğrendim. Kavga etmenin her zaman kötü bir şey, içinden geldiği gibi davranmanın ise önemli olduğunu. Sanırım Nazmiye’yle tek benzer yönüm, hayatta onun gibi insanlarla karşılaşmak olabilir.”
Hayata bakışı: Hayatında olmazsa olmazları; deniz, kedileri ve müzik. “Kısacası hayatta en büyük vazgeçilmezim sevgi diyebilirim. Kendimi psikoloji konusunda iyi buluyorum, İnsan psikolojisi beni büyülüyor, başlı başına sonsuz bir evren. Bu konuda yaptığım çözümleler ve bakış açımı farklı buluyorum. Bilim dünyası da beni büyülüyor. Benim zaten sayısal zekam yoktur, o yüzden belki de herkesten daha çok etkileniyorum çünkü son bir yılda yaşadıklarımız ve bunun karşılığında bu kadar kısa bir sürede üretilen aşı gibi çözümler beni aşırı etkiliyor. İyi ki varlar!”
İş hayatına bakışı: Oyunculuk yapmaya başladığından beri en fazla, kendinden daha çok, yaptığı işi ciddiye alması gerektiğinin farkına vardığını belirtiyor. ”En güzeli de kendimi mümkün olduğunca toplumsal baskılardan, yıkıcı eleştirel seslerden sıyırıp kendime gülebilmeyi öğreniyorum. Beni oyunculuğa küstürmek imkansız bir şey. Reytinglerle ödüllendirilmek, yaptığınız işin sizin kadar sahiplenildiğini görmek çok güzel bir duygu ama oynamak ya da oynamamak, işte en temel mesele bu. Bir oyuncu için her yeni karakter yeni bir yolculuk demek. Hayata başka bir karakterin açısından bakmak, dertleşmek gibi geliyor bana. Açıkçası beni rahatlatıyor. Kendimi asla unutmuyorum ki zorlanayım. Kendimi de oynadığım rolü de hatırlıyorum ve bunun benim mesleğim olduğunu idrak ettiğim için hiçbir zorlanma hissetmiyorum. Proje bittiğinde karakterle vedalaşma gibi bir hissim yok ama o projede çalıştığım insanlara, anılarımla, güzel sohbetlere, birlikte içilen çaylara, o kadar sık görüşme duygusuna karşı içimde bir burukluk oluyor çünkü eskisi gibi olmayacak hiçbir şey. Ama yanıma kâr kalan çok güzel insanlar var. Yine birlikteyiz, yine gülüyoruz, çay içiyoruz sadece eski günlerimizi de yad edebiliyoruz çünkü birlikte kurduğumuz bir geçmişiz var artık ki bence bu vedalaşılacak bir şey değil aksine mutlu olunacak bir şey.”
Kariyer planı: Oyunculukla ilgili planı; hep daha fazla denemek, sınırları zorlamak ve hep oynamak. “ Aklımda hep gitmem gereken workshop’lar ve katılmam gereken festivaller var. Hem Türkiye’de hem de dünyada keşfedilecek daha çok şey var. Başrol olmak tabii ki isterim. Bir işin sorumluluğunu bu denli üstlenmek zor ama heyecan verici. Popüler olmaya gelince açıkçası gündelik hayat bana kalsın.”
Güzellik ritüelleri: Yaz-kış çantandan ayırmadığı kozmetik ürünleri var. “Benim bu konuda çok dilim yandı, o yüzden artık dikkat ediyorum. Gündelik hayatımda hiç makyaj yapmadığım için bütün cilt bakımı ritüellerini yeni yeni öğreniyorum diyebilirim. Benim cildimin en büyük problemi nem ve ben de nemini dengede tutacak ürünler kullanıyorum, bol bol su içiyorum. Yaz kış çantamdan dudak koruyucumu asla ayırmam çünkü dudaklarım çok hassas hemen çatlayabiliyor.”
Modayı takip ediyor mu? Her zaman ve her yerde içinde kendisini olabildiğine rahat hissettiği kıyafetler giymeyi tercih ediyor. “Arada kalmış butiklerden orijinal parçalar almayı çok seviyorum. Bu rahatlık içinde şık olmaya çalışıyorum. File çoraptan hiç hoşlanmıyorum, eğer bir rol gerektirmezse asla kullanmam diye düşünüyorum ve bazı renklerin tonları ten rengime hiç yakışmıyor, ölü gibi görünüyorum, o renklerden kaçarım.”
Hangi filmden etkilendi: Tarkovski, Kieslowski, David Fincher, Nuri Bilge Ceylan, Bong Joon-ho filmlerini izlemekten asla sıkılmıyor.
Hangi yazarları seviyor. “Kazuo Ishiguro, Shakespeare, Turgut Uyar, Çehov, Sabahattin Ali, Nazım Hikmet okumaktan asla sıkılmayacağım yazarlar.”
TELEVİZYON DİZİLERİ
2021- Olağan Şüpheliler/ Zeynep
2021- Ada Masalı/ İdil
2020/2021- Akrep / Ayşem
2019/2020- Afili Aşk/ Nazmiye Özkayalı
2017- AVM Sakini/ Dedektif Öykü
TİYATRO OYUNLARI
2019- Kuvayi Milliye Destanı / Oyuncu
2019- Japon Kuklası / Oyuncu
2018- La Ronde / Oyuncu / Çevirmen
2018- The Blue Hotel / Oyuncu
2017- Japon Kuklası / Oyuncu
2016- The Madman and The Nun / Oyuncu
2015- Kedi’nin Pençesi / Asistan
Dr. Korczak Örneği / Sahne Teknisyeni