Devrim Nas, 10 Ocak 1972 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Türk dizi, sinema ve tiyatro oyuncusu.
Adı: Devrim Nas
Doğum Tarihi: 10 Ocak 1972
Doğum Yeri: İstanbul
Boyu: 1.91 m.
Kilosu: 83 kilo
Burcu: Oğlak
Göz Rengi: Kahverengi
Annesi: Semra Nas
Eşi: Sevil Devin
Çocuğu: İki çocuğu var
Kardeşleri: Tek çocuk
Instagram: https://www.instagram.com/devrimm_nas
Ailesi: Anne ve babası öğretmen, kardeşi yok, tek çocuk. Evli, iki çocuğu var. “Babam köy enstitülerinden yetişen öğretmenlerin büyüttüğü bir kuşaktandı. Üniversite yılları da 68 kuşağına denk geliyor. Öğretmen olan annem ile Trakya’nın bir köyünde başlıyor ilişkileri. İstanbul’da doğdum ama pek çok farklı şehirde büyüdüm. İki -üç yaşına kadar Çorlu’daydık. Sonra birden bire Ağrı’ya tayini çıktı babamın. Ağrı çok ilginçti tabi. Dilini bilmediğim bir sürü çocukla sokakta oynuyordum.
Çocukluk yılları: Ailesinin tek çocuğu. 5-6 yaşlarındayken Brecht ve Nazım Hikmet’ten şiirler okuyarak sahneye çıktığını hatırlıyor, oyunculuk sevdası da daha o dönemlerde başlamış. “Kız kardeşim olmasını çok istiyordum. 7-8 yaşlarındaydım. Annem hamileydi. Düşük yaptığında belki de annemden bile çok üzülmüş ve birkaç hafta hayata küsmüştüm. Çocukluğumun Ağrı’da geçen dönemi de ilginç anılarla dolu; Soğuğu çok net hatırlıyorum. Çok üşüdüğümü ve buzda düştüğümü. Babam, köy okullarını teftişten dönerken sakallarının donduğunu hatırlıyorum. Böyle kareler var kafamda çocukluğumla ilgili. Ağustos ayında Doğubeyazıt’a gitmiştik. Ağrı’yı görünce büyük bir heyecanla ’Baba bak! Dağın üstüne dondurma sürmüşler’ demiştim. 4 yıl kaldık orada ve sonra ilkokula başlarken Babaeski’ye taşındık. 12 Eylül’ü orada yaşadık. 12 Eylül döneminde çok özel insanlarla tanıştık ve onlar sayesinde halkevlerinde Aziz Nesin’in bir çocuk oyunuyla tiyatro sahnesine çıktım. 12 Eylül’den sonra çocuklara ‘İsmimi söylemeyin sizi hapsederler’ dediğimi hatırlıyorum. Çok korkuyordum. Sonra babam Gümüşhane’ye sürgün edildi. Biz annem ile gitmedik. Bir süre sonra babam Balıkesir’de üniversiteye geçti. Sonra da Bursa’ya taşındık zaten. Bursa Devlet Tiyatrosu’nda gençlik kolu geleneği vardır. Son kuşağı biz olduk. 87’de sınav açtılar. Son gün 5’e 5 kala girdim. Aklımda hiç yoktu. Lisede ya bilim adamı ya da yazar olmak istiyordum. Erkek lisesine gidiyordum. Babam ‘İçine çok kapandın, biraz sosyalleş’ diyerek beni tiyatro sınavına soktu. Hayatım değişti tabii.”
Eğitim hayatı: Eğitimini Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nde tamamladı. Yüksek lisansını da aynı bölümde yaptı.
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, ‘Yaz Evi’ dizisiyle başladı.
Hangi proje ile parladı? ‘Doktorlar’ dizisinde canlandırdığı ‘Aslan İbrahimoğlu’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Kişisel gelişim: Yurt dışında mesleği ile ilgili pek çok workshopa katıldı. Japonca biliyor. “ Japonya’ya 6 yıl aralıklarla gittim dilini de orada hayatta kalacak kadar biliyorum. Ünlü Yunan tiyatro yönetmeni Theodoros Terzopoulos ile çalıştım önce. Onun sayesinde de ünlü tiyatro yönetmeni, yazar, filozof Tadashi Suzuki ile tanışma ve çalışma fırsatım oldu. Terzopoulos ile Suzuki, Tiyatro Olimpiyatları adı altında uluslararası çok önemli bir organizasyon başlattı. O kapsamda ben ikisiyle de çalıştım. Suzuki’nin davetiyle de hemen hemen her sene Japonya’daki tiyatro kampüsüne gittim. Japonya’da ‘İçinizdeki hayvanı dışarı çıkarın’ sloganıyla bir de kursa katıldım. Sözünü ettiğim Suzuki Yöntemi o. ‘İnsan bir hayvandır, bunun farkında değildir. Kendisini bilinç ile öldürmüş ve kapatmıştır. O hayvanı ortaya çıkardığınız zaman sahnede gerçek enerjiyi bulursunuz’ der Suzuki.”
Hobisi: Müziğe karşı ilgisi var aynı zamanda gitar çalıyor. “Müzik ile güzel bir bağlantım var. Güzel sesim yok, eşlik edebilirim. Ama müzikalleri çok sevmiyorum. Gitar benim büyük yaram. Devam etmiyorum maalesef. Birkaç yeni dil daha öğrenmek, gitar çalmak hep planlarım arasında.”
Düşünce yapısı: ‘Güzel çocuk’ imajından kaçmak adına, hep derdi olan işler yapmaya çalıştı. “Televizyonda işler yapmadan önce dış görünüşümün farkında değildim. Bedeni ile birlikte bir oyuncunun kabiliyeti de olmalı. Artık günümüzde her işte dış görünüş önemli. Yaptığımız işte dış görünüşün önemi son yıllarda dizi patlamasıyla daha çok gündeme geldi. Reyting rekabeti falan. Ama diğer yandan, dünyanın en güzel insanı da olsanız zeki değilseniz bir işe yaramıyor. Ben sadece sağlam bir damar bulup sonuna kadar tiyatro yapmak istiyordum. 22 yaşında tiyatro kurmamın nedeni de oydu.”
İlk sinema filmi: Turgut Yasalar / Leoparın Kuyruğu
Aşka bakışı: “Eşim, Sevil Devin kendisi de yazan ve yazarak düşünen bir insandır. Türkiye’de Mamma Mia’da başroldeki kızı oynayan ilk kişidir. Dramayı, altmetni iyi bilir. Kendisi en sert eleştirmenimdir. Onun karşısında boynum kıldan incedir, dediği doğrudur.”
İş hayatına bakışı: ‘Tiyatro Ti’ ve ‘Tiyatro Pera’ yı kurdu. Her iki tiyatronun prodüksiyonlarında oyuncu olarak yer aldı. Aynı zamanda Pera Güzel Sanatlar Tiyatro Bölümünde eğitmenlik yaptı. Uluslararası tiyatro festivallerine turneler yaptı. “Meslek olarak oyunculuk dışında başka hiç bir şey aklımdan geçmedi. Televizyonda iyi projelerde yer almak istiyorum, tiyatroyu ise asla bırakmayı düşünmem.- Tek başıma ne yapabildiğimi görmek için bağımsız çalışmayı tercih ettim. Tiyatro Ti’yi kurduk 1994 yılında. 6 yıl boyunca ırkçılığı eleştiren, gündelik faşizmin nerelere gittiğini araştıran, yani derdi olan oyunlar oynadık. Sonra da Pera Güzel Sanatlar’da hocalık yaptım. 10 yıl sürdü. Galiba benim arzularım ve isteklerim yeni kuşakla çatışmaya başladı. Zorlandığımı hissettim ve bıraktım. Ama bir yandan workshop’lar yapmaya devam ettim. Yurtdışına çok gidip geldim. Özel projelerde yer aldım. Londra, New York, Yunanistan ve Japonya gibi yerlerde 3-4 ay kadar yaşadım belli aralıklarla. Biz gerçekten en klişe deyimiyle idealist tiyatroculardık. Yoksa ben 10 sene niye hocalık yapayım?”
Kariyer planı: Tek kanallı dönemlerde sunuculuk yaptı. O zamanlar onun için televizyon ek bir uğraşt. Hep iyi işler yapmış, derdi olan yönetmenlerle çalıştı. “Daha fazla sinema yapıyor olmak isterdim. Ama sinema, fazla film yapılıyor gibi görünse de çok kolay bir iş değil. ‘Mavi Gözlü Dev’, ‘Sis ve Gece’ gibi gişe endişesi taşımayan filmlerde rol aldım. Sinema veya televizyon, her ikisine de oyunculuk yapıyorum diye bakıyorum. Ama tiyatroda olabilmenin benim için başka bir yeri var.”
Gelecek Hayali: Hedefleri çok yok. Oyunculuğu ‘derin bir okyanus’ olarak görüyor ve oradan oraya gezmeyi seviyor. “Ofis işi gibi bir işim olsaydı, bir süre ara verebilir ve ferahlamış hissedebilirdim. Ama bu öyle bir iş değil. Bağımlılık gibi. Adrenalini, o hareketi bu beden ve ruh istiyor. Çünkü bunu yapmaya koşullamışsınız kendinizi.”
Kaygıları: Tiyatronun tıkanma noktasında olduğu görüşünde ve bu durumu endişe verici buluyor. “21. yüzyıl seyircisi tiyatro ve sinemanın hızını kesiyor. Tiyatro seyircisi tembel. Tiyatroda yapılan bir takım kötü işler de tiyatro izleyicisini tiyatrodan uzaklaştırıyor. Tiyatroda evrensel duygular işlemeli. Bunu yaparken de seyir estetiğini reddetmeyen, tiyatral zevki de ortaya çıkaran bir yol izlenmelidir. Türkiye’de tiyatro ya sadece keyif için, ya da sadece dert anlatmak için yapılıyor. Yani tekst olarak tıkanma noktasında.”
Kimlere hayranlık duyar? Haluk Bilginer’in oyunculuğuna büyük hayranlık duyuyor.
Doğa ile ilişkisi: Doğada olmayı seviyor. “Baba tarafım çiftçilik yapıyor oradan doğayı, toprağa dokunmayı öğrendim. Bazı insanlar vardır, şehirden çıkınca sudan çıkmış balığa dönerler, ben doğa içerisinde olmayı da biliyorum.”
Kaçış noktaları: Kendisini en çok yurt dışında rahat hissediyor. “Benim dilimi konuşmayan yerlerde, yurtdışında daha rahat oluyorum. Kendi hayatını da unutuyorsun o zaman. Türkiye içerisinde bir yere gitsen bile, tam bir kaçış olamıyor. Yurtdışı tam bir kaçış. Gündelik hayatındaki davranış biçiminden farklı davranmaya başlıyorsun. Müthiş bir özgürlük veriyor insana.”
TELEVİZYON DİZİLERİ
2020 – Yeni Hayat / Özgür Haseki
2018 – Vatanım Sensin / General Stefanos
2011 – Karakol / Komiser Haluk
2009 – Makber / Hazar
2008 – Ece / Ömer
2007/2008 – Doktorlar / Arslan İbrahimoğlu
2004 – Melekler Adası / Hasan
2002 – Zeybek Ateşi / Komiser Levent
2000 – Delikanlı
1998 /2001– İkinci Bahar / Murat
1998/2001 – Ruhsar / Levent
1996 – Cafe Casablanca
1995 – Osaman Amcanın Elleri
1995 – Bizim Aile / Kaya
1994 – Yaz Evi
SİNEMA FİLMLERİ
1998- Leoparın Kuyruğu/ Vural
1999- Gecenin Korkuluğu
2007- Sis ve Gece/ Sinan
2007- Kabuslar Evi: Gece Gelen Arkadaşlar/ Özgür (TV Filmi)
2007- Mavi Gözlü Dev
TİYATRO OYUNLARI
2018- Dali’nin Kadınları
2004- Yakındoğu’da Emanet
1996- Adam Adamdır
Vur / Yağmala / Yeniden / Aşık Kadınlar