Ana sayfa Oyuncu Biyografileri Elvin Levinler Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

Elvin Levinler Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

tarafından ker_def

Elvin Levinler, 24 Nisan 1988 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Türk dizi,  oyuncusu ve youtuber.

Adı: Elvin Levinler
Doğum Tarihi: 24 Nisan 1988
Doğum Yeri: İstanbul
Boyu: 1.67 m.
Kilosu:  52 kilo
Burcu: Boğa
Göz Rengi: Mavi
Saç Rengi: Kahverengi
Annesi: Fatma Levinler
Eşi: Bülent Hacıömeroğlu
Kardeşleri: Efe Levinler
Instagram: https://www.instagram.com/elvin/

Ailesi: Annesi babası mühendis, bir abisi var. Ailesinin çikolata fabrikası var, babası makine üretimi yapıyor annesi gıda kısmını üretiyor. Abisi ise   satış-pazarlama kısmıyla ilgileniyor. 2016 yılında mimar Bülent Hacıömeroğlu ile Bodrum’da evlendi. “Annem de babam da ODTÜ mezunu sayısal bilgileri kuvvetlidir. Aslında ilk başlarda matematiği sevmezdim. Abimle de aramızda 11 ay var, az yaş farkı olduğu için bebeklikten beri abimin yaptıklarını yapmak istermişim. Matematiği abim ile annem sevdirdi bana diyebilirim. Abimin ismi Efe, benim de ismim Ece olacakmış aslında. Ama annemin hamileliği sırasında babamın akrabalarından Elvin Teyze annemin hep yanında olmuş. Elvin, gökkuşağının 7 rengi demek, soyadımız Levinler de bütün renkler demek. Hem böyle bir uyum yakalamışlar hem de Elvin Teyze’yi çok sevmişler ve onun adını vermişler. Ailem bu zamana kadar aldığım bütün kararlara saygı duydu. Zaten her zaman tüm kararlarımı ailece oturup konuşuruz, tartışırız. Birbirimize çok düşkünüz, hiçbir zaman onlardan ayrı yaşamayı düşünmedim. Oyunculuk onlar için çok yeni bir şeydi ama hep yanımda oldular. Dizi, reklam hiç bilmediğimiz bir sektördü ama denedik. Ailemle karar verdik. ‘Menajerim ailem’ diyebilirim.

Eğitim hayatı: Cağaloğlu Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra burslu olarak Koç Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü bitirdi. Özlem Güzel Dans ve Müzik Okulu’nda bale eğitimi de aldı, eğitimini 2011’de Millî Eğitim Bakanlığı ve Royal Akademisi’nden bale öğretmenliği diploması alarak tamamladı.

Oyuncu olmaya nasıl karar verdi? Ailesinde hiç ünlü yok, bu konuda bir yol göstereni olmadı. Öncelikle kendi başvurusuyla reklamlar için seçmelere gitti. “Babam istemedi başlarda ama deneyelim dedik. Sonra reklamlarda oynamaya başladım ve ailece hepimiz sevdik. Bu arada hiçbir ajansa bağlı değilim. Üniversitede Hatırla Sevgili dizisinde Beren Saat’in kızını oynayacaktım ama okulum ön plandaydı o zamanlar ve sonra vazgeçtim. Üniversite boyunca reklamlarda oynadım sadece çünkü çok vaktimi almıyordu. ‘Kavak Yelleri’ ve ‘Küçük Sırlar’da bir süre ufak rollerle oynadım. Mezun oldum ve ‘Alemin Kıralı’ dizisinden teklif aldım. O dönemde medyada çalışmak istiyordum. Hem NTV muhabirliği hem de bu dizi aynı anda oldu. Dizi için kararsızdım ama şanslıydım ki hem sit-com’du hem de ekip çok iyiydi. Oya Başar’ın adını duyunca çok sevindim. NTV’deki yöneticilerimle bir denge kurduk. İki işi de severek yaptım.”

Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, 2010 yılında ‘Küçük Sırlar’ dizisinde canlandırıdğı ‘Simay’ karakteriyle başladı.

Hangi proje ile parladı? ‘İnadına Aşk’ dizisinde canlandırdığı ‘Nehir’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.

Kişilik özellikleri: Ne istediğini biliyor. Titiz ve düzenli. “Ajandamda yapılacaklar listem vardır daima. Böyle yaşamak kendimi rahat hissettiriyor. Artık teknoloji de çok ilerledi ve hayatınızı kolaylaştırıyor. Hareketli ve konuşkan biriyimdir ama ortamın güldürücüsü değilimdir. İlk girdiğim ortamda gözlem yapmayı severim, ona göre konuşurum. Açıldıktan sonra çok konuşkanımdır.”

Kişisel gelişim: Üniversiteye Uluslararası İlişkiler ve İşletme çift ana dal yaparak başladı. Sonra değişim programı ile Avustralya’ya gitti. 6 ay orada kaldı. Bir yaz da Hindistan’a gitti ve orada iki ay  gönüllü olarak sokak çocukları için bir projeye katıldı. Türk Atlantik Gençlik Konseyi’nin Genel Sekreteri olarak Avrupa’da pek çok yerde Türkiye ve gençlik adına konuşmalar yaptı. “İşin aslı yardım etmek için kalkıp Hindistan’a gitmeye gerek yok ama o dönemde İngilizcemi geliştirmem açısından böyle bir şeyi tercih etmem daha mantıklıydı. Burada ne kadar İngilizce okursanız okuyun, o dilin konuşulduğu bir ülkeye gitmeden çok da geliştiremiyorsunuz. Bu yüzden yurt dışına gitmek istiyordum zaten ama dil okulunu tercih etmedim. Çocukları da çok sevdiğim için böyle bir şey yapmak istedim. Hindistan’da 2 ay kaldım ve hiç gelişmemiş bir yerine gitmiştik. Haritada göstermekte zorlanacağım kadar kırsal bir yere gittim. Birçok kola ayrılıyordu program; aids, kadın hakları, çocuk hakları gibi.  Ben sokak çocuklarını seçtim. Onlarla beraber boyama, çizim yapıyorduk, biraz İngilizcemizi geliştiriyorduk. Onlara bale yapmayı gösterdim. Aslında amacımız sadece onlara güzel vakit geçirtebilmekti. 2 ayın sonunda onların hayatını değiştirebildik mi? Hayır, aslında onlar benim hayatımı daha çok değiştirdi.”

Sosyal: Setten arta kalan zamanlarında sabah koşusu yapıyor, bol bol film izliyor ve makaleler yazıyor. Yeni bir şehri keşfe çıkmayı da seviyor.

Düşünce yapısı: Keşfetmeyi seviyor. “Aslında tamamen merak duygusundan ileri geliyor. İstediğim bölümde okudum, oyunculuk yaptım aynı zamanda NTV’de haber muhabirliği yaptım iyim. Bu farklılığı yaşayabilmek çok güzel. Keşfetmeyi gerçekten çok seviyorum. Koşullar el verdikçe her şeyi yapmak istiyorum. Her şeyi yaşayarak tatmak istiyorum. Göreyim ve herkesle paylaşayım istiyorum.”

Mutluluk kaynağı: ‘Alemin Kıralı’ dizisinde usta oyuncularla rol almış olmak en büyük mutluluk kaynaklarından bir tanesi. “Özellikle Oya Başar’ın üzerimde çok emeği geçmiştir. Öyle ustalıkla bıyık altından yönlendirmeler yapardı ki yönetmen bile duymazdı ama onun sayesinde hem sahnelerim daha güzel olur hem de yeni bir şey daha öğrenmiş olurdum.”

İlk sinema filmi: Ali Yorgancıoğlu/ Polis Akademisi: Alaturka

Hayata bakışı: Hayatını evlilikten önce ve evlilikten sonra diye ikiye ayırıyor, evlendikten sonra hayatının en heyecanlı, en mutlu döneminin başladığını dile getiriyor. “Hep heyecanlı ve neşeli, kendi kendimle mutlu biriydim ama evlendikten sonra önce tamamlandım, sonra hayallerimi ikiye katladım. Uçsuz bucaksız düşlerin peşinde koşarken, elini tuttuğum ve cesaret edemediğim bir yol ayrımına geldiğimde sapasağlam yanımda duran biri var artık, o yüzden durdurabilene aşk olsun. Ben insanların her koşulda bir seçim şansı olduğuna inanırım. Mutluluk bile bir seçimdir, kötü bir gün geçiriyor olabiliriz ama yine de mutlu olmayı seçebiliriz.”

İş hayatına bakışı: Oyunculuğa sette başladı. her gün sette, diğer usta oyuncuların gözünün içine bakıp, onların yönlendirmelerini ve eleştirilerini can kulağıyla dinledi, kendi sahnesinde bile başkasının oyununu dikkatle izledi. “ Alaylı olmanın en büyük avantajı aktif bir şekilde oyunculuk yaparken hele ki büyük isimlerle çalışıyorsanız onları bu kadar yakından gözlemleme şansınızın olması. Bu sebeple geniş bir oyuncu kadrosunun olması, işi daha keyifli ve sizi daha tecrübeli hale getiren bir durum bence, o yüzden bu durumu bir zorluk olarak değerlendirmiyorum.  Tevizyonda yaptığım projeleri daha uzun soluklu olmasını umduğum, her hafta değişen, kendime yeni bir şeyler katabileceğim, kendimi geliştirebileceğim bir okul gibi düşünüyorum. Sinema filmiyse daha kısa bir sürede daha konsantre, yoğun ve özgür geliyor. Bu ikisi arasında bir seçim değil, ikisinde de kendimi ve yeteneklerimi ortaya koyabilmek adına uğraşıyorum.”

Kariyer planı: Özgün bir senaryoda, iyi bir yönetmenle çalıştığı bir sinema filminde oynamayı çok istiyor. Komedi yapmanın zor olduğunu da düşünüyor. “Bana sorarsanız komedi yapmak gerçekten çok zor, hele ki tipolojik olarak ön plana çıkardığınız bir tiplemeniz yoksa hem güzel hem komik olmanın dengesini tutturmak zor. Ancak komedide oynuyorsunuz diye, herkesin komiklik yapması gerekmiyor; bazı karakterler de o dengeyi sağlıyor. Benim daha önümde keşfedeceğim nice yollar uzanırken tek bir alanda uzmanlaşmayı tercih etmem. Bu sebeple tek bir alanda uzmanlaşmak yerine farklı alanlarda kendimi görmeyi tercih ediyorum.  Bu zamana kadar biriktirdiğim yeteneklerimi de kullanarak bambaşka bir karakter canlandırdığım bir sinema filminde oynamak isterim, örneğin ‘Siyah Kuğu’ gibi.”

Gelecek Hayali: Hedefi, aldığı eğitimle birlikte daha çok izleyip, gözlemleyip her geçen gün kendini biraz daha geliştirmek. İleride Bale okulu açıp öğretmenlik yapmayı da istiyor. “Baleye 6 yaşında başladım. İlkokulda sıra arkadaşım folklor yapıyordu ve sonra ben de baleyi bırakarak folklore geçtim. 1-2 sene halk oyunları yaptım sonra baleye tekrar dönmek istedim. Ve baleye dönerek öğretmenlik diplomamı da aldım. Yalnız şu an vaktim olmadığı için yapamıyorum. Ama ileride çok istiyorum. İnsanların emeklilik hayali vardır ya benim de gene o disiplinle, topuzumu yapıp, küçük çocukların karşısına geçip bale öğretmenliği yapma hayalim var. Ne zaman klasik müzik duysam, bale gösterisi izlesem içim gider. Dünyayı gezmek, görmek, keşfetmek ve paylaşmak. Bu zamana kadar edindiğim bütün deneyimlerimi ve öğrendiklerimi birleştirmek istiyorum. Bütün bunları yaparken televizyonda da boy göstermeliyim. Bunların hepsini bir araya getirince dünyayı gezdiğim, kendi dilimde anlattığım ve belki kaleme alacağım bir televizyon programı hazırlayıp sunmak istiyorum.”

Hobisi: Piyano ve keman çalıyor. Pilates ve yoga yapıyor. “Kemanımı ara ara elime alıyorum. Sporcu bir aileyizdir. Annemle yoga yaparız, pilatese gidiyorum aynı zamanda. Yogadan sonra özellikle farkındalıklarım çok arttı. Öncelikle ve en önemlisi zamanla yarışmamam gerektiğini, acele edince yetişilmediğini, nefes almayı, nefesimin farkında olmayı, kendime dürüst ve nazik olmayı ve anın tadını çıkarmayı öğrendim, öğrenmeye devam ediyorum. Her pratik kalbime açılan yeni bir macera.”

Neye para harcar? Bir süre önce dizi ve filmlere ara k eşi ile dünyayı dolaşmaya başladı. Beş kıta, sayısız şehir dolaştı. “Eşim (Bülent Hacıömeroğlu) kamera arkasını çok iyi biliyor, mimar. Gözü de çok iyi. Çok keyif alarak onunla bir şeyler çekmeye başladık. O zaman dijital platformlar bu kadar güçlü ve yaygın değildi. Sadece bize anı olsun diye keyif aldığımız seyahatlerimizi çekiyorduk. Güzel tepkiler alınca, daha çok motive olduk ve daha çok yükledik. Sonra onlara bazı markalar dahil olmak istedi ve derken biz marka iş birlikleri yaparak seyahat etmeye başladık. Aslında bir şekilde televizyon ortamında kalmak istemediğimi, oyunculuğa devam etmek istemediğimi biliyordum. Sonuçta zaman çok kıymetli. Dizi temposundayken her şey çok hızlı olup bitiyordu. Ben zamanı dolu dolu geçirip, dünyayı görmek istiyordum. Bu işin güzel tarafı içeriği sen belirliyorsun. Giymek istediğini, söylemek istediğini sen yapıyorsun. Pandemi sürecinde evdeyiz ancak bizim içeriğimiz sadece seyahat değildi, hayatımızı paylaşıyoruz. Yoga yapıyorum, eğitmenliğim var, pandemiden bir ay önce kanal açmıştım. Pandemi sürecinde o yoga kanalı birçok kişiye ulaştı. Aslında her şey doğru zamanlama.”

TELEVİZYON DİZİLERİ

2010- Küçük Sırlar / Simay

2011- Kavak Yelleri / Ayşe

2011 / 2013- Alemin Kıralı/Ayben Kıral

2013 – Salih Kuşu/ Melis

2013 – Babam Sınıfta Kaldı /Selin

2015- Milat / Duru Gümüş

2015/2016- İnadına Aşk/ Nehir Aras

SİNEMA FİLMLERİ

2015- Polis Akademisi: Alaturka / İnci