TelevizyonGazetesi.com / Detay – Salı akşamlarının sevilen dizisi Masumlar Apartmanı, öyle başarılı bir performans ortaya koydu ki, izleyiciler her hafta yeni bölümü sabırsızlıkla bekliyor. Ezgi Mola, Merve Dizdar, Birkan Sokullu ve Farah Zeynep Abdullah’ın başrollerinde yer aldığı dizinin hikayesi, gerçek bir hayat öyküsüne dayanıyor…
Safiye karakteri ile Memduh arasındaki sürtüşmeleri fazlasıyla izleyen dizinin hayranları 10. bölümdeki bir sahnede ise duygularına hakim olamayıp gözyaşı döktü. Atilla Şendil’in canlandırdığı Memduh karakteri torunu İnci’nin kızı gibi yanlış bir aşka kurban gitmesin diye fazlasıyla korumacı davranan birisi.
Safiye ile de Memduh pek anlaşamıyorlar… Ancak ikisinin de birbirlerine olan ihtiyacı kendisini 10.bölümdeki bir sahnede fazlasıyla gösterecek. Safiye’nin onu anlayan, dinleyen ve yol gösteren gerçek bir babaya ihtiyacı var…
Memduh ise kızını yıllar önce kaybetmenin acısını hala yüreğinde taşıyor. Safiye ve Memduh, bir gece vakti, dışarıda şimşekler çakarken ve yağmur olanca şiddetiyle yağarken apartmanın kapısında karşılaştı.
Tüm aile dışarıda yemeğe giderken, Safiye tabii ki gitmedi. Ama bu durum da içine fazlasıyla oturdu. Safiye ile Memduh’un kısa bir konuşma sahnesi var ki, aslında insanın birbirini dinlemeye, birbirinin dertlerine ortak olmaya ve karşısındaki anlamaya ne kadar ihtiyacı olduğunu da ortaya koydu.
Bugün toplumsal anlamda birbirinden farklı kültür ve inanıştaki insanlarımız, dertleşerek nasıl da ortak acılarda ve sevinçlerde buluşabileceğini de bu sahne üzerinden çok güzel özetlediler.
“Ben dışarıda yemek yemiyorum” diyen Safiye’ye Memduh da katıldı, “Ne yalan söyleyeyim ben de sevmem. Ev yemeği gibisi var mı?” diye yanıt verdi.
Safiye, “O güzel yemek yapamıyordur ki, yapıyor mu?” diyerek İnci’ye gönderme yaptı.
Memduh ise, “Yapıyor, annesinden öğrendi tabii. Kızım çok güzel yemek yapardı..” dedi.
Diyalog şöyle devam etti:
Safiye, “O nerede şimdi…”
Memduh, “Kaybettik…Uzun zaman oldu.”
Safiye, “Başın sağ olsun…”
Bu kısacık sahnede görüldüğü gibi, acılarda ve sevinçlerde konuşarak birbirlerinden farklı kültür ve inanıştaki herkesin nasıl anlaşabileceğini, birbirini anlayabileceğini gösterdiler.
v