Melih Selçuk, 7 Şubat 1984 tarihinde Mardin’de doğmuştur. Türk dizi ve sinema oyuncusu.
Adı: Melih Selçuk
Doğum Tarihi: 7 Şubat 1984
Doğum Yeri: Mardin
Boyu: 1.76 m.
Kilosu: 67 kilo
Burcu: Kova
Göz Rengi: Kahverengi
Kardeşleri: 9 kardeşi var
Instagram: https://www.instagram.com/melihselcuk/
Ailesi: Mardin Kızıltepe’de dünyaya geldi. Annesi ev hanımı, babası çiftçi. 10 çocuklu bir ailede 4 odalı bir evde büyüdü. “Ev hep kalabalıktı. Yalnız kalmak için uzaklara giderdim. Oturur, saatlerce dururdum öyle.”
Çocukluk yılları: Sinemaya meraklı bir çocuktu, TRT 2’deki pazartesi filmlerini kaçırmaz, sanat filmlerini de izlerdi. Türkçe dilini ilkokulda öğrendi. “Okulda Kürtçe konuşmak yasak. Öğretmen, dışarıda benimle Kürtçe konuşuyordu, çekindiğim için cevap vermiyordum. Huzursuz bir ortam vardı. Dışarısı tehlikeli deseler de, dalıyorduk sokaklara. Çocukluğu batıda geçmiş biri bunları anlayamaz. Ortaokuldan sonra Gaziantep Fen Lisesi’ni kazanıp yatılı okudum. Farklı bir kültür, farklı davranışlar. Bir arkadaşın daha ilk tanıştığımız anda ‘Bu ülkeyi bölemezsiniz tamam mı?’ dediğini hatırlıyorum. Çocukluğum farklı söylemlerin arasında geçmişti. Antep’te başka şeyler söyleniyordu. İki tarafın haklı ve haksız yanlarını gördüm. İki tarafta da keskin cümleler kurmamaya çalıştım. “
Eğitim hayatı: İlkokul ve ortaokulu Mardin’de, liseyi Gaziantep Fen Lisesi’nde okudu. Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu.
Oyunculuğa nasıl başladı? Üniversitede okurken kantinde gördüğü bir ilana başvurması ile hayatının akışı değişti. Semih Kaplanoğlu’nun 2008 yapımı ‘Süt’ filmine başrol oyuncusu olarak seçildi. “Oyuncu olmak gibi bir hayalim yoktu. Kamera arkasını görür bir şeyler öğrenirim diye başvurmuştum aslında. Kısmen şans diyebilirim. Zaten tecrübesiz bir oyuncu aradıkları için şansım yaver gitti. Onun dışında tabii ki hemen seçilmedim. Deneme çekimleri yaptık. Onlar da şansın dışındaki faktörler diyelim. Açıkçası ben hep yönetmen olmak istedim ama fazla puanım vardı ve kendimi geliştirebileceğim, kendine özgü bir kültürü olan Boğaziçi’ni seçtim. Nihayetinde Türkiye’nin en önemli yönetmenlerinden birkaçı da sinema bölümü olmamasına rağmen Boğaziçiliydi. Okulda bir ilanla oyuncu arandığını ve bunu set tanımak için bir fırsat olarak gördüm ki öyle de oldu. Süt benim için bir okul gibiydi. Sonrada da oyunculuğa devam ettim çünkü kamera önündeyken de kamera arkasıyla ilgili çok şey öğreniliyor. İlk filmim olan Süt, ilk tecrübem olduğu için bendeki yeri tabii ki ayrıdır. Adını Feriha Koydum da ilk uzun süren dizim olduğu için özeldir. Oradan güzel dostluklar edinip setinde çok şey öğrendim.”
Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, ‘Kasaba’ dizisinde canlandırdığı ‘Hüseyin’ karakteriyle başladı.
Hangi proje ile parladı? ‘Adını Feriha Koydum’ dizisinde canlandırdığı ‘Mehmet Yılmaz’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.
Kişilik özellikleri: İçinden geldiği gibi yaşamayı seviyor, idealist, içine kapanık. “İçimden gelmedikçe hiçbir şey yapmıyorum, yapmak istediğime emin olmam lazım. Anlık hislerin beni yönlendirmesine izin vermiyorum. Birinden hoşlanıyorum diyelim, çok emin değilsem adım atmıyorum. Ya da bir konu geliyor aklıma, ‘Yazsam iyi olur’ diyorum. Öyle bir an geliyor ki gerçekten bunun gerekliliğini hissediyorum. O zaman tembellik yok oluyor, saatlerce yazıyorum.”
Düşünce yapısı: Özellikle dizi çekimlerinde bir şey ürettiğini hissetmiyor. “Oyunculuk yaparken kişisel bir tatmin oluyor evet ama ben şahsen bir şey ürettiğimi hissetmiyorum. Özellikle dizilerde hızlıca çekip bitirmek zorunda olduğumuz için durum daha kötü. Hayatım boyunca oyunculuğun hayalini kurmuş olsaydım, aldığım ödüller beni sevinçten çıldırtırdı. Fakat böyle bir hırsım yoktu. Aklımın ucundan bile geçmeyen yerlerdeydim ama çok sarsılmadım. İnsanlar sürekli oynadığımız diziden bahsetmemizi ve mümkünse övmemizi bekliyor. Ben hiç o kafaya girmedim. Çünkü hayatımız sadece diziden oluşan bir şey değil. Kaldı ki zaten dizi çalışma sürelerinin ne boyutlarda olduğunu herkes biliyor. Günün büyük bir kısmını diziye harcıyorsanız diğer kısmında kendi akıl, ruh sağlığınız için ondan biraz uzaklaşmanız gerek. Ama bu sefer de burnu havada gibi algılanıyorsunuz. Bana verilen görevi saygı duyarak yaptığım sürece ki elimden gelenin en iyisini yapmak için çok uğraşıyorum, bu benim o işi sevdiğimin en büyük kanıtı.”
İlk sinema filmi: Semih Kaplanoğlu/ Süt
Aşka bakışı: Aşk, birini hayatımın merkezine koymaktır. Aşıkken kendimi tanıyamam. Normalde aşırı mantıklı ve rasyonel olmama rağmen aşıkken bir anda dünyanın en mantıksız insanı haline gelebilirim. Ne yapacağım belli olmaz yani. Sanırım romantik değilim. Öyleysem bile benim romantizmden anladığımla aşık olduklarımınki farklı, çünkü hiç biri beni öyle tanımlamadı bugüne kadar.”
Hayata bakışı: Hayatta çok büyük hırsları yok, mesleki olarak da herkesin star olmak zorunda olmadığını düşünüyor. “Herkes star olmak zorunda değil. Star olmak isteyen birinin bu sorulara vereceği cevaplar da farklı olurdu mesela. Tamamen politik, nabza göre şerbet veren, insanların duymak istediği cümlelerle konuşurdu. Çoğunluk öyle yapıyor. Biraz farklılık gösterdiğinde de ‘Bu adamda bir tuhaflık var’ demeye başlıyorlar. Çocukluğumu Güneydoğu’da uzun dönem olarak yaptım. İki kültürün de içinden geliyorum. Dolayısıyla her iki tarafın söylemini, doğru ya da yanlış bulduğu şeyleri biliyorum. Bu; bana dikte edilen her şeye şüpheyle yaklaşmama neden oldu. Olan bitene objektif olarak, dışarıdan bakabilmemi sağladı. Apolitik biriyim. Yeryüzündeki insan sayısı kadar ideoloji olması gerekiyor bence. Herkesin bir inanç sistemi, doğruları, yanlışları var. Bir sistemin, kalıbın içine dahil olmanın hiçbir anlamı yok benim için. Aynı görüşteyiz diyelim. İlle bir ismin altında toplanmamız mı gerekiyor. Çünkü bu sefer ‘biz-onlar’ ayrımı ortaya çıkacak. İdeoloji kavramı insanları birbirinden uzaklaştıran, özgür düşünmeyi engelleyen bir şey. ‘Ben şu ideolojideysem diğerini sevmemem lazım’ önyargısı buna engel oluyor. Avustralya’da film festivalinde bir sohbete şahit oldum. İkisi de Avusturyalı, biri neo-nazi, diğeri komünist. Espri yapa yapa öyle bir tartışmanın içindeydiler ki şok oldum. Bizde olsa kan çıkardı.”
İş hayatına bakışı: ‘Her oyuncu her rolü oynamalı’ görüşüne katılmıyor. “Oyuncu her rolü oynamalı diye kalıplaşmış bir şey var ama bu çok dar bir bakış açısından çıkan bir sav. Mesela rol tacizi meşrulaştıran bir metne sahipse ne yapacağız? Bir oyuncu bir tacizciyi oynayabilir ama bir oyuncu tacizi meşrulaştıran bir rolü reddedebilmeli. Irkçı birini oynayabilirim ama ırkçılığı yücelten bir rolü oynamama hakkım vardır. Şansıma bugüne kadar böyle bir rol çıkmadı. Ufak tefek sorunlar olduysa da düzeltmişizdir. Komediyi de seviyorum ama komedi, kalıp seven bir tür değil, daha elastik olmalısınız. Çalışmak rolün doğallığını azaltabilir bile. Bazı rollerde iç güdüyle oynuyorum bu yüzden. Bazısı için de araştırma, okuma ve izleme yapıyorum. Teknik konular da zaten mecburen oluyor. Karakter kullandığı için motor kursuna gitme, Magirus minibüs kullanmayı öğrenme gibi şeyleri yapıyor insan gerektikçe. ‘Süt’ filmindeki Yusuf şiir yazıp bunları yayınlatmaya çalışan biriydi. Ben de sinema yapma hayalleri kurduğum için onu çok iyi anlıyordum. Hala kendime en yakın bulduğum karakter odur.”
Kariyer planı: Bir süre daha oyunculuk yapıp kendimi geliştirdikten sonra yavaş yavaş kamera arkasına geçip kendi filmlerimi yapmak, yönetmen koltuğuna oturmak istiyor. “Yönetmen olmak istememin belli bir nedeni yok. Bir insan neden müzik yapmak istiyorsa, neden resim yapmak istiyorsa o yüzden. Sanatsal bir iç güdü bu. Sinema neredeyse tüm sanatları içinde barındıran bir şey. Olayları, durumları, duyguları böyle bir sanatla anlatmak hep büyüleyici geldi bana. Hala da öyle. Tam otobiyografi değil ama kendi hayatımdan, evrensel sorunların içinde olan kısımları da ihtiva eden bölümlerin eklemlendiği bir hikaye yazıyorum. Sonradan çok değişti tabii ben büyüdükçe. Son hali duruyor şu an. İlk zamanlarda kendi gelişimimi bekliyordum. Kendimi geliştirmedikçe film çekmek istemedim. Şimdi de zorluklarla uğraşıyorum. Film çekmek çok pahalı bir iş. Projeniz için fon bulma mücadelesi yıllar sürebiliyor. Bir çok yönetmen arkadaşım 5-6 yıl boyunca projelerini film haline getirebilmek için uğraştığını biliyorum. Şimdilik deneysel bir kısa film çektim. İkinci kısa filmime hazırlanırken koronavirüs çıktı. O nedenle beklemedeyim. Normalleşme süreci biterse ikinci kısa filmimi çekmeyi planlıyorum. Aslında geçen sene çekmemize rağmen hala ortaya çıkmayan bir filmimiz var; Okul Tıraşı. Sert bir film ama tam festival süreçlerine başlayacakken koronavirüs çıktı ve beklemedeyiz. Onun dışında yakında bir sinema filmi daha var ona hazırlıklar yavaştan başlıyor.”
Kadında çekicilik kriteri: Belli bir kriteri yok uyuma önem veriyor. “Bu konuda hiç bir özellik söyleyemem, birbirinden çok farklı kadınlara âşık olabiliyorum. Galiba elle tutulmaz gözle görülmez bir şey var insanda ve karşılıklı olarak uyum sağladığında aşk başlıyor.”
Evde ne yapar? Set dışında ki günleri genellikle evde geçiyor. “Tembel olmadığım dönemlerde spor yaparım. Bilgisayar oyunu oynarım. Film arşivim sağlamdır. Bol bol film izlerim. Tek başına vakit geçirmeyi seviyorum. Açıkçası tercihen asosyalim sanırım. Pandemi döneminde ekmek, poğaça ve börek yapmayı öğrendim. Ben zaten hayatının büyük kısmını evde geçiren biri olarak çok bunalmadım. Tek başına kalabilmenin bir meziyet olduğunu düşünmeye başladım. Bazı oyuncu arkadaşlarım çok bunaldı çünkü. Onlara da ‘şimdi siz benim gibi yaşamayı öğreniyorsunuz’ dedim hatta.”
TELEVİZYON DİZİLERİ
2019 – Sevgili Geçmiş / Refik
2017 – Yıldızlar Şahidim / Kürşat
2012 – Pis Yedili / Rüzgar
2011 / 2012 – Adını Feriha Koydum / Emir’in Yolu / Mehmet Yılmaz
2009 – Kasaba / Hüseyin
SİNEMA FİLMLERİ
2021- Şeflerin Şefi
2021/II Brother’s Keeper/Teacher Kenan
2018 – Sükut Evi / Delikanlı
2018- Bebek Geliyorum Demez/ Mert
2017 – Cenaze İşleri
2016- Zengin Kısmet / Cüneyt (TV Filmi)
2016– Sadakat / Salih
2015 – O’nun Hikayesi/ Salih
2015 – Adana İşi / Şimşek
2013 – Aşk Ağlatır / Atıf
2013- Yol Ayrımı: Hadi Baba Gene Yap
2013 – Toprağa Uzanan Eller / Ahmet
2008 – Süt / Yusuf
ÖDÜLLERİ
2009- 16. Adana Altın Koza Film Şenliği/ Umut Veren Genç Erkek Oyuncu Ödülü/ Süt
2009- 42. SİYAD Ödülleri Ahmet Uluçay Umut Ödülü/ Süt
2009- 3. Güney Sinema Festivali/ En İyi Erkek Oyuncu / Süt